Huyey b. Ahtab, Ebu Süfyan'la konuştuktan sonra Benî Kurayza Yahudilerinin yanına gitti. Onlara:
" Babam, anam sizlere feda olsun!
Kureyşîler sizi ahde Vefâsızlık ve hainlikle suçladılar. Beni de sizinle birlikte suçladılar.
Düşmanımızla bir işiniz çıktığı zaman, sizin için Sebt yasağı yoktur, ona riayetsizlik etseniz de! " dedi.
Ka'b b. Esed kızdı ve:
" Muhammed onları tek kişi bırakmayıncaya kadar öldürse bile, biz Sebt yasağını bozmayız! " dedi.
Huyey b. Ahtab, Ebu Süfyan'ın yanına döndü.
Ebu Süfyan:
" Ey Yahudi! Kavminin ahde Vefâsızlık ve hainlik etmek istediklerini sen de öğrendin mi?" dedi.
Huyey b. Ahtab:
" Hayır! Vallahi onlar ahde Vefâsızlık yapmak istemiyor, belki Pazar günü çarpışmaya çıkmak istiyorlar" dedi.
Ebu Süfyan:
" Sebt ne demektir?" diye sordu.
H uyey:
" Yahudilerin içinde çarpışma yapmalarının ağır günah sayıldığı, günlerden bir gündür.
Biz Yahudi oğullarından bazıları, Sebt günü balık avlayıp yediler.
Allah da, onları maymunlara ve domuzlara çevirdi! " dedi.
Ebu Süfyan:
" Öyleyse, ben maymunların, domuzların kardeşleri olanların yardımını istemeyi uygun görmüyorum!
Ben İkrime ile arkadaşlarını onlara göndermiştim.
Onlar:
'Bize eşrafınızdan rehineler göndermedikçe çarpışmayız! ' dediler.
Bundan önce de, Gazzal b. Semev'el onların elçisi olarak bize gelmişti.
Lâfa yemin ederim ki; sizin bu tutumunuz Vefâsızlık ve hainlikten başka birşey değildir!
Ben senin de o Yahudi cemaatinin Vefâsızlık ve hainliklerine dahil bulunduğunu sanıyorum! " dedi.
Huyey b. Ahtab:
" Tûr-u Sînâ'da Musa'ya indirilen Tevrat'a yemin ederim ki; ben Vefâsızlık ve hainlik etmedim!
Ben onların yanından ayrılıp senin yanına geldiğim zaman, onlar halkın Muhammed'e en çok düşmanı olanı ve onunla çarpışmaya da en isteklisi idiler.
Fakat Pazar gününe kadar burada bulunmayacaklar ve seninle birlikte çarpışmaya katılmayacaklar! " dedi.
Ebu Süfyan:
" Hayır! Vallahi, sizin Vefâsızlığınızı ve hainliğinizi beklemek için, halkı artık bir saat bile durdurmam! " dedi.
Huyey b. Ahtab, Ebu Süfyan'ın bu sert çıkışından, hayatı hakkında endişeye düştü. 327
-------------------------------------
327. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 484, 485.