İSLÂM TARİHİ / MEDİNE DEVRİ |
| |
Peygamberimiz aleyhisselamın Hastalığının Ne Zaman Başlayıp Ne Kadar Sürdüğü, Hastalığının Ne Gibi Hastalıklar Olduğu |
Peygamberimiz aleyhisselamın hastalığı Safer ayının son gecesinde, 79 Çarşamba günü, 80 Bakiyyu'l-Garkad kabristanına gidip evine döndükten sonra başağrısı ile başlamıştır. 81 Hazret-i Âişe der ki:
" Resûlullah aleyhisselam Bakiyy kabristanından dönünce, beni de başı ağrır bir halde bulmuştu. 82 Ben:
'Vay başım! ' diyordum Resûlullah aleyhisselam:
'Vallahi yâ Âişe! Vay başım, diye ben demeliyim! ' buyurdu." 83 Resûlullah aleyhisselamın başağnsı gittikçe ilerliyordu. 84 Peygamberimiz aleyhisselamın hastalığı onüç gün sümnüştür. 85 Peygamberimiz aleyhisselamın hastalıkları:
1. Zehirlenme
2. Humma (şiddetli sıtma),
3. Buhha (nefes borusunun tıkanıp sesin kalınlaşması ve boğuklaşması) idi.
Hazret-i Âişe, Peygamberimiz aleyhisselamın hastalığı sırasında kendisine:
" Ey Âişe! Hayber'de tatmış olduğum zehirli etin acısını zaman zaman duyuyorum. Şu anda kalbimin damarının koptuğunu duymaktayım! " dediğini haber vermiştir. 86
Enes b. Malik de:
" Resûlullah aleyhisselamın küçük dili üzerinde bu zehrin izini ve tesirini görür dururdum" demiştim. 87
Ümmü Bişr b. Berâ' da der ki:
" Resûlullah aleyhisselam Vefâtlarıyla sonuçlanan hastalığa tutuldukları zaman, yanına varmıştım.
Kendisi humma nöbeti geçiriyordu.
Alnına elimle dokundum ve:
'Yâ Rasûlallah! Ben seni hiç kimsenin tutulmadığı hummaya tutulmuş görüyorum! ' dedim.
Resûlullah aleyhisselam:
'Bize verilecek ecir ve mükâfat kat kat olduğu gibi, ibtilâlalar da bize böyle kat kat olur! ' buyurdu ve:
'Halk benim hastalığıma ne diyor?' diye sordu.
'Halk, Resûlullahtaki hastalıkzâtülcenptir, diyorlar' dedim.
Resûlullah:
'Allah bana o hastalığı musallat kılmış değildir.
Bu, ancak halka şeytanın bir telkin ve vesvesesidir' buyurdu. 88
'Yâ Rasûlallah! Sen bu hastalığın neden ileri geldiğini sanıyorsun?
Ben oğlumun ölümünün ancak Hayber'de seninle birlikte yemiş olduğu zehirli koyun kebabından ileri geldiğini sanıyorum' dedim.
Resûlullah aleyhisselam:
'Ey Ümmü Bişr! Ben de bu hastalığımın ancak ondan ileri geldiğini sanıyorum ! 89
Hayber'de oğlunla tatmış olduğum zehirli etin acısından şu anda kalb damarımın koptuğunu duymaktayım. 90
Zaman zaman onun ağrısını, sızısını duyuyorum dur! ' buyurdu." 91
Ebu Ubeyde'nin halası ve Huzeyfe'nin kızkardeşi Fâtıma Hatun da der ki:
" Kadınlarla birlikte Resûlullah aleyhisselamın hastalığını yoklamaya gitmiştik.
Resûlullahı humma hararetinin şiddetinden sanki asılı bir sudan üzerine hep su damlıyormuş gibi buldum!
'Yâ Rasûlallah! Şifa bulman için Allah'a dua etsen! ' dedik.
Resûlullah aleyhisselam:
İnsanların en ağır ibtilâya uğrayanları peygamberlerdir.
Sonra, derecelerine göre, onlardan sonra gelenlerdir' buyurdu." 92
Ebu Saîd el-Hudrî de, Peygamberimiz aleyhisselamı hastalığı sırasında ziyarete gelmişti.
Peygamberimiz aleyhisselamın üzerinde bir şilte örtülü idi.
Ebu Saîd el-Hudrî şiltenin üzerine elini koyduğu zaman, Peygamberimiz aleyhisselamın vücudunun hararetini şiltenin üzerinden hissedip:
" Humman ne kadar da şiddetlidir! ?" dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Bize ibtilâ böyle ağırlaştırılır, ecrimiz de kat kat verilir! " buyurdu.
Ebu Saîd el-Hudrî:
" İnsanların en ağır ibtilâya uğrayanları kimlerdir?" diye sordu.
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Peygamberlerdir! " buyurdu.
Ebu Saîd el-Hudrî:
" Sonra kimlerdir?" diye sordu.
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Salihlerdir! " buyurdu. 93
Abdullah b. Mes'ud da:
" Peygamber aleyhisselamın hastalığında vücudu hummanın hararetinden şiddetle sarsıldığı sırada yanına varmıştım.
'Yâ Rasûlallah! Sen çok şiddetli bir hummaya tutulmuşsun! ' dedim.
Resûlullah aleyhisselam:
'Evet! Ben sizden iki kişinin humması gibi hummaya tutuldum! ' buyurdu.
'Şüphe yok ki, sana iki ecir var! ' dedim.
Resûlullah aleyhisselam:
'Evet, öyledir. Hastalığa tutulan hiçbir Müslüman yoktur ki, Allah onun kusur ve günahlarını ağacın yapraklarının döküldüğü gibi dökmesin! ' buyurdu" demiştir. 94
-------------------------------------
79. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 291.
80. İbn Sa'd, c. 2, s. 206.
81. İbn İshak, c. 4, s. 291 -292, Ahmed, c. 3, s. 489, Dârimî, c. 1, s. 39, Taberî, c. 3, s. 190.
82. İbn İshak, c. 4, s. 292, Ahmed, c. 6, s. 228, Belâzurî, c. 1, s. 544, Ebu'l-Fidâ, c. 5, s. 224.
83. İbn İshak, c. 4, s. 292, İbn Sa'd, c. 2, s. 226, Ahmed, c. 6, s. 228, Buhârî, c. 7, s. 8, Dârimî, c. 1, s. 39, Belâzurî, c. 1, s. 544, Taberî, c. 3, s. 198.
84. İbn İshak, c. 4, s. 292, Ahmed, c. 6, s. 228, Belâzurî, c. 1, s. 544, Ebu'l-Fidâ, c. 5, s. 224.
85. İbn Sa'd, c. 2, s. 206, Belâzurî, c. 1, s. 559-568.
86. Buhârî, c. 5, s. 137.
87. Müslim, c. 4, s. 1721.
88. Vâkıdî, Megâzî, c. 3, s. 679, İbn Sa'd, Tabakât, c. 8, s. 314.
89. Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 175, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 219, Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 6, s. 572.
90. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 353, Vâkıdî, c. 3, s. 679, İbn Sa'd, c. 8, s. 314.
91. Vâkıdî, c. 3, s: . 679, İbn Sa'd, c. 8, s. 314, İbn Kayyım, c. 2, s: . 355.
92. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 369.
93. İbn Sa'd, Tabakât, c. 2, s. 208.
94. İbn Sa'd, c. 2, s. 207-208, Buhârî, Sahih, c. 7, s: . 3.