Mekke valisi Attâb b. Esîd, Amr b. Hâriceyi bir işi için Peygamberimiz aleyhisselama göndermişti.

Amr b. Hârice, Arafat'ta yetişip Peygamberimiz aleyhisselamın devesinin çenesinin altına durmuştu.

Kasvâ'nın ağzından süzülen köpükler, Amr b. Hârice'nin başına dökülüyordu. 219 Kendisi çok gür sesli olup220 Peygamberimiz aleyhisselamın sözlerini seslenerek halka duyaracak olan Rebia b. Ümeyye b. Halef de, 221 devenin boyun kökünün altında dikiliyordu. 222

Peygamberimiz aleyhisselam, Rebia b. Ümeyye'ye:

" Resûlullah aleyhisselam, size:

'Ey insanlar! Bu hangi aydır?' diye soruyor, de! " buyuruyordu.

Rebia b. Ümeyye, seslenerek onlara bunu ulaştırıyor, duyuruyordu.

Onlar da:

" Haram olan aydır! " diyorlardı.

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Söyle onlara:

'Allah kanlarınızı, mallarınızı-Rabbinize kavuşuncaya kadar-bu ayınız gibi size haram ve dokunulmaz kılmıştır! 223

Sizler muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız!

Bütün amellerinizden, işlediklerinizden sorguya çekileceksiniz! " buyuruyor;224 " Tebliğ ettim mi?" diye sorduktan sonra, elini semaya kaldırıp: 225

" Ey Allah'ım! 226 Bunlara tebliğde bulunduğuma227 şahit ol! 228

Ey Allah'ım! Bunlara tebliğde bulunduğuma şahit ol! 229

Kimin yanında emanet varsa, onu hemen sahibine teslim etsin! 230

İyi biliniz ki; üç şey mü'min ve Müslümanın kalblerine kin ve kıskançlık sokmaz:

1. Allah'a ihlaslı olarak amel etmek,

2. Emir sahiplerine nasihatta bulunmak,

3. Müslüman cemaatine -ki onlar dua ederlerse duaları müstecabdır ve arkadakilerine de şamildir- tâbi olmak. 231

İyi biliniz ki; Cahiliye devrine ait herşey ayaklarımın altına konulmuş, hükümsüz sayılmıştır. 232

Bu cümleden olarak Cahiliye devrinin bütün kan davaları kaldırılmış, hükümsüz sayılmıştır.

Kaldırdığım, hükümsüz saydığım ilk kan davası da bize ait kan davalarından İbn Rebia b. Haris b. Abdulmuttalib'in kan davasıdır.

Kaldırdığım, hükümsüz saydığım ilk ribâ (faiz) bizim, yani amcam Abbas b. Abdulmuttalib'in ribâ alacağıdır.

Onun tümü kaldırılmış, hükümsüz sayılmıştır. 233

Fakat, anaparalarınız size aitir, sizin hakkınızdır.

Ne bundan fazlasını isteyip borçlulara zulmediniz, ne de hakkınızdan aşağı alıp mazlum durumuna düşünüz!

Yüce Allah 'Ribâ yoktur! ' diye hükmetmiştir. 234

İmdi ey insanlar! Şeytan, muhakkak ki, şu toprağınızda kendisine tapılmaktan temelli olarak umudunu kesmiştir. Fakat, siz bunun dışındaki, ufak-tefek işlerinizde ona uyacak olursanız, bu onu hoşlandıracaktır!

Dininiz üzerinde ondan sakınınız!

Ey insanlar! O nesî denilen ay geriletme işi, ancak küfürde bir artma sebebidir ki, onunla kâfirler şaşırtılır.

Onlar bunu bir yıl helâl, bir yıl da haram sayarlar ki, Allah'ın haram kıldığına sayıca uydursunlar da, Allah'ın haram ettiğini helâl kılsınlar. [Tevbe: 32]

Allah katında ayların sayısı onikidir.

Onlardan dördü haram aylardır ki, üçü birbiri ardınca gelir Zilkade, Zilhicce, Muharrem.

Bir de, ikinci Cumâd ile Şaban arasındaki, Mudar'ın ayı Receptir. 235

Ey insanlar! 236 Kadınlar hakkında Allah'tan korkunuz! 237 Çünkü siz onları ancak Allah'ın emaneti olarak aldınız.

