Ensardan Numan b. Beşir'in bildirdiğine göre; Peygamberimiz aleyhisselamın hastalığı ağırlaştığı zaman, halk: "Ondan sonra bu işi kim yönetecek?" diye konuşmaya başladılar.
Kimisi: " Ebu Bekir yönetir! "
Kimisi de: " Übeyy b. Ka'b yönetir! " dediler.
Numan b. Beşir, Übeyy b. Ka'b'ın yanına varıp, ona: " Ey Übeyy! Halk Ebu Bekir'i Resûlullah aleyhisselamın yerine halife yapmak istiyorlar! ?
Hemen gidip bu işin ne olacağına bakalım! " dedi.
Übeyy b. Ka'b: " Benim bu hususta Ensar hakkında birşey işitmişliğim yoktur!
Allah onu vefât ettirinceye kadarda ben bunu kendisine anıcı değilim! " dedikten sonra, Numan b. Beşir'le birlikte gittiler.
Sabah namazından sonra kendisine çanak içindeki çorbadan yudumlattıkları sırada Peygamberimiz aleyhisselamın yanına girdiler.
Peygamberimiz aleyhisselam, çorbasını içmekten boşalınca, Übeyy'e dönüp: " Bu sana ne söylemişti?" diye sordu.
Übeyy b. Ka'b: " Bizi (Muhacirlere) tavsiye buyur! " dedi. 133
Hazret-i Ebu Bekir'le Hazret-i Abbas, Ensar meclislerinden bir meclise uğramışlardı. Ensarın ağladıklarını görünce, onlara: " Niçin ağlıyorsunuz?" diye sordular.
Onlar da: " Resûlullah aleyhisselamın huzurunda bulunduğumuz günleri hatırladık! " dediler.
Hazret-i Ebu Bekir'le Hazret-i Abbas gelip bunu Peygamberimiz aleyhisselama haberverdiler. 134
" Ensarın kadınları erkekleri Mescidde ağlıyorlar! " denildi.
Peygamberimiz aleyhisselam: " Onlar niçin ağlıyorlar?" diye sordu." Sen öleceksin diye korkuyorlar! " dediler. 135 O sırada, Fadl b. Abbas Peygamberimiz aleyhisselamın yanına girmişti.
Peygamberimiz aleyhisselam, ona: " Ey Fadl! Şu sarığı başıma sar! " buyurdu.
Fadl b. Abbas sarığı sarınca, 136 ona: " Tut elimden! " buyurdu. O da, Peygamberimiz aleyhisselamın elinden tuttu. 137
Peygamberimiz aleyhisselam, büyük bir ridayı sarınıp bürünmüş ve başını da boz bir sank ile bağlamış olduğu halde138 minbere oturdu; 139 ki bu, Peygamberimiz aleyhisselamın minbere son oturuşu idi. 140
Peygamberimiz aleyhisselam bu günden sonra bir daha minbere çıkmadı. 141 Minbere çıkınca, Fadl b. Abbas'a:
" Halka seslen! " buyurdu. Fadl b. Abbas seslenince, Müslümanlar Mescidde toplandılar. 142 Mescid Müslümanlarla doldu.
Peygamberimiz aleyhisselam, kelime-i şehadet getirdikten sonra: 143
" Ey insanlar! Ben size olan nimetinden dolayı O Allah'a hamd ederim ki, Kendisinden başka hiçbir ilah yoktur! " diyerek 144 Allah'a hamd-ü seneda bulundu. 145
Her zaman yaptığı gibi, Uhud günü şehit düşen Müslümanlar için de Allah'tan mağfiret diledi. 146 Sonra: " Ey insanlar! Yakınıma geliniz! " buyurdu. Müslümanlar Peygamberimize doğru geldiler. 147
" Ey insanlar! Bana haber verildiğine göre sizler, Peygamberinizin vefât edeceğinden korkuyormuşsunuz!
Benden önce gönderilip ümmeti içinde temelli kalmış bir peygamber var mıdır ki, ben de içinizde temelli kalayım?! İyi biliniz ki; ben Rabbime kavuşacağım! O'na siz de kavuşacaksınız! İlk Muhacirlere karşı hayırlı olmanızı, onların da aralarında birbirlerine karşı hayırlı olmalarını tavsiye ederim!
Yüce Allah:
'Asra andolsun ki, muhakkak insan kesin bir ziyandadır!
Ancak iman edenlerle güzel ve yararlı amellerde bulunanlar, bir de, birbirlerine hakkı tavsiye, sabrı tavsiye edenler böyle değildir' [Asr: 1-3] buyurmuştur.
Muhakkak ki, bütün işler Yüce Allah'ın izniyle cereyan eder. Geç olacak şeyleri acele istemeniz birşey sağlamaz! Çünkü, Yüce Allah hiç kimsenin acele etmesiyle acele etmez!
