Peygamberimiz aleyhisselam ve Müslümanlar, veda tavafını yaptıktan sonra, hep birlikte Medine yolunu tuttular. 629
Peygamberimiz aleyhisselam, Culte Gadîr-i Humm mevkiinde konakladı. 630 Oradaki iki ağacın altlan süpürülüp temizlendi. 631
Semüre ağacının üzerine bir elbise gerilerek güneşin sıcağından korunmak üzere Peygamberimiz aleyhisselam için gölgelik yapıldı. 632 Peygamberimiz aleyhisselam, orada öğle namazını kıldı. 633 Müslümanlara hitap etmek üzere ayağa kalktı.
Allah'a hamd-ü senada bulundu. 634
O gün Kıyamet gününe kadar olup bitecek şeyleri hiçbirini bırakmaksızın haber verdi. 635 Va'z ve nasihatta bulundu.
Sonra da:
" Ey insanlar! Bilesiniz ki, ben de ancak bir insanımdır.
Çok sürmez, Yüce Rabbimin elçisi bana gelecek ve ben de onun davetine icabet edeceğim!
Ben size iki ağır emanet bırakıyorum: Onların birincisi Yüce Allah'ın Kitabıdır ki, onun içinde hidayet ve nur vardır.
Yüce Allah'ın Kitabını tutunuz ve ona sımsıkı sarılınız!
İkincisi de Ehl-i Beytim dir, ev halkımdır.
Ehl-i Beytim hakkında size Allah'ı hatırlatırım.
Ehl-i Beytim hakkında size Allah'ı hatırlatırım.
Ehl-i Beytim hakkında size Allah'ı hatırlatırım! " buyurdu. 636
" Ey insanlar! Siz ne üzerine şehadet edersiniz?" diye sordu.
" Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şehadet ederiz! " dediler.
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Sonra?" diye sordu.
" Muhammed aleyhisselamın da Allah'ın kulu ve resûlü olduğuna şehadet ederiz! " dediler.
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Sizin velîniz kimdir?" diye sordu.
Müslümanlar
" Bizim velîlerimiz, Allah ve Allah'ın Resûlüdür! " dediler. 637
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Ey insanlar! 638 Benim mü'minlere öz nefislerinden önce geldiğimi biliyorsunuz, değil mi?" diye sordu.
" Evet639yâ Rasûlallah! " dediler. 640
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Benim mü'minlere öz nefislerinden önce geldiğimi biliyorsunuz, değil mi?" diye tekrar sordu.
Müslümanlar
" Evet! " dediler. 641
Bunun üzerine, Peygamberimiz aleyhisselam Hazret-i Ali'nin elinden tutup:
" Ben kimin mevlâsı* isem, Ali de onun mevlâsıdır! 642 Allah'ım! Ona dost olana dost ol! Düşman olana düşman ol! 643 Ona yardım edene yardım et! " diyerek Allah'a yalvardı. 644
Hazret-i Ömer, Hazret-i Ali'yle karşılaşınca:
" Ey Ebu Talib'in oğlu! Ne mutlu sana!
Sen, sabahladığında da, akşamladığında da, erkek kadın bütün mü'minlerin mevlâsısındır! " diyerek onu tebrik etti. kutladı. 645
-------------------------------------
629. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 1114, İbn Sa'd, c. 2, s. 202.
630. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 368, 372.
631. Ahmed, c. 4, s. 281.
632. Ahmed, c. 4, s. 372.
633. Ahmed, c. 4, s. 281.
634. Ahmed, c. 4, s. 367, Müslim, Sahih, c. 4, s. 1873.
635. Taberânî’den naklen Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 9, s. 105.
636. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 367, Müslim, Sahih, c. 4, s. 1873.
637. Taberânî’den naklen Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 9, s. 106.
638. Ahmed, c. 4, s. 368.
639. Ahmed, c. 4, s. 281, 368, Heysemî, c. 9, s. 104.
640. Ahmed, c. 4, s. 37, Heysemî, c. 9, s. 104.
641. Ahmed, c. 4, s. 281.
* Mevlâ; yerine göre sahip, vekil-i umur, yardımcı, dost, gibi birçok mânâlarda kullanılan bir kelimedir (Firuzâbâdi, Kâmûsu’l-muhît, c. 4, s. 404).
642. Ahmed, c. 4, s. 281, 368, 370, Tirmizî, c. 5, s. 633, İbn Hacer, c. 4, s. 65.
643. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 281, 368, 370, Heysemî, c. 9, s. 107, İbn Hacer, c. 4, s. 65.
644. Taberânî’den naklen Heysemî, c. 9, s. 106.
645. Ahmed. c. 4. s. 281.