İSLÂM TARİHİ / MEDİNE DEVRİ |
| |
Necran Hıristiyan Temsilcilerinin Peygamberimiz aleyhisselamla Anlaşma Yapmaya Razı Olmaları |
Şurahbil, Peygamberimiz aleyhisselamla buluşunca:
" Ben seninle lânetleşmekten daha hayırlı birşey düşünüyorum" dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Nedir o?" diye sordu.
Şurahbil:
" Sen bugün geceye kadar, geceden de sabaha kadar hükmünü, kararını ver!
Bu müddet içinde hakkımızda ne hüküm verirsen, o bizce makbul ve muteberdir! " dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Gerindekilerden, seni kınamaya, yermeye kalkışacak kimseler bulunabilir mi?" diye sordu.
Şurahbil:
" Sor şu iki arkadaşıma! " dedi.
Arkadaşları:
" Başından sonuna kadar bütün vadi halkı, Şurahbil'in görüşünden başkasını istemez! 81 Ey Ebu'l-Kâsım! Biz seninle lânetleşmemeyi ve dinini sana bırakarak kendi dinimiz üzere dönüp gitmemizi uygun görüyoruz. 82 Hakkımızda istediğin şeyi hükmet, sana verelim, seninle barış yapalım! " dediler. 83
Ebu Harise de:
" Ey Ebu'l-Kâsım! Biz seninle lânetleşmeyeceğiz, fakat sana cizye vereceğiz! " dedi. 84
Bunun üzerine, Peygamberimiz aleyhisselam onlarla lânetleşmeyerek geri döndü85 ve:
" Varlığım Kudret Elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki; Necran halkı üzerine azap yaklaşmış bulunuyordu! Eğer benimle lânetleşmeye girişseydiler, maymun ve domuzlara çevrilecekler, vadi onların üzerine ateş kesilecek, Yüce Allah Necran'ın ve halkının ağaç üzerindeki kuşlara varıncaya kadar köklerini kazıyacak, bir yıla varmadan Hıristiyanlar helak edileceklerdi! " buyurdu. 86
Ertesi gün olunca, Peygamberimiz aleyhisselam Necran Hıristiyanları için yazdırdığı yazıyı getirdi. 87
Yazıda şöyle buyurulmaktaydı:
"Bismillâhirrahmânirrahîm 88
Bu, Allah'ın Resûlü Muhammed'in Necran halkı için yazısıdır
Necranlıların beyaz, kırmızı, sarı, her çeşit nakifleriyle meyve ve mahsulleri ve köleleri hakkında Resûlullahın hükmü:
Bunların hepsi kendilerine bırakılacak!
Buna karşı, onlar her yıl Safer ayında bin adet elbise,
Her Recep ayında bin adet elbise olmak üzere iki bin adet elbise ve her elbiseyle birlikte birer ukiyye gümüş de ödeyeceklerdir. 89
Her elbise bir ukiyye, yani kırk dirhem değerinde olacaktır. 90
Elbiselerin haraç vergisine nazaran fazlalığı ve ukiyye kıymetinden eksikliği hesaplanacaktır. 91
Onların haraç olarak ödemeleri gereken binek hayvanları veya aflar veya zırh gömlekler92 veya diğer mallar93 kendilerinden hesapla alınacaktır.
Elçilerimin yirmi gün veya daha az94 veya otuz gün95 veya daha az96 müddetle konuklanmaları ve ağırianmalarıyla Necranlılar mükelleftirler. 97
Elçilerim, bir aydan fazla bulunamaz ve bekletilemezler. 98
Yemen'de bir savaş, bir yaramazlık başgösterdiği zaman, Necranlılar emanet olarak otuz adet zırh gömlek, otuz adet at ve otuz adet deve vermekle mükelleftirler.
Elçilerime emanet olarak verilen at, deve vesair mallar-bunlardan telef olunanları da tazmin edilmek sûretiyle-Necranlılara iade edilinceye kadar elçilerimin kefaleti altındadır.
Necran ve Necran'a bağlı yerierdekilerin mallan, canları, yurtları, dinleri, hazır bulunanları, bulunmayanları, 99 kiliseleri, 100 ruhbanlıkları, piskoposlukları, 101 az veya çok ellerinin altındaki herşeyleri102 Allah'ın himayesinde ve Allah'ın Resûlü Muhammed Peygamberin himayesindedir.
Piskopos piskoposluğundan, papaz papazlığından, kilise bakıcısı bakıcılığından, 103 kâhin kâhinliğinden104 değiştirilmeyecek, 105 bulundukları hal ve durumları, haklarından herhangi bir hak da değiştirilmeyecektir. 106
Artık ribâ (faiz) alma-verme yoktur! 107
Necranlılara zulüm ve kötülük yapılmayacaktır! 108
Cahiliye devrinden kalma kan davası da güdülmeyecektir! 109
Onların ne mahsullerinden uşr alınacak, ne asker gelip yurtlarını çiğneyecek, ne de kendileri savaş için toplanacaktır! 110
Necran'da kim bir hak talebinde bulunacak olursa, aralarında insaf ve adalet üzere davranacaklarını ne zulüm yapacaklar, ne de zulme uğrayacaklardır. 112
Necranlılar ribâ (faiz) yememekle mükelleftirier. 113 Gelecekte ribâ yiyen kişi, himayemden uzak kalır. 114 Onlardan hiç kimse başkasının yaptığı bir haksızlık ve kötülükten sorumlu tutulmayacaktır.