Allah, Kendisini yenmeye kalkanı yener, mahveder! Aldatmaya kalkanı da zararlı çıkarır!
'Demek, idareyi ve hâkimiyeti ele alırsanız hemen yeryüzünde fesat çıkaracak, akrabalık münasebetlerini bile keseceksiniz, öyle mi?!' [Muhammed: 22]148
Hiçbir peygamber, arkasında bir cemaat bırakmadıkça vefât etmemiştir. Ben de, sizin içinizde Ensarı bıraktım.
Allah'tan sakınmanızı ve onlara karşı iyi davranmanızı tavsiye ederim. Bilirsiniz ki, onlar mallarını sizinle bölüştüler! Size darlıkta da, bollukta da iyilik ve yardım ettiler! Onların hakkını tanıyınız! 149
Çünkü, onlar sizden önce Medine'yi yurt ve iman evi edinmiş ve siz Muhacirlere iyilik etmiş olan kimselerdir. Onlar, meyve ve mahsullerini sizinle bölüşmediler mi? Onlar size yurtlarında yervermediler mi?
Kendileri muhtaç oldukları halde, sizi kendilerine tercih etmediler mi? 150 Ey Muhacirler cemaati! Siz çoğalmış olduğunuz halde sabaha çıktınız! Ensar ise çoğalmamış olarak sabaha çıktılar. 151 Ey Muhacirler cemaati! 52 İyi biliniz ki, Ensar cemaati gitgide azalacaklar, 153 hatta yemek içindeki tuz gibi olacaklar! 154 Sizler ise çoğalacaksınız! 155 Başka insanlar da çoğalacaklar! 156
Ensara karşı iyi davranmanızı size tavsiye ederim 1157 Çünkü onlar benim sırdaşlarım, 158 sığınağım ve barınağım oldular. 159 Onlar, üzerlerine aldıkları yardım vazifesini tamamıyla yerine getirmişlerdir. Kendilerine ancak mükâfat verilmesi kalmıştır. 160
Sizden, 161 Muhammed ümmetinden her kim bir iş başına geçer de bir kimseye zarar veya yarar vermeye gücü yetecek hale gelirse, 162 Ensardan iyilik edenlerin iyiliğini kabul, kötülük edenlerin de kötülüğünü affetsin! 163 Onların iyilerine iyilik ediniz! Kötülüklerinden de geçiniz! 64 İyi biliniz ki, ben sizden önce gidecek, sizi bekleyeceğim! Siz de gelip bana kavuşacaksınız! Dikkat ediniz! Sizinle buluşma yerimiz Havuz başıdır! Yarın benimle buluşmak isteyen, elini ve dilini günahtan çeksin! Ey insanlar! Günah, nimetlerin değiştirilmesine sebeb olur. Halk iyi olduğu zaman, yöneticileri de iyi olur. Halk kötü olduğu zaman, yöneticileri de kötü olur. 165
Varlığım Kudret Elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, 166 ben şu saatte Havuzumun üzerinde duruyor, 167 şu bulunduğum yerden Havuzuma bakıyorum! 168
Sânı yüce olan 169 Allah, bir kulunu dünya ile, 170 dünya zineti ile, 171 istediği 172 dünya nimetlerini kendisine vermekle 173 kendi katındaki nimetler arasında muhayyer kıldı. Bunlardan birisini seçmekte serbest bıraktı. O kul da174 ahireti, 175 Allah katında olanı tercih etti, seçti" buyurdu. 176 Hazret-i Ebu Bekir, Peygamberimiz aleyhisselamın kendisinden bahsettiğini anladı. 177 Cemaat içinde Hazret-i Ebu Bekir'den başka hiç kimse Peygamberimiz aleyhisselamın maksadını anlayamadı. 178 Hazret-i Ebu Bekir ağlamaya başladı. 179 Gözleri yaşla doldu. 180 Ağlayarak: 181 " Babam, anam sana feda olsun182 yâ Rasûlallah! Sana babalarımızı, analarımızı, 183 canlarımızı, mallarımızı, 184 evlatlarımızı 185 feda ederiz! " dedi. 186 Mescidde bulunan Müslümanlar, Hazret-i Ebu Bekir'in ağladığını görünce:
" Resûlullah aleyhisselam dünya hayatıyla Rabbine kavuşma arasında Rabbi tarafından muhayyer kılınan ve Yüce Rabbine kavuşmayı tercih eden salih bir kişiden bahsederken, şu şeyhin ağlama haline şaşmaz mısınız?! " dediler. Halbuki o, Resûlullah aleyhisselamın söylediği sözün mânâsını onlardan daha iyi biliyordu. 187
