Peygamberimiz aleyhisselam; Hicretin 8. yılında Ramazan ayından 13 gece geçtikten sonra, 629 Cuma günü, 630 başına siyah bir sarık sardı. 631 Sarığının bir ucunu, iki omuzunun arasından, arkasına saldı. 632

Peygamberimiz aleyhisselamın o gün başına miğfer geçirmiş olduğu da rivayet edilir. 633

Buna göre; Peygamberimiz aleyhisselam, ya sangını miğfieriyle birlikte sarmış, ya da Zî Tuvâ'da sangını çıkararak miğferini giymiş, Mekke'ye girdikten sonra, miğferini çıkarıp sangını sarmış demekti. 634

Peygamberimiz aleyhisselam; tepelerinden tımaklarına kadar silahlanmış mücahidlerin ortasında, 635 Hazret-i Ebu Bekir'le Useyd b. Hudayhn arasında636 Zî Tuba'dan hareket edip Ezahir yolundan Mekke'nin üst tarafına doğru ilerledi. 637

Ezâhir; Ahnes hanedanının Hira dağı ile Sakar dağı arasındaki mahallesi ile geniş yol arasında kalan yokuştur. 638

Peygamberimiz aleyhisselamın taşınan sancağı beyazdı. 639

Peygamberimiz aleyhisselam devesinin üzerinde bulunduğu halde Mekke'ye girerken Feth sûresini yüksek sesle okuyor, 640 Allah'a şükür ve tevâzuundan, başını önüne eğmiş bulunuyordu. 641

Ezâhir yokuşuna çıkınca, kılıç parıltıları gördü ve:

" Nedir bu parıltılar? Halid b. Velid çarpışmaktan men edilmemiş mi idi?! 642 Ben çarpışmayı yasaklamamış mı idim?" diye sordu. 643

" Yâ Rasûlallah! Sanırız ki; müşrikler Halid b. Velid'le çarpışmaya kalkmışlardır!

Onlar çarpışmayı başlatmamış olsalardı, Halid onlarla çarpışmazdı! " dediler. 644

O sırada, Ku rey silerden birisi gelip:

" Yâ Rasûlallah! İşte, Halid b. Velid, adam öldürmeye hızla girişti! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselam, Ensardan, yanında bulunan birisine:

" Kalk, Halid b. Velid'e git! Kendisine, 'Resûlullah sana Mekke'de hiç kimseyi öldürmemeni sana emrediyor! 645 Ellerini adam öldürmekten çeksin diyor' de! " buyurdu. 646

Adam, gidince, Halid b. Velid'e:

" Ey Halid! Resûlullah aleyhisselam, Karşılaştığın, kavuştuğun kimseyi öldürmeni sana emrediyor! 647 Gücünün yettiğini öldür! ' buyuruyor! " dedi. 648

Bunun üzerine, Halid b. Velid, çarpışmaya ve müşrikleri öldürmeye girişti. 649 Yetmiş kişi öldürdü. 650

Ebu Süfyan gelip:

" Yâ Rasûlallah! Kureyş cemaati mahvoldu! Bundan sonra, Kureyş yok olmuş demektir! " dedi. 651

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Niçin yok olmuş?! " diye sordu.

Ebu Süfyan:

" İşte Halid! Halktan, bulduğunu öldürüyor! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Halid'i bana çağırınız! " buyurdu. 652

Halid b. Velid'i çağırdılar. 653

Peygamberimiz aleyhisselam, ona:

" Seni çarpışmaktan men etmiş olduğum halde, sen niçin çarpıştın?! " diye sordu.

Halid b. Velid:

" Yâ Rasûlallah! Önce onlar bizi oka tuttular, bize silah çektiler. Bizimle çarpışmaya başladılar. Onlarla çarpışmaktan ellerimi çekmeye imkân bulamadım. 654

Kendilerini İslâmiyete, halkın gireceği şeye girmeye davet ettim. Kabul etmediler. Onlarla çarpışmaktan başka çare bulamadım.

Sonunda, Allah bizi onlara muzaffer kıldı. Onlar her yere kaçışmaya başladılar" dedi.

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Ey Halid! Hiç kimseyi öldürmeyesin diye sana haber salmadım mı?655 Adam öldürmekten seni men etmedim mi?" diye sordu.

Halid b. Velid:

" Hayır! Öyle değil. Gücümün yettiğini, ele geçirebildiğimi öldüreyim diye bana haber saldın! 656

Senin tarafından, filan adam gelip gücümün yettiğini öldürmemi bana emretti! " dedi. 657

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Ensarîyi bana çağır! " buyurdu. Çağırdılar.

