Peygamberimiz aleyhisselam; Mekke'yi fethettikten sonra, Ramazan'ın yirmisine rastlayan Cuma günü, her tarafa askerî birlikler gönderdi ve İslâmiyete uymayan herşeyi değiştirmelerini onlara emretti.

1. Hişam b. Âs, 200 kişilik bir birlikle Yelemlem taraflarına,

2. Halid b. Saîd b. As, 300 kişilik bir birlikle Ürene taraflarına,

3. Halid b. Velid, arkadaşlarından 30 kişilik bir süvari birliğiyle Uzzâ putuna gitti. 1265

Uzzâ; Nahle'de, üç semüre (sakız) ağacından veya büyük dikili ağaçtan ibaret idi. 1266 Uzzâ'nın yanında da, Gatafanların taptıkları bir put bulunuyordu. 1267

Uzzâ'nın üzerine, birde ev yapılmıştı. Uzzâ'nın kapıcı ve bakıcıları orada otururlardı. 1263

Araplardan, Mekke'de oturup da Uzzâ'ya, sonra Lât'a, sonra Menat'a tapmayan yoktu. 1269 Kureyşîlere göre; putların en büyüğü Uzzâ, sonra Lât, sonra Menattı. 1270

Rivayete göre; bunların her birinde bir şeytan bulunur, kapıcı ve bakıcılarına görünür ve onlarla konuşurdu. 1271

Halkı Uzzâ'ya tapmaya davet edenler; Amr b. Rebia ve Haris b. Ka'b adındaki kişilerdi.

Amr b. Rebia, halka:

" Taif serin olduğu için Rabbiniz Taifteki Lâfta yazlar, Tihâme sıcak olduğu için de Nahle'deki Uzzâ'da kışlar! " derdi.

Uzzâ'ya tapmayı ilk benimseyen ve Kureyşîlere benimseten de, Amr b. Luhayy idi. 1272

Kendisi, kâhindi, cinle ilişkisi vardı. 1273

Uzzâ; Kureyşîlerle Beni Kinane ve Huzâaların ve bütün Mudarların Nahle bölgesindeki tapınakları idi. 1274

Benî Nasr, Cüşem, Sa'd b. Bekrier, 1275 Ganiyy ve Bâhileler de Uzzâ'ya taparlardı. 1276

Bununla beraber, Kabe'yi, tapınakların hepsinden üstün tutarlardı. Çünkü, onun Allah dostu İbrahim'in mabedi ve mescidi olduğunu bilirlerdi. 1277

Araplar, hac amellerini tamamladıkları ve Kabe'yi tavaf ettikleri zaman, Uzzâ'ya gidip onu da tavaf etmedikçe ihramdan çıkmazlar, onun yanında bir gün itikâfa girerler ve ihramdan öyle çıkarlardı. 1278

Uzzâ'nın kapıcıları ve bakıcıları Süleymlerden Şeyban oğulları olup, kendileri Hâşim oğullarının müttefiki idiler. 1279

Şeyban oğullarından son kapıcı ve bakıcı da, Dubay'a b. Haremiyyü's-Sülemî idi.

Yüce Allah, Peygamberimiz aleyhisselamı peygamber gönderip putlara tapmayı yeren âyetler indirerek putperestliği yasaklayıncaya kadar, Uzzâ'ya tapılmaktan geri durulmadı.

Uzzâ'ya dil uzatılması, Kureyş müşriklerinin çok ağırlarına gitti.

Ebu Uhayha Saîd b. Âs b. Ümeyye, ölümüyle sonuçlanan hastalığa tutulduğu zaman, Ebu Leheb b. Abdulmuttalib onu ziyarete varmış ve ağlar bulmuştu.

Kendisine:

" Ey Ebu Uhayha! Ne diye ağlıyorsun? Yoksa, öleceğine mi ağlıyorsun? Ölmekten kurtulunmaz ki?" deyince, Ebu Uhayha:

" Hayır! Ben öleceğime ağlamıyorum! Fakat, benden sonra Uzzâ'ya tapılmayacağından korkuyor ve buna üzülüyorum! " demişti.

Ebu Leheb:

" Vallahi, Uzzâya senin sağlığından dolayı tapılmıyordu ki, senin ölümünden sonra ona tapılmak bırakılsın! " dedi.

Bunun üzerine, Ebu Uhayha:

" Şimdi anladım ki; benim yerimi tutacak birisi var! " dedi.

Ebu Leheb'in Uzzâ'ya son derecedeki bu bağlılığı ve tapma tutkusu, kendisinin çok hoşuna gitti.

Ebu Leheb Uzzâ'nın kapıcı ve bakıcısı Eflah b. Nadrü's-Sülemî'yi de ölüm döşeğinde ziyaret edip kendisini üzgün görünce:

" Ben seni niye çok üzgün görüyorum?" demişti.

Eflah:

" Benim ölümümden sonra Uzzâ'ya hizmet edilmemesinden, bakılmamasından korkuyor ve üzülüyorum! " dedi.

Ebu Leheb, ona:

" Hiç üzülme! Senden sonra onun üzerine ben bulunur, onu görür, gözetirim! " diyerek söz verdi.

Bunun üzerine, Ebu Leheb, her kime rastlarsa:

" Eğer Uzzâ Muhammed'e ve dâvasına galebe çalarsa, ben bir elimi onun üzerinde bulunduruyorumdur!

Eğer Muhammed Uzzâ'ya galebe çalarsa-ki, galebe çalacağını hiç sanmıyorum-kendisi kardeşimin oğludur, beni sayar! " diye propaganda yapmaya başlamıştı. 1280

Uzzâ, Hüzeyllerin Mekke'ye iki gecelik uzaklıktaki Nahletü'ş-Şâmiye vadisinde bulunuyordu. 1281

-------------------------------------

1265. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 873, Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 1, s. 127.

1266. Ebu’l-Münzir Hişam , Kitâbu'l-esnâm, s. 25, Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 1, s. 127.

1267. İbn Habib, Kitâbu'l-muhabber, s. 315, Yâkût, Mu'cemu'l-büldân, c. 4, s. 116.

1268. Yâkût, Mu'cemu'l-büldân, c. 4, s. 116.

1269. Yâkût, Mu'cemu'l-büldân, c. 4, s. 118.

1270. Ebu’l-Münzir Hişam , Kitâbu'l-esnâm, s. 27.

1271. Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 1 , s. 127.

1272. Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 1 , s. 126.

1273. Ebu’l-Münzir Hişam , Kitâbu'l-esnâm, s. 54, Yâkût, c. 5, s. 367.

1274. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre. c. 1, s. 86, c. 4, s. 79, Ezrakî, c. 1, s. 126.

1275. Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 1 , s. 127.

1276. İbn Habib, Kitâbu'l-muhabber, s. 315, İbn Hazm, Cemhere, s. 491.

1277. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre. c. 1, s. 85.

1278. Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 1 , s. 126.

1279. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre. c. 1, s. 86, c. 4, s. 79, Ezrakî, c. 1, s. 126.

1280. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 874, Ezrakî, c. 1, s. 128.

1281. Yâkût, Mu'cemu'l-büldân, c. 5, s. 277.