Ve kendileriyle evlenmeyi de Allah'ın kelimesi, emir ve müsaadesiyle helâl ediniz. 238

Ey insanlar! Şüphe yok ki, sizin kadınlarınız üzerinde hakkınız vardır! Onların da sizin üzerinizde hakları vardır! 239

Sizin onlar üzerindeki hakkınız, döşeğinize sizden başka hiç kimseye240 ayak bastırmamaları , 241 arayı açacak fuhuş irtikap etmem eleri , 242 istemediğiniz kimseyi evlerinize sokmamalarıdır. 243

Eğer onlar bunun aksini yaparlarsa, 244 Allah sizin onları yatakta yalnız bırakmanıza izin vermiştir. 245

Kendilerini, fazla incitmeyecek derecede, dövebilirsiniz de. 246

Eğer uysallık ederler, 247 size boyun eğerierse248 onların üzerinizdeki hakkı, mâruf veçhile, yani memleket âdet ve geleneğine göre kendilerinin bütün yiyecek ve giyeceklerini sağlamaktır. 249

Kadınlar hakkında hayırlı olmanızı tavsiye ederim. Çünkü onlar yanınızda250 zayıftırlar. 251 Emanettirler. 252 Kendileri için birşeye malik değildirler. 253

Ey insanlar! Size tebliğ etmiş olduğum sözlerimi aklınızda iyice tutunuz! 254

Ben size öyle birşey bıraktım ki, ona sımsıkı sarılırsanız, hiçbir zaman doğru yoldan sapmazsınız.

O, Allah'ın Kitabıdır. 255 Allah'ın Peygamberinin sünnetidir. 256 Ev halkımdır. 257

Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz ve aklınızda iyice tutunuz!

Müslüman Müslümanın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler!

Kişiye, kardeşinin malı, kendisi onu gönlünden koparak vermiş olmadıkça, helâl olmaz!

Kendinize zulüm ve yazık etmeyiniz! " buyurdu.

Sonra da:

" Allah aşkına! Tebliğ ettim mi?" diye sordu.

Müslümanlar

" Allah için, evet! Tebliğ ettin! " dediler. 258

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Allah'ım! Şahit ol! " diyerek Allah'ı şahit tuttu , 259 sonra da sözlerine şöyle devam etti:

" Sakın, benden sonra kâfircesine Cahiliyet haline dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız!

Ey insanlar! Rabbiniz bir, babanız birdir! Hepiniz Âdem'in soyundansınız. Âdem de topraktandır (topraktan yaratılmıştır). 260

Allah katında sizin en şerefliniz, en muttaki olanınız, Allah'ın emirlerini en çok yerine getireniniz, yasaklarından da en çok sakınanınızdır!

Arabın Arap olmayana üstünlüğü ancak takva iledir" buyurdu ve:

" Tebliğ ettim mi?" diye sordu.

" Evet! Tebliğ ettin! " dediler.

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Sizden, burada bulunanlar, bunları bulunmayanlara da tebliğ edip ulaştırsınlar! 261

Ey insanlar! Şüphe yok ki, Allah her hak sahibine hakkını vermiştir.

Vâris için, vasiyete gerek yoktur.

Çocuk, kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir.

Zânî için, mahrumluk vardır.

Kendisini babasından başkasına isnad eden kişi veya efendisinden başkasına nisbet eden köle, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lanetine uğrasın!

Allah öylelerinin ne tevbe ve nafilesini, ne de fidye ve farizasını kabul eder! 262

Kölelerinize karşı iyi davranınız! Kölelerinize iyi bakınız! Onlara kendi yediklerinizden yediriniz, kendi giydiklerinizden de giydiriniz!

Onlar bir suç işlerler de kendilerini bağışlamak istemezseniz, satınız!

Fakat, onlara azap ve işkence yapmayınız! 263

Ey insanlar! Size âzası kesik bir köle de âmir tayin edilecek olsa-sizi Allah'ın Kitabıyla idare ettiği zaman-onu dinleyiniz ve kendisine itaat ediniz! " buyurdu. 264

" Size, ben sorulacağım.

Benim hakkımda ne söyleyeceksiniz bakayım?" diye sordu.

Müslümanlar

" 'Allah tarafından getirdiklerini bize tebliğ ettin! Peygamberlik vazifeni yerine getirdin! Bizi öğütiedin! ' diyerek şehadette bulunacağız! " dediler.

Bunun üzerine, Peygamberimiz aleyhisselam, şehadet parmağını semaya kaldırıp halka işaret ederek:

" Allah'ım! Şahit ol!

Allah'ım! Şahit ol!

Allah'ım! Şahit ol! 265

Vesselâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh=Allah'ın selam, rahmet ve bereketleri üzerinize olsun! " buyurarak hutbesini sona erdirdi. 266

-------------------------------------

219. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 252.

220. İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 2, s. 209.

221. İbn İshak, c. 4, s. 252.

222. İbn Esîr, c. 2, s. 209.

223. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 252.

224. İbn İshak, c. 4, s. 250, Ahmed b. Hanbel, Müsned. c. S, s: . 30.

225. Ahmed, c. 5, s. 30.

226. Ahmed, c. 5, s. 30, İbn Abdi Rabbih, Ikdu'l-ferîd, c. 4, s. 57.

227. Ahmed, c. 5, s. 30.

228. Ahmed, c. 5, s: . 30, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s: . 57.

229. Ahmed, c. 5, s: . 30.

230. İbn İshak, c. 4, s: . 250-251, İbn Abdi Rabbih, c. 2, s: . 110, Taberî, Târih, c. 3, s: . 169.

231. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s: . 1103, Ahmed, c. 3, s: . 225, c. 4, s: . 80, Dârimî, c. 1, s: . 65, Yâkubî, Târih, c. 2, s: . 109.

