O sırada, Abdullah b. Übeyy b. Selûl; köşkünde, dizlerini dikmiş, iki elini kavuşturmuş oturuyor, yanında da birçok kimseler bulunuyordu. Peygamberimiz aleyhisselâmın kendisine doğru geldiğini görünce:
" Git! Sen, seni davet etmiş olanlara in! " dedi.
Sa'd b. Ubâde:
" Yâ Rasûlallan! Onun sözlerinden kalbine bir üzüntü gelmesin!
Senin bize geldiğin şu sıralarda, Hazrec oğulları onu kendilerine hükümdaryapmak istiyorlardı! İşte şurası benim evim!
Yâ Rasûlallah! Kavmimin içinde hurmalığı, kuyu başı, serveti, silahı, aile efradı. , benimkinden daha çok ve benden daha cesaretli bir kimse yoktur! " dedi. 14
Hem Sa'd b. Ubâde, hem Münzir b. Amr ve Beni Sâidelerden bazı zâtlar
" Yâ Rasûlallah! Bize buyur! Biz sayıca çokluğuz. Mal ve silahça hazırlıklıyız. Düşmanlarına karşı seni koruma ve savunma gücüne sahibiz" dediler.
Peygamberimiz aleyhisselâm:
" Devenin yolunu açınız! Nereye çökeceği, ona emrolunmustur! " buyurdu.
Yolu açılınca, Kasvâ, Beni Harise b. Hazreclerin evleri hizasına kadar gitti
-------------------------------------
14. Semhûdî, Vefâu'l-vefâ, c. 1, s. 257, Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 1, s. 340.