Hazret-i Aişe der ki:

" Ağrının, hiç kimseye Resûlullah aleyhisselama olduğu kadar ağır olduğunu görmedim! 288

Ölümün Resûlullah aleyhisselama olan şiddetinden sonra, ölümü şiddetli bulunan mü'mine imrenmekten de geri kalmadım 289

Hiçbir zaman hiçbir kimse için de şiddetli ölümü sevimsiz bulmadım! " 290

Resûlullah aleyhisselamın yanında kadeh içinde su bulunduruluyor, Resûlullah aleyhisselam suyun içine elini sokup suyu yüzüne sürüyor, sonra da:

" Ey Allah'ım! Ölümün akılları gideren acı ve sıkıntılarına karşı bana yardım et! " diyerek dua ediyor, 291

" Yanıma yaklaşsana ey Cebrail! " buyuruyordu. 292

Peygamberimiz aleyhisselamın hastalığı bir ara büsbütün şiddetlenince, zevcesi Hazret-i Ümmü Seleme feryad etmişti.

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Sus! Kâfirden başkası fieryad etmez! " buyurdu. 293

Yine Hazret-i Âişe derki:

" Resûlullah aleyhisselam, hastalandığı zaman, Muavvizeteyn (Felak ve Nâs) sûrelerini okuyup bedenine üfler ve vücudunu eliyle mesheder, sığardı.

Resûlullah aleyhisselamın hastalığı şiddetlendiği zaman ben de ona Muavvizeteyn sûrelerini okumaya ve elinin bereketini umarak kendi eliyle kendisine meshetmeye başladım. 294

Cebrail'in Resûlullah aleyhisselama hastalığında okumuş olduğu295 istiâze duasını da:

'Ey insanların Rabbi! Şu hastalığı gider! Şifa ancak Senin elindedir!

Senden başka şifa verici yoktur!

Sen öyle bir şifa ver ki, hiçbir hastalık bırakmasın! ' diyerek okudum.

Resûlullah aleyhisselam:

'Üzerimden elini kaldır! Bu okuman bana yarar vermez! Ben müddetimi bekliyorum! ' buyurdu. 296

Peygamber aleyhisselam, bundan önce ne zaman hastalansa, Allahtan sıhhat ve afiyet dilerdi.

Fakat, Vefâtıyla neticelenen hastalığa tutulduğu zaman şifa için hiç dua etmedi ve:

'Ey nefs! Sana ne oldu ki, her sığınılacak yere sığınıyor, herşeyden medet umuyorsun?! ' diyerek nefsini kınadı." 297

Yine Hazret-i Âişe derki:

" Resûlullah aleyhisselamın yanında oturuyordum. 298

Resûlullah aleyhisselam Fâtıma'yı çağırttı. 299

Fâtıma yürüyerek geldi. Onun yürüyüşü Resûlullah aleyhisselamın yürüyüşünü andırdı. 300

Resûlullah aleyhisselam:

'Merhaba=Hoşgeldin kızım! ' buyurduktan ve onu sağına veya soluna oturttuktan sonra, kendisine gizlice birşey söyledi. Fâtıma ağladı.

Sonra ona gizlice birşey daha söyledi. Bu defa Fâtıma güldü. 301

Ben, bu günkü gibi, gülmenin ağlamaya, sevinmenin üzülmeye bu derece yakın olduğunu görmemiştim ! 302

Fâtıma'ya, bu ağlamasının ve gülmesinin sebebini sordum.

'Tutulduğu hastalığı neticesinde Vefât edeceğini haberverdi. Buna ağladım. Sonra, ev halkının kendisine ilk kavuşup katılanının ben olacağımı haber verince de güldüm! ' dedi." 303

-------------------------------------

288. İbn Sa'd, c. 2, s. 207, Buhârî, c. 7, s. 3, Tirmizî, c. 4, s. 601.

289. İbn Sa'd, c. 2, s. 210.

290. Buhârî, c. 5, s. 140.

291. İbn Sa'd, c. 2, s. 257-258, Ahmed, c. 6, s. 64, Belâzurî, c. 1, s. 552.

292. İbn Sa'd, c. 2, s. 258.

293. İbn Sa'd, c. 2, s. 10.

294. İbn Sa'd, c. 2, s. 210.

295. Ahmed, c. 6, s. 260-261.

296. İbn Sa'd, c. 2, s. 211, Ahmed, c. 6, s. 261, Belâzurî, c. 1, s. 550.

297. İbn Sa'd, Tabakât, c. 2, s. 257, Belâzurî, Ensâb, c. 1, s. 550.

298. İbn Sa'd, c. 2, s. 247.

299. İbn Sa'd, c. 2, s. 247, Ahmed, c. 6, s. 282, Buhârî, c. 5, s. 138, Müslim, c. 4, s. 1904.

300. İbn Sa'd, c. 2, s. 247, Ahmed, c. 6, s. 282, Müslim, c. 4, s. 1904, Belâzurî, c. 1, s. 552.

301. İbn Sa'd, c. 2, s. 247, Ahmed, c. 6, s. 282, Buhârî, c. 5, s. 138, Müslim, c. 4, s. 1904.

302. Ahmed, c. 6, s. 282, Belâzurî, c. 1, s. 551.

303. İbn Sa'd. c. 2. s. 247. Ahmed. c. 6. s. 282. Buhârî. c. 5. s. 138. Müslim, c. 4. s. 1904.