Ebu Saîd el-Hudrî der ki: " Ben kendi kendime: 'Allah'ın bir kulunu dünya nimetiyle ahiret nimetleri arasında muhayyer bırakmasında, onun da ahireti tercih etmesinde ne var ki, şu şeyhi ağlatıyor?! " demiş, 188 ona: " Ey Ebu Bekir! Sen bir kulun dünya ile ahiret arasında muhayyer kılınıp onun da ahireti tercih edişine ne diye ağlıyorsun?" diye sormuştum. 189 Meğer, muhayyer kılınan kul, Resûlullah aleyhisselammış! Bunu, Ebu Bekir bizden daha iyi biliyormuş! 190 Peygamberimiz aleyhisselam, Ebu Bekir'e bakıp: 191 " Ey Ebu Bekir! Ağlama 192
Ey insanlar! 193 İnsanlardan;194 canında, 195 malında, 196 arkadaşlığında197 bana karşı Ebu Bekir b. Ebu Kuhâfe'den daha fedakâr ve cömert davranan bir kimse yoktur. 198
Eğer, Rabbimden başka, 199 insanlardan dost tutmuş olsaydım, muhakkak ki Ebu Bekir'i dost tutardım! Fakat, İslâm kardeşliği 200 daha üstündür! 201 Haberiniz olsun ki, 202 sahibiniz, Yüce Allah'ın dostudur! 203 (Evlerinizden) şu Mescide açılan kapıları kapatınız! Yalnız Ebu Bekir'in kapısı açık kalsın! 204 Ben Ebu Bekir'in kapısının üzerinde bir ışık, başka kapıların üzerinde ise karanlık görüyorum ! 205 Nihayet, ben de bir insanım! 206 Aranızdan bazı kimselerin hakları bana geçmiş olabilir! 207 Ben kimin malından ne almışsam, işte malım, o da gelsin alsın! İyi biliniz ki; benim katımda sizin en önde geleniniz, 208 en sevgili olanınız 209 varsa, hakkını benden alan veya hakkını bana helâl eden 210 kişidir ki, Rabbime onun sayesinde helâlleşmiş olarak, 211 gönül hoşluğu ve rahatlığı ile 212 kavuşacağımdır! 213
Hiç kimse 'Resûlullahın kin ve düşmanlık beslemesinden korkarım! ' diyemez! 214 İyi biliniz ki; 215 kin ve düşmanlık beslemek asla benim huyumdan ve halimden değildir! 216 Ben aranızda durup bu sözümü tekrarlamaktan kendimi müstağni göremiyorum! " buyurduktan sonra, sözlerini tekrarladı. 217
Bunun üzerine, bir adam ayağa kalktı: 218 " Senden bir isteyici istekte bulununca, sen ona üç dirhem vermemi emretmiştin, ben de vermiştim" dedi. 219
Peygamberimiz aleyhisselam: " Doğru söylüyorsun, dur! Ey Fadl b. Abbas! Buna üç dirhem ver! " buyurdu. 220
" Ey Allah'ım! Ben ancak bir insanım! Müslümanlardan hangi kişiye ağır bir söz söylemiş veya bir kamçı vurmuş veya lanet etmişsem, Sen bunu onun hakkında temizliğe, ecre ve rahmete ermesine vesile kıl! 221
Allah'ım! Ben hangi mü'mine ağır bir söz söylemişsem, Sen o sözümü Kıyamet gününde o mü'min için Sana yakınlığa vesile kıl! " diye dua etti. 222
Sonra da: " Ey insanlar! Kimin üzerine geçmiş bir hak varsa, o, onu hemen ödesin, dünyada rüsvay olurum demesin! İyi biliniz ki; dünya rusvaylığı ahiret rusvaylığından hafiftir" buyurdu. 223
Bunun üzerine, bir adam ayağa kalktı ve: 'Yâ Rasûlallah! Ben Allah yolunda savaş ganimetine hıyanet etmiş, üzerime üç dirhem geçirmiştim! " dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam, ona: " Sen bu hıyaneti ne için yaptin?" diye sordu.
Adam: " Ona ihtiyacım vardı" dedi. Peygamberimiz aleyhisselam " Ey Fadl b. Abbas! Bu kişiden Beytü'l-mâl (hazine) hesabına üç dirhem teslim al! " buyurdu. 224
Peygamberimiz aleyhisselam: " Ey insanlar! 225 Nefsinden korkan varsa, ayağa kalksın da, kendisi için dua edeyim! " buyurdu. Bunun üzerine, bir adam ayağa kalktı: 226 " Yâ Rasûlallah! Ben çok pintiyim, korkağım, çok da uykucuyum! Allah'a dua et de, benden pintiliği, korkaklığı ve uykuculuğu girersin! " dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam ona dua etti. 227 Sonra, bir adam ayağa kalktı ve: " Yâ Rasûlallah! Ben çok yalancıyım! Çirkin sözlü, çirkin işliyim! Hem de uykucuyum! " dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam: " Ey Allah'ım! Ona doğru sözlülük ve iman olgunluğu nasip et! Uyumak istedikçe, kendisinden uykuyu gider! " diye dua etti.
