Baş münafık Abdullah b. Übeyy b. Selûl ile kendisine bağlı birtakım kimseler, İslâm ordusuna katılmışlardı.

Abdullah b. Übeyy'e adamları:

" Sen, ona (Peygamber aleyhisselama) şehir dışında savaşmamak hususundaki görüşünü açıkladın. Bunun, atalarından gelip geçmiş olanların görüşü olduğunu bildirdin. Onun görüşü de, senin görüşün gibi idi. O, neden ise, bu görüşünden vazgeçip yanında bulunan şu gençlerin görüşlerine uydu! " dediler. 144

İslâm ordusunun içinde devekuşu gibi boynunu uzata uzata gelen Abdullah b. Übeyy b. Selûl; 145 Peygamberimiz aleyhisselamın gençlerin sözünü dinlediğini bahane ederek146 ve:

" Ey insanlar! Biz orada [Uhud'da] kendimizi ne için öldürecekmişiz, bilmiyoruz?! " diyerek, kavminden (Hazrecilerden) münafık olan ve kuşku içinde bulunan ve kendisine uyan insanlarla birlikte oradan geri döndü.

Benî Selâmenin kardeşi Abdullah b. Amr b. Haram, onlara:

" Ey kavmim! Ben size Allah'ı, O'ndan korkmanızı hatırlatırım.

Kavminizi ve peygamberinizi düşmanlarıyla karşılaştıkları zaman yardımsız bırakmamanız gerektiğini hatırlatın m. 147

Size Allah'ı, dininizi ve peygamberinizi hatırlatırım.

O peygamberinizi ki, Medine'ye gelip sığındığı zaman, kendinizi, oğullarınızı koruyup savunduğunuz gibi, onu da koruyacağınız, savunacağınız hakkındaki şartı size hatırlatırım" dedi. 148

Onlar:

" Biz sizin muhakkak çarpışacağınızı bilsek, size tâbi olurduk, sizi bırakmazdık. Fakat, biz bir çarpışma olacağını sanmıyoruz! " diyerek çekip gittikleri zaman, Abdullah b. Amr b. Haram, onlara:

" Ey Allah düşmanları! Allah kahretsin sizi! Allah belanızı versin sizin!

Allah, peygamberini, 149 mü'minleri , 150 sizin yardımınızdan müstağni kılacaktır! " dedi. 151

Geri dönenler, İslâm ordusunun üçte biri kadardı. 152 Üçyüz civarındaydı. 153

İslâm ordusunun mevcudu yediyüz kişiye düştü. 154

Abdullah b. Übeyy b. Selûl, böyle, kendisine uyanlarla birlikte İslâm ordusundan ayrılıp geri döndüğü zaman, İslâm ordusundan iki zümrenin; Haz recilerden Selime oğulları ile Evsîlerden Harise oğullarının elleri yanlarına düştü, onlar da geri dönmeye meylettiler. 155 Abdullah b. Amr b. Haram dönüp geldiği zaman, Peygamberimiz aleyhisselam Müslümanların saflarını düzeltmekte idi. 156

-------------------------------------

144. Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 219.

145. Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 219, İbn Sa'd, c. 2, s. 39, Belâzurî, c. 1, s. 315.

146. Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 219.

147. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 68, Taberî, Târîh, c. 3, s. 12, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 4, Zehebî, Megâzî, s. 136, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 4, s. 14.

148. Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 219.

149. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 68, Vâkıdî, c. 1, s. 219, Belâzurî, Ensâb, c. 1, s. 315, İbn Seyyid, Uyun, c. 2, s. 4, Zehebî, Megâzî, s. 136, Ebu’l-Fidâ, c. 4, s. 14, Halebî, İnsânu’l-uyûn, c. 2, s. 494.

150. Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 219.

151. İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 68, Vâkıdî, c. 1, s. 219, İbn Seyyid, c. 2, s. 4, Zehebî, s. 136, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 14.

152. İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 68, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 365, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 3, s. 220, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 150, İbn Seyyid, c. 2, s. 4, Zehebî, s. 136, İbn Haldun, Târîh, c. 2, ks. 2, s. 24, Semhûdî, Vefâu'l-Vefâ, c. 1, s. 284.

153. İbn Sa'd, c. 2, s. 39, Belâzurî, c. 1, s. 315, Taberî, Târîh, c. 3, s. 12, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 9, s. 31, Delâil, c. 3, s. 221.

154. İbn Sa'd. c. 2, s. 39, Taberî, Tefsir, c. 4, s. 73, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 221, İbn Esîr, c. 2, s. 151, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 13, Semhûdî, c. 1, s. 284.

155. İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 112, Taberî, Tefsîr, c. 4, s. 73, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 221, İbn Seyyid, Uyun, c. 2, s. 4, Zehebî, Megâzî, s. 133.

156. Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 219, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 4, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 4, s. 14.