Yine Hazret-i Aişe der ki:
" Resûlullah aleyhisselam, Mescidde minberde ayakta dikilerek halka bir hutbe irad edip, hutbesinde şehadet getirdikten ve Allah'a layık olduğu şekilde hamd ve senada bulunduktan sonra:
'Aileme töhmet isnad eden birtakım kimseler hakkında yapılması gereken iş hususundaki görüşlerinizi bana açıklayınız!
Allah'a yemin ederim ki; ben ailem hakkında hiçbir kötülük bilmiyorum! Onların zevcemi itham ettikleri kişi hakkında da, vallahi, hiçbir kötülük bilmiyorum.
O, benim evime, ben yanında olmaksızın hiç girmemiştir. Ne zaman bir sefere çıktımsa, o da benimle birlikte çıkmıştr'71 buyurduktan ve iftiracı Abdullah b. Übeyy hakkında konuşacağı için mazur görülmesini istedikten sonra:
'Ey Müslümanlar cemaatı! Ailem hakkındaki iftirasıyla beni üzüntüye düşüren bir adama karşı bana kim yardım eder?
Halbuki, vallahi, ben ailem hakkında hayırdan başka birşey biliyor değilim.
Onlar öyle bir adamın da adını ortaya attılar ki, ben onun hakkında da hayırdan başka birşey bilmiyorum.
O, ailemin yanına, 72 evlerimden bir eve de hiçbir zaman yalnız girmezdi;73 ancak benimle birlikte girerdi'74 buyurdu.
Bunun üzerine, Abduleşhel oğullarının kardeşi Sa'd b. Muaz, ayağa kalkıp:
'Yâ Rasûlallah! Bana izin ver! Onun boynunu vuralım! 75
Eğer o Evsten ise, onun hemen boynunu vururuz!
Eğer Hazrec kardeşimizden ise, bize emredersen, onun hakkındaki emrini de yerine getiririz! ' dedi. 76
Bunun üzerine, Sa'd b. Ubâde ayağa kalktı-ki, kendisi Hazrec kabilesinin seyyidi, ulu kişisi idi; bundan önce, iyi halli idi. Fakat, kabile taassup ve gayretine kapılarak:
'Allah'ın beka ve ebediyetine yemin ederim ki; sen yanılıyorsun! Sen onu öldüremezsin, öldürmeye güç yetiremezsin! 77
Eğer iftiracılar Evs kabilesinden olmuş olsalardı, onların boyunlarını vurmak istemezdin78 ve böyle konuşmazdın! 79
Sen bize Cahiliye devrindeki davayı tutturmak, güttürmek, onu aramıza yeniden sokmak mı istiyorsun?! Halbuki Allah onu yok etmiştir! ' dedi. 80
Bunun üzerine, Useyd b. Hudayr ayağa kalktı ve Sa'd b. Ubâde'ye:
'Allah'ın beka ve ebediyetine yemin ederim ki; sen yanılıyorsun!
Vallahi, biz muhakkak onu öldürürüz!
Sen muhakkak münafıksın ki, münafıklar hesabına bizimle mücadele ediyorsun! ' dedi. 81
Nihayet, iki kabile ayaklandılar, hatta birbirleriyle çarpışmaya niyetlendiler!
Resûlullah aleyhisselam, minberde ayakta durarak, onları yatıştırmaya çalıştı.
Nihayet, onlar sustular. Resûlullah aleyhisselam da sustu." 82
-------------------------------------
71. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 59, Buhârî, Sahih, c. 6, s. 11, Müslim, Sahîh, c. 4, s. 2137-2138, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 332.
72. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 196, Buhârî, Sahih, c. 5, s. 58, Müslim , Sahih, c. 4, s. 2133-2134.
73. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 312.
74. İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 312, Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 196, Buhârî, c. 5, s. 58 Müslim , c. 4, s. 2133-2134.
75. Buhârî, Sahih, c, 6, s. 11, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 332.
76. Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 196, Buhârî, c. 6, s. 7, Tirmizi, c. 5, s. 332.
77. Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 196, Buharî, c. 6, s. 7, Tirmizî, c. 4, s. 2134.
78. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 59, Buhârî, Sahih, c. 6, s. 11, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 332.
79. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 313.
80. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 431.
81. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 196, Buhârî, Sahih, c. 6, s. 7-8, Müslim, Sahîh, c. 4, s. 2134.
82. Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 196, Buhârî, c. 6 s. 8, Müslim, c. 4, s. 2134.