Herakliyus'un Kudüste bulunduğu sıralarda, Dıhye b. Halife de, Peygamberimiz aleyhisselamın mektubunu Kayser'e sunmayı sağlamak üzere Busra'daki Gassan emîri Hâris'e başvurdu. 59

O da, Dıhye'yi Herakliyus'a götürmesi için, Adiyy b. Hâtim'i vazifelendirdi.

Adiyy b. Hatim de, Dıhye'yi alıp Kudüs'e götürdü. 60

Dıhye'ye, kavim ve kabilesinden bazı kişiler:

" Kayser'in yanına vardığın ve kendisini gördüğün zaman, yere kapan! Kayser izin verinceye kadar da, başını secdeden kaldırma! " dediler.

Dıhye:

" Ben bunu hiçbir zaman yapmam ve Allah'tan başkasına hiçbir zaman tapmam! " dedi.

" Eğer sen böyle yaparsan, o ne mektubunu alır, ne de sana bir cevap yazar! " dediler.

Dıhye:

" İsterse almasın! " dedi.

İçlerinden bir adam:

" Ben sana birşey daha salık vereyim mi ki, sen öyle yapınca hem mektubun alınsın, hem de ona secde etmek zorunda kalmayasın?" dedi.

Dıhye:

" Nedir o?" diye sordu.

Adam:

" Kayser'in her eşiğine oturacağı bir minberi vardır.

Sen gider, sahifeni minberin üzerine bırakırsın.

Kayser onu alınca sahibini çağırır; o zaman sen de Kayser'in yanına varırsın! " dedi.

Dıhye:

" Bak, işte bunu yapabilirim! " dedi. 61

-------------------------------------

59. Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 31.

60. Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 284.

61. Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 2, s. 129, 130, Diyarbekri, Târîhu’l-Hamîs, c. 2, s. 32, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3. s. 284.