İSLÂM TARİHİ / MEDİNE DEVRİ |
| |
Peygamberimiz aleyhisselamın Hazret-i Hamza'nın Vurulup Düştüğü Yeri Sorması |
Müşrikler Uhud'dan çekilip gittikten sonra, başta Peygamberimiz aleyhisselam olmak üzere, Müslümanlar şehitlerin yanına vandılar. 477
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Hamza'nın şehit düştüğü yeri göreniniz var mı?" diye sordu.
Bir zât
" Halkın bozulup çarpışmaktan yüz çevirdikleri sırada, şu ağaçların yanında, Hamzayı:
'Ben Allah'ın ve Resûlünün arslanıyım!
Allah'ım! Şu Ebu Süfyan'la arkadaşlarının başa getirdikleri kötülüklerden uzak durur, Sana sığınırım!
Şu Müslümanların yaptıkları bozgunculuklardan dolayı da Senden özür ve af dilerim' derken gördüm" dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam Hazret-i Hamza'nın cesedine doğru ilerledi. Yanına varıp da cesedinin kesilip biçildiğini görünce dayanamadı, hıçkırarak ağladı. 478
Hazret-i Hamza'nın cesedi, karnı yarılıp ciğeri çıkarılmış, 479 burnu ve kulakları kesilmişti. 480
Peygamberimiz aleyhisselam Hazret-i Hamza'nın cesedinin başında durunca:
" Hiçbir zaman, bir daha seninki gibi bir musibete uğranmayacaktır. Hiçbir yer de, şu durduğum yer kadar beni kızdırıcı olmamıştır.
Cebrail bana geldi de, 'Hamza b. Abdulmuttalib yedi kat gökler halkı içinde Allah'ın ve Resûlünün arslanıdır, diye yazılıdır' dedi.
Andolsun ki, Allah Kureyşîlere karşı beni muzaffer kılacak olursa, ben de onlardan otuz ölüye böyle yapacağım! 481
Eğer benim gördüğüm şeyleri görünce Safiyye binti Abdulmuttalib'i üzmek ve benden sonra da bir sünnet ve âdet olmak korkusu olmasaydı, Hamza'nın cesedini gömmez, yırtıcı hayvanların karınlarına ve kuşların kursaklarına girsin diye olduğu gibi bırakırdım 1482
Eğer Safiyye içinde bir üzüntü hissetmeyecek olsaydı, Hamzayı kurtlar kuşlar yesin de Kıyamet günü onların karınlarından haşredilsin diye, defnetmez, olduğu gibi bırakırdım! " buyurdu. 483
Müslümanlar da, Peygamberimiz aleyhisselamın amcasına yapılanlara son derece üzüldüğünü ve müşriklere kızdığını gördükleri zaman:
" Vallahi, eğer Allah bizi herhangi bir zamanda onlara galip kılarsa, Araplardan hiçbir kimseye yapılmadık bir şekilde onların burun ve kulaklarını keseceğiz! " dediler. 484
-------------------------------------
477. Vâkıdî, Megâzî. c. 1, s. 309.
478. Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 199, Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c. 1, s. 134.
479. Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 286, Taberî, Tarih, c. 3, s. 25, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 1 , s. 373, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 285, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 2, s. 53, İbn Seyyid, Uyun, c. 2, s. 19, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 39.
480. İbn İshak, c. 3, s. 101, Taberî, c. 3, s. 25, İbn Abdilberr, c. 1, s. 373, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 39.
481. İbn İshak, c. 3, s. 101, Vâkıdî, c. 1, s. 290, Taberî, c. 3, s. 25, Beyhakî, c. 3, s. 286, İbn Abdilberr, c. 1, s. 373, Zehebî, Siyer, c. 1, s. 132, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 39.
482. İbn İshak, c. 3, s. 101, Teberi, c. 3, s. 25, Beyhakî, c. 3, s. 386, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 161, Zehebî, Megâzî, s. 166, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 39.
483. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 14, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 128, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 336.
484. İbn İshak, c. 3, s. 101-102, Taberî, c. 3, s. 25, Beyhakî, c. 3, s. 286, İbn Esîr, c. 2, s. 161, Zehebî, s. 166, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 39.