Ona:

" Hiç kimseyi öldürmeyeceksin diye Halid'e emretmeni sana emretmemiş mi idim?" diye sordu.

Ensarî:

" Evet! Öyle emretmiştin.

Ben senin emrini yerine getirmek istedim, fakat Allah başka türlü olmasını diledi! Allah'ın dilediği oldu! 658

Sen bir işin olmasını istedin, Allah da başka bir işin olmasını istedi.

Allah'ın olmasını istediği iş, senin olmasını istediğin işten üstün ve baskın geldi.

Olanı önlemeye güç yetiremedim! " dedi. 659

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Allah'ın hüküm ve takdir ettiğinde hayır vardır" buyurdu. 660

Ensarîye birşey söylemedi. 661 Sustu. 662

Sonra da:

" Ey Halid! Artık, hiç kimseyi öldürmeyeceksin değil mi?" buyurdu.

Halid b. Velid:

" Evet! Öldürmeyeceğim! " dedi. 663

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Müşrikleri takipten, araştırmaktan da vazgeç! " buyurdu.

Halid b. Velid:

" Öyle yapayım! " dedi. 664

-------------------------------------

629. Zührî, Megâzî, s. 86, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 6, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 374, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 342.

630. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 342.

631. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 824, İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 455, c. 2, s. 140, Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 387, Müslim, Sahih, c. 2, s. 990, Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 54, Tirmizî, Sünen, c. 4, s. 225, Nesâî, Sünen, c. 5, s. 201, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1186, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1 , s. 507, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 5, s. 67, 68, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 252, Zehebî, Megâzî, s. 457, 458, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 4, s. 293, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 27, Zürkânî, Mevâhibü'l-ledünniye Şerhi, c. 2, s. 319.

632. Beyhakî, c. 5, s. 68, Zehebî, c. 458, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 293, Halebî, c. 3, s. 27, Zürkânî, c. 2, s. 319.

633. Zührî, Megâzî, s. 91, Abdurrezzak, c. 5, s. 379, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 191.

634. Kastalânî, Mevâhibü'l-ledünniye, c. 1, s. 201, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 2, s. 324.

635. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 823.

636. Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 84.

637. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 49.

638. Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 2, s. 287, 288.

639. Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 32, Tirmizî, Sünen, c. 4, s. 195, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 941, Nesâî, Sünen, c. 5, s. 200.

640. Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 92, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 5, s. 70.

641. Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 4, s. 293, Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 83.

642. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 826, İbn Sa’d, Tabakâtü'l-kü brâ, c. 2, s. 136, Diyarbekrî, Târîhu'l -hamîs, c. 2, s. 83.

643. İbn Hacer, Fethu’l-bârî, c. 8, s. 9, Kastalânî, Mevâhibü'l-ledünniye, c. 1, s. 197, Zürkânî, Mevâhibü'l-ledünniye Şerhi, c. 2, s. 311.

644. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 826, İbn Sa'd, Tabakât, c. 2, s. 136, İbn Hacer, Fethu’l-bârî, c. 8, s. 9, Kastalânî, Mevâhib, c. 1 , s. 197, Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 83.

645. Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 83, 84, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 26.

646. Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 4, s. 297, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 2, s. 311.

647. Diyarbekrî, c. 2, s. 84, Halebî, c. 3, s. 26, Zürkânî, c. 2, s. 311.

648. Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 297, İbn Hacer, Feth, c. 8, s. 9, Zürkânî, c. 2, s. 311.

649. Diyarbekrî, c. 2, s. 84, Halebî, c. 3, s. 26.

650. Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 297, İbn Hacer, Feth, c. 8, s. 9, Diyarbekrî, c. 2, s. 84, Halebî, c. 3, s. 26, Zürkânî, c. 2, s. 311.

651. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 538, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1407-1408, Belâzurî, Fütûhu'l-büldân, c. 1, s. 45, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 174.

652. Diyarbekrî, c. 2, s. 84, Halebî, c. 3, s. 26.

653. Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 26.

654. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 838, 839, İbn Hacer, Fethu’l-bârî, c. 8, s. 9.

655. Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 84, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 26.

656. Aynı kaynaklar.

657. Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 4, s. 297.

658. Diyarbekrî, c. 2, s. 84, Halebî, c. 3, s. 26.

659. Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 4, s. 297.

660. Vâkıdî, c. 2, s. 826, 839, İbn Sa'd, c. 2, s. 136.

661. Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 297, Diyarbekrî, c. 2, s. 84, Halebî, c. 3, s. 26.

662. Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 297, İbn Hacer, c. 8, s. 9, Diyarbekrî, c. 2, s. 84, Halebî, c. 3, s. 26.

663. Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. , c. 2, s. 84.

664. Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 26.