İslâmiyette Yemen üç valiliğe ayrılmıştı.

Birincisi, sadaka bölgesiyle birlikte Cened valiliği olup, valiliklerin en büyüğü idi.

İkincisi, sadaka bölgesiyle birlikte San'â valiliği olup, valiliklerin ortancası idi.

Üçüncüsü, sadaka bölgesiyle birlikte Hadramevt valiliği olup, valiliklerin en küçüğü idi.

Cened'e Cened ismi, Meâfirlerden Cened b. Şehran'dan dolayı vehim işti. 293

Cened, Yemen'in yukarı tarafında Aden'e doğru idi. 294

Muaz b. Cebel, Cened'de kadılık, hâkimlik yapacak; Cened halkına İslâmiyeti, İslâm şeriatını, Kur'ân okumayı öğretecek; Yemen ülkesinde tahsil edilen zekat ve sadakalan da vazifelilerinden teslim alacaktı. 295

Peygamberimiz aleyhisselam, Muaz b. Cebel'e:

" Sana bir dava getirilip arzedildiği zaman296 nasıl ve neye göre hüküm verirsin?" diye sordu.

Muaz b. Cebel:

" Allah'ın Kitabındaki hükümlere göre hüküm veririm! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Eğer Allah'ın Kitabında dayanacağın bir hüküm olmazsa, neye göre hüküm verirsin?" diye sordu. 297

Muaz b. Cebel:

" Resûlullahın o hususlardaki hükümlerine, 298 sünnetine göre299 hüküm veririm" dedi.

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Eğer Resûlullahın hükümlerinde, 300 sünnetinde de dayanacak bir hüküm bulunmazsa ne yaparsın?" diye sordu. 301

Muaz b. Cebel:

" O zaman ben de tereddüt etmeden kendi görüşüme göre içtihad* eder, hüküm veririm" dedi. 302

Bunun üzerine, Peygamberimiz aleyhisselam, eliyle Muaz b. Cebel'in göğsünü sığayarak: 303

" Hamd olsun O Allah'a ki, Resûlullahın elçisini304 Resûlullahın hoşnut olacağı şeye305 muvaffak kıldı" buyurdu. 306

-------------------------------------

293. Yâkût, Mu'cemu'l-büldân, c. 2, s. 169.

294. İbn Hacer, Fethu’l-bârî, c. 8, s. 49, Kastalânî, c. 1, s. 230 Diyarbekrî, c. 2, s. 142.

295. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 529, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1403.

296. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 584, c. 2, s. 437, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 230, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 303, Tirmizî, Sünen, c. 3, s. 616, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1404, Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c. 1 , s. 321.

297. İbn Sa'd, c. 3, s. 584, c. 2, s. 347, Ahmed, c. 5, s. 230, Ebu Dâvud, c. 3, s. 303, Tirmizî, c. 3, s. 616, İbn Abdilberr, c. 3, s. 1404, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 199, Zehebî, c. 1, s. 321.

298. İbn Sa'd, c. 3, s. 584, c. 2, s. 347, Zehebî, c. 1, s. 321.

299. Ahmed, c. 5, s. 230, Ebu Dâvud, c. 3, s. 303, Tirmizî, c. 3, s. 616, İbn Abdilberr, c. 3, s. 1404, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 199.

300. İbn Sa'd, c. 3, s. 584, c. 2, s. 347, Zehebî, c. 1, s. 321.

301. Ahmed, c. 5, s. 330, Ebu Dâvud, c. 3, s. 303, Tirmizî, c. 3, s. 616, İbn Abdilberr, c. 3, s. 1404, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 190.

* İctihâd; dilde, birşeyi elde etmek için olanca gücü ile çalışıp çabalamak (İbn Esîr, Nihâye, c. 1, s. 319), din teriminde de fakih olan zâtın dinî bir hükme varabilmesi için bütün gücüyle çalışıp çabalaması demektir.

Müctehid, Kur'ân-ı Kerîm'e ait ilimlere ve Kur'ân-ı Kerîm'in mânâ türlerine, sünnete ait ilimlere, sünnetin rivayet tariklerine, metinlerine ve mânâ türlerine s: on derecede vakıf ve aynı zamanda halkın örf ve âdetlerini bilip onlara göre yapacağı kıyas ve ictihadda isabet edebilecek güçte olan ilim adamı demektir (Seyyid Şerif, Ta'rifât, s. 137).

Bir hadis-i şerife göre; hâkim ictihadda bulunur, içtihadında isabet ederse onun için iki ecir vardır. Fakat hüküm verirken ictihadda bulunur, yanılırsa ona bir ecir vardır (Buhârî, Sahîh, c. 8, s. 157, Müslim, c. 3, s. 1342, Ebu Dâvud, c. 3, s. 299, Tirmizî, c. 3, s. 615, İbn Mâce 2, s. 1342, Nesâî, c. 8, s. 224).

302. İbn Sa’d, c. 3, s. 584, c. 2, s. 347-348, Ahmed, c. 5, s. 230, Ebu Dâvud, c. 3, s: . 303, Tirmizî, c. 3, s: . 616, İbn Abdilberr, c. 3, s. 1404, Zehebî, c. 1, s. 321, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 199.

303. İbn Sa'd, c. 3, s. 584, c. 2, s. 348, Ahmed, c. 5, s. 230, Ebu Dâvud, c. 3, s. 303, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 199.

304. İbn Sa'd, c. 3, s. 584, c. 2, s. 348, Ahmed, c. 5, s. 230, Ebu Dâvud, c. 3, s. 303, Tirmizî, c. 3, s. 616, İbn Abdilberr, c. 3, s. 1404, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 199.

305. İbn Sa'd, c. 3, s. 584, c. 2, s. 348, Ahmed, c. 5, s. 230, İbn Abdilberr, c. 3, s. 1404 Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 199, Zehebî, c. 1 , s. 321.

306. İbn Sa'd, c. 3, s. 584, c. 2, s. 348, Ahmed, c. 5, s. 230, Ebu Dâvud, c. 3, s. 303, Tirmizî, c. 3, s. 616, İbn Abdilberr, c. 3, s. 1404, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 199, Zehebî, c. 1, s. 321.