Necranlılar, bu sahifede yazılı olan vecibeleri yüksünmeyip gereğini yerine getirdikleri, hayırhâhlık gösterdikleri ve iyi davrandıkları takdirde, Allah'ın emri gelinceye kadar Allah'ın ve Peygamberin temelli himayesi altında bulunacaklardır.
Ebu Süfyan b. Harb, Gaylan b. Amr, Benî Nasrlardan Malik b. Avf, Akra' b. Hâbisü'l-Hanzalî, Muğîre b. Şube, 115 Benî Beliyylerin kardeşi Müstevrid b. Amr ve Ebu Bekir'in azadlısı Âmir şahit oldu. 116
Bu yazıyı Abdullah b. Ebu Bekir onlar için yazdı." 117
-------------------------------------
81. Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 5, s. 388, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 5, s. 54-55.
82. İbn İshak. İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 233.
83. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1 , s. 357-358.
84. Yâkubî, Târih, c. 2, s. 83.
85. Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 5, s. 55.
86. Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 193, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 236, Zürkânî Mevâhibü'l-ledünniye Şerhi, c. 4, s. 43.
87. Ebu'l-Fidâ, c. 5, s. 55.
88. Ebu Yusuf, Kitâbu'l-harac, s. 72, Ebu Ubeyd, Kitâbu'l-emval, s. 272, Belâzurî, Fütûhu'l-büldân, c. 1, s. 77, Yâkubî, Târih, c. 2, s. 83, Ebu'l-Fidâ, c. 5, s. 55.
89. Ebu Yusuf, s. 72, Ebu Ubeyd, s. 272, Belâzurî, c. 1, s. 77, Yâkubî, c. 2, s. 83, Ebu'l-Fidâ, c. 5, s. 55.
90. Ebu Yusuf, s. 72, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 288, Ebu Ubeyd, s. 272, Belâzurî, c. 1, s. 77, Yâkubî, c. 2, s. 83.
91. Ebu Yusuf, s. 72, İbn Sa'd, c. 1, s. 288, Ebu Ubeyd, s. 272, Belâzurî, c. 1, s. 77, Yâkubî, c. 2, s. 83.
92. Ebu Yusuf, s. 72, İbn Sa'd, c. 1, s. 288, Ebu Ubeyd, s. 272-273, Belâzurî, c. 1, s. 77.
93. Ebu Yusuf, s. 72, İbn Sa'd, c. 1, s. 288, Belâzurî, c. 1, s. 77.
94. Ebu Yusuf, Kitâbu'l-harac, s. 72, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 288, Ebu Ubeyd, Kitâbu'l-emvâl, s. 273.
95. Belâzurî, Fütûhu'l-büldân, c. 1, s. 77, Yâkubî, Târih, c. 2, s. 83.
96. Belâzurî, c. 1, s. 77.
97. Ebu Yusuf, s. 72, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 288, Ebu Ubeyd, s. 272, Belâzurî, c. 1, s. 77.
98. Ebu Yusuf, s. 72, İbn Sa'd, c. 1, s. 288, Belâzurî, c. 1, s. 77.
99. Ebu Yusuf, s. 72, İbn Sa'd, c. 1, s. 288, Ebu Ubeyd, s. 273, Belâzurî, c. 1, s. 77.
100. Ebu Yusuf, s. 72, İbn Sa'd, c. 1, s. 288, Ebu Ubeyd, s. 273.
101. Ebu Ubeyd, s. 273.
102. Ebu Yusuf, s. 72, İbn Sad, c. 1, s. 288, Ebu Ubeyd, s. 273, Belâzurî, c. 1, s. 78.
103. Ebu Yusuf, s. 72, İbn Sa'd, c. 1, s. 288, Ebu Ubeyd, s. 273, Belâzurî, c. 1, s. 77-78.
104. Ebu Yusuf, s. 72.
105. Ebu Yusuf, s. 72, İbn Sa'd, c. 1, s. 288, Ebu Ubeyd, s. 273.
106. Belâzurî, c. 1, s. 78.
107. İbn Sa’d, c. 1, s. 288.
108. Belâzurî, c. 1, s. 73.
109. Ebu Yusuf, s. 72, İbn Sa'd, c. 1, s. 288, Belâzurî, c. 1, s. 78.
110. Ebu Yusuf, s. 72, Ebu Ubeyd, s. 273, Belâzurî, c. 1, s. 78.
111. Ebu Yusuf, s. 72, İbn Sa'd, c. 1, s. 289, Ebu Ubeyd, s. 273, Belâzurî, c. 1, s. 78.
112. Ebu Yusuf, Kitâbu'l-harac, s. 72, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 288, Belâzurî, Fütûhu'l-büldân, c. 1, s. 78.
113. Ebu Ubeyd, Kitâbu'l-emvâl, s. 273.
114. Ebu Yusuf, s. 72, İbn Sa'd, c. 1 , s. 288, Ebu Ubeyd, s. 273, Belâzurî, c. 1, s. 78.
115. Ebu Yusuf, s. 72-73, İbn Sa'd, c. 1, s. 288, Belâzurî, c. 1, s. 78.
116. İbn Sa'd, c. 1, s. 288.
117. Ebu Yusuf, s. 73.