Abdulmuttalib, bir gün, Kabe'nin yanında, Hicr'de oturuyor, kendisinin dostu olan Necran uskufu da yanında bulunuyordu.
Uskuf, söz arasında:
" İsmail oğullarından gelecek olan son peygamberin sıfatını kitablarda bulduk. Kendisinin doğum yeri burasıdır. Sıfatları da şöyledir, şöyledir" diyerek onları birer birer saydığı sırada, Peygamberimiz aleyhisselâm oraya geliverdi. Uskuf ona baktı. Onun gözlerine baktı, arkasına baktı, ayaklarına baktı da:
" İşte o, budur! Bu çocuk senin neslinden midir?" dedi.
Abdulmuttalib:
" Oğlumdur" dedi.
Uskuf:
" Biz onun babasını kitablarda sağ bulmadık! ?" dedi.
Abdulmuttalib:
" O, benim oğlumun oğludur! Bu daha doğmadan, annesi buna hamile iken, babası Vefât etmişti" deyince, uskuf:
" Şimdi doğrusunu söyledin! " dedi.
Abdulmuttalib, oğullarına:
" Kardeşinizin oğlunu iyi koruyunuz! Onun hakkında söylenilen şeyi işitmiyor musunuz?" dedi. 286
-------------------------------------------
* Uskuf. Hıristiyanların diyanet reisi, papazı, kıssîsten yukarı, matran'dan aşağı kişileri demektir. (Fîruzâbâdî, Kâmûsu'l-muhît, c. 3, s. 158).
286. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 165, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 1, s. 202, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 180.