İki taraf arasında çarpışma başladığı ve kızıştığı sırada idi ki, 266 Peygamberimiz aleyhisselam, elinde tuttuğu kılıç hakkında " Bu kılıcı kim alır?" diye sorunca, sahabiler almak için ona doğru baktılar267 ve:

" Ben! Ben! " diyerek onu almak üzere ellerini açtılar. 268

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Bu kılıcı, hakkını yerine getirmek üzere kim alır?" diye sorunca, onu almaktan çekindiler, geri durdular. 269

Zübeyr b. Avvam, ayağa kalkıp:

" Ben alırım yâ Rasûlallah! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselam ona vermeye yanaşmadı ve sorusunu tekrarladı.

Zübeyr b. Avvam, yine ayağa kalkıp:

" Ben alırım yâ Rasûlallah! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselam, yine ona vermeye yanaşmadı ve sorusunu tekrarladı. 270

Bunun üzerine, Ensardan Ebu Dücâne Simâk b. Hareşe, ayağa kalkıp:

" Ben alırım yâ Rasûlallah! " dedi ve:

" Onun hakkı nedir?" diye sordu.

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Onun hakkı; eğilip bükülünceye kadar, düşmana onunla vurmandır! 271

Onunla Müslüman öldürmemen, kâfirin önünden kaçmamandır! 272

Allah sana onunla zafer veya şehitlik nasip edinceye kadar Allah yolunda çarpışmandır! " buyurdu273

Ebu Dücâne:

" Ben onu, hakkını yerine getirmek üzere alıyorum yâ Rasûlallah! " dedi. 274

Ebu Dücâne, çok cesaretli, savaşta gururlu ve onurlu bir zât idi.

Başına kırmızı sarığını sardığı zaman, halk onun çarpışacağını anlardı.

Ebu Dücâne, Peygamberimiz aleyhisselamın kılıcını aldığı zaman da, kırmızı sarığını çıkarıp başına sardı ve İslâm saflarıyla müşriklerin safları arasında, kurula kurula, çalımlı çalımlı yürümeye başladı.

Peygamberimiz aleyhisselam, onun böyle yürüdüğünü görünce:

" Bu bir yürüyüştür ki, Allah onu bu yerden başkasında sevmez! " buyurdu. 275

Zübeyr b. Avvam derki:

" Resûlullah aleyhisselamdan kılıcı daha önce almak istediğim halde bana vermeye yanaşmayıp Ebu Dücâne'ye verince, içimde bir burukluk duydum.

Kendi kendime:

" Ben onun halası Safiyye'nin oğluyum, Kureyştenim de!

Oysa ki, ben kalkıp Ebu Dücâne'den önce kılıcı kendisinden istemiştim.

O ise, beni bırakıp kılıcı ona verdi! ?

Vallahi, Ebu Dücâne'nin ne yapacağını göreceğim! " dedim, arkasından gittim.

Ebu Dücâne, kırmızı sarığını çıkarıp başına sardı. Ensar:

'Ebu Dücâne, ölüm sarığını başına sardı! ' dediler.

O sarığını başına sardığı zaman, böyle derlerdi. 276

Ebu Dücâne, kırmızı sarığını başına sarınca:

'Ben o er kişiyim ki; dağın eteğindeki hurmalıkta dostumla bulunduğum sırada, hiçbir zaman savaş saflarının gerisinde kalmamak üzere sözleşmişimdir!

Ben (vurduğuma) Allah'ın ve Resûlünün kılıcı ile vururum! ' recezini okumaya277ve karşısına çıkan herkesi kılıçtan geçirmeye başladı!

Müşriklerin içinde bir adam vardı ki, yaralananlarımızdan hiçbir kimseyi sağ bırakmıyor, öldürüyordu.

O ve Ebu Dücâne, birbirlerine yaklaştılar. Allah'tan, ikisinin arasını birleştirmesini diledim. Nihayet, ikisi karşılaştılar ve birbirlerine vuruştular.

Ebu Dücâne, müşrikin kılıç darbesinden, öküz gönünden yapılmış kalkanıyla korundu.

Vuruş sırası Ebu Dücâneye gelince, onu vurup öldürdü! 278

Ebu Dücâne'nin, kılıcını Ebu Süfyan'ın eşi Hind binti Uttıe'nin başına dayadıktan sonra geri çektiğini de gördüm. 279

Kendisine:

'Ben senin her yaptığını gördüm. Kadına kılıcı kaldırıp vurmaktan vazgeçtiğini de gördüm! ' dedim. 280

Ebu Dücâne:

'Kılıcımı başına dayadığım zaman feryada başlayınca, kendisinin bir kadın olduğunu gördüm. 281 Vallahi, 282 Resûlullah aleyhisselamın kılıcını bir kadına vurmaktan, bir kadını onunla öldürmekten esirgedim! ' dedi. 283

Bunun üzerine, kendi kendime:

'Allah ve Resûlü, ne yapacağını herkesten daha iyi bilendir! ' dedim." 284

-------------------------------------

266. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 72, Taberî, Târih, c. 3, s. 16, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 9, Zehebî, Megâzî, s. 138.

267. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 556, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 123.

268. İbn Sa'd, Tabakât, c. 3, s. 556, Müslim, Sahih, c. 4, s. 1917.

269. İbn Sa'd, Tabakât, c. 3, s. 556, Ahımed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 123.

270. Taberî, Târih, c. 3, s. 15, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 230, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 233, Zehebî, Megâzî, s. 137.

271. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 71, Taberî, Târih, c. 3, s. 15, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 6, s. 96, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 9, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 4, s. 15.

272. Taberî, Târih, c. 3, s. 15, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 230, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 233, Zehebî, Megâzî, s. 137.

273. Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c. 1, s. 176.

274. İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 71, İbn Sa'd, c. 3, s. 556, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 123, Taberî, c. 3, s. 15, Hâkim, c. 3, s. 230, Beyhakî, c. 3, s. 233, İbn Esîr, c. 6, s. 96, İbn Seyyid, c. 2, s. 9, Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c. 1, s. 176.

275. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 71, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 259, Taberî Târih, c. 3, s. 16, Beyhakî, Delâilü’n-nübüvve, c. 3, s. 234, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 6, s. 96, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 9, Zehebî, Megâzî, s. 137, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 4, s. 15.

276. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 72, 73, Taberî, Târih, c. 3, s. 15-16, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 230-231, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 233, İbn Seyyid, Uyun, c. 2, s. 9-10, Zehebî, Megâzî, s. 137-138, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 16-17.

277. İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 73s. 557, İbn Seyyid, Uyun, c. 2, s. 9, Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c. 1, s. 176-177, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 4, s. 16.

278. İbn İshak, İbn Hişam, s. 3, s. 73, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 16-17.

279. İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 73, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 10.

280. Taberî, Târih, c. 3, s. 15, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 231.

281. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 73.

282. Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 231, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 3, s. 233.

283. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 73, Taberî, Târih, c. 3, s. 15, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 231 , Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 233, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 10, Zehebî, Megâzî, s. 137, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 4, s. 17.

284. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 73, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 4, s. 17.