232. Vâkıdî, c. 3, s. 1103, Müslim, c. 2, s. 889, Ebu Dâvud, c. 2, s. 185, İbn Mâce, c. 2, s. 1025, Dârimî, c. 1, s. 377.

233. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s: . 251, Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 1103, Müslim , Sahih, c. 2, s. 889, Ebu Dâvud, Sünen, c. 2, s. 185, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s: . 1025, Dârimî, Sünen, c. 1, s. 377, İbn Abdi Rabbih, Ikdu'l-ferîd, c. 4, s. 57, Taberî, Târih, c. 3, s. 169.

234. İbn İshak, c. 4, s. 251.

235. İbn İshak, c. 4, s. 251, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 57, Taberî, c. 3, s: . 169.

236. İbn İshak, c. 4, s. 521, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 57.

237. Vâkıdî, c. 3, s: . 1103, Müslim, c. 2, s. 889, Ebu Dâvud, c. 2, s: . 185, İbn Mâce, c. 2, s: . 1025, Dârimî, c. 2, s. 377, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 57.

238. İbn İshak, c. 4, s. 251, Vâkıdî, c. 3, s. 1103, Müslim, c. 2, s. 889, Ebu Dâvud, c. 2, s. 185, İbn Mâce, c. 2, s. 1025, Dârimî, c. 1, s. 367, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 57, Taberî, c. 3, s. 169.

239. İbn İshak, c. 4, s. 251, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s: . 57, Taberî, c. 3, s: . 159.

240. İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 57.

241. İbn İshak, c. 4, s. 251, Vâkıdî, c. 3, s. 1103, Müslim, c. 2, s. 890, Ebu Dâvud, c. 2, s. 185, İbn Mâce, c. 2, s. 1025, Dârimî, c. 1, s. 377, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 57, Taberî, c. 3, s. 169.

242. İbn İshak, c. 4, s. 251, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 58.

243. İbn Abdi Rabbih, Ikdu'l-ferîd, c. 4, s. 58.

244. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 251, Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 1103, Müslim , Sahih, c. 2, s. 890, Ebu Dâvud, Sünen, c. 2, s. 185, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1025, Dârimî, Sünen, c. 1, s. 377, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 58.

245. İbn İshak, c. 4, s. 251, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 58, Taberî, c. 3, s. 159.

246. İbn İshak, c. 4, s. 251, Vâkıdî, c. 3, s. 1103, Müslim, c. 2, s. 890, Ebu Dâvud, c. 2, s. 185, İbn Mâce, c. 2, s. 1025, Dârimî, c. 1, s. 377, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 58, Taberî, c. 3, s. 159.

247. İbn İshak, c. 4, s. 251, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 58.

248. İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 58.

249. İbn İshak, c. 4, s. 251, Vâkıdî, c. 3, s. 1103, Müslim, c. 2, s. 890, Ebu Dâvud, c. 2, s. 185, İbn Mâce, c. 2, s. 1025, Dârimî, c. 1, s. 377, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 58, Taberî, c. 3, s. 169.

250. İbn İshak, c. 4, s. 251, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 58, Taberî, c. 3, s. 159.

251. İbn İshak, c. 4, s. 251, Taberî, c. 3, s. 169.

252. İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 58.

253. İbn İshak, c. 4, s. 251, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 58, Taberî, c. 3, s. 169.

254. İbn İshak, c. 4, s. 251, Taberî, c. 3, s. 169, Beyhakî, Delâil, c. 5, s. 448.

255. İbn İshak, c. 4, s. 251, Vâkıdî, c. 3, s. 1103, Müslim, c. 2, s. 890, Ebu Dâvud, c. 2, s. 185, İbn Mâce, c. 2, s. 1025, Dârimî, c. 1, s. 377, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 58, Taberî, c. 3, s. 169, Beyhakî, c. 5, s. 448.

256. İbn İshak, c. 4, s. 251, Mâlik, Muvatta', c. 2, s. 589, Taberî, c. 3, s. 169, Beyhakî, c. 5, s. 448, Zehebî, Megâzî, s. 589.

257. İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 58.

258. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 251-252, Taberî, Târîh, c. 3, s. 169.

259. İbn İshak, c. 4, s. 252, İbn Abdi Rabbih, Ikdu'l-ferîd, c. 4, s. 58, Taberî, c. 3, s. 169.

260. İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 58.

261. İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 58, Yâkubî, Târih, c. 2, s. 110.

262. İbn İshak, c. 4, s. 253, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 58.

263. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 185, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 381.

264. İbn Sa'd, c. 2, s. 185, Ahmed, c. 4, s. 381, 402, 403.

265. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 1103, Müslim, Sahih, c. 2, s. 890, Ebu Dâvud, Sünen, c. 2, s. 185, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1025, Dârimî, Sünen, c. 1, s. 377.

266. İbn Abdi Rabbih, Ikdu'l-ferîd, c. 4, s. 58.