Daha sonra, bir adam ayağa kalktı ve: " Vallahi yâ Rasûlallah! Ben de çok yalancıyım! Hem de münafığım! Benim işlemediğim hiçbir kötülük yoktur! " dedi.
Hazret-i Ömer, ona: " Be adam! Kendini rezil ve rüsvay ettin! " dedi. Peygamberimiz aleyhisselam: " Ey İbn Hattab! Dünya rusvaylığı ahiret rusvaylığından hafiftir! " buyurdu ve adam için de: " Ey Allah'ım! Ona doğru sözlülük ve iman olgunluğu nasip et! Kendisinin kötü işlerini hayra çevir! " diyerek dua etti. 228
Sonra, bir kadın ayağa kalkıp: " Bende şöyle şöyle haller var! Allah'a dua et de, benden bu halleri gidersin! " dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam, ona: " Sen Âişe'nin evine git! " buyurdu. 229 Sonra, minberden indi. 230 Hazret-i Âişe'nin evine dönünce, kadının başına asasını koyduktan sonra, ona dua etti. Hazret-i Âişe, kadın daha yanından ayrılmadan Peygamberimiz aleyhisselamın duasının tesirini gördüğünü söyler. 231
-------------------------------------
133. İbn Abdi Rabbih, Ikdu'l-ferîd, c. 4, s. 259.
134. Buhârî, Sahih, c. 4, s. 226.
135. İbn Sa'd, Tabakât, c. 2, s. 252.
136. İbn Sa'd, Tabakât, c. 2, s. 255.
137. Taberî, Târih, c. 3, s. 191.
138. İbn Sa'd, c. 2, s. 252, Buhârî, Sahih, c. 1, s. 223, c. 4, s. 226.
139. Buhârî, c. 1, s. 223, c. 4, s. 226, Taberî, c. 3, s. 191.
140. Buhârî, c. 1, s. 223.
141. Buhârî, c. 4, 3. 226.
142. Taberî, c. 3, s. 191.
143. İbn Sa'd, c. 2, s. 251.
144. Taberî, c. 3, s. 191.
145. Zührî, Megâzî, s. 131, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 431, İbn Sa'd, c. 2, s. 225, 228, 255, Ahmed, c. 1, s. 270, Buhârî, c. 1, s. 223.
146. Zührî, s. 131, İbn İshak, c. 4, s. 299, Abdurrezzak, c. 5, s. 431, İbn Sa'd, c. 2, 228, 251.
147. Buhârî, c. 1, 3. 223.
148. Kastalânî, Mevâhibü'l-ledünniye, c. 2, s. 434, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 463-464.
149. İbn Kuteybe, el-İmâme ve's-siyâse, s. 11.
150. Kastalânî, c. 1, s. 484, Halebî, c. 3, s. 463-464.
151. İbn Abdi Rabbih, Ikdu'l-ferîd, c. 4, s. 259.
152. Zührî, Megâzî, s. 131, İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 4, s. 300, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 547.
153. Zührî, s. 131, Ahmed, Müsned, c. 3, s. 272, Buhârî, c. 1, s. 223.
154. İbn Abdi Rabbih, Ikdu'l-ferîd, c. 4, s. 259.
155. Zührî, s. 131, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 431.
156. İbn İshak, c. 4, s. 300, İbn Sa'd, c. 2, s. 251, Ahmed, c. 3, s. 272, Buhârî, c. 1, s. 223, c. 4, s. 227, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 259.
157. Buhârî, c. 4, s. 226, Belâzurî, c. 1, s. 547.
158. Zührî, s. 131, İbn İshak, c. 4, s. 300, İbn Sa'd, c. 2, s. 251 , Ahmed, c. 3, s. 272, Buhârî, c. 4, s. 226, Belâzurî, c. 1 , s. 547.
159. Zührî, s. 131, İbn İshak, c. 4, s. 300, İbn Sa'd, c. 2, s. 251, Belâzurî, c. 1, s. 548.
160. Buhârî, c. 4, s. 226.
161. Buhârî, c. 4, s. 227.
162. Buhârî, c. 1, s. 233, c. 4, s. 227.
163. Zührî, s. 131 , Abdurrezzak, c. 5, s. 431, İbn Sa'd, c. 2, s. 252, Ahmed, c. 3, s. 272, Buhârî, c. 1, s. 223, c. 4, s. 227, İbn Abdi Rabbih, c. 4, s. 259.
164. Zührî, s. 131, İbn İshak, c. 4, s. 300, Abdurrezzak, c. 5, s. 431, İbn Sa'd, c. 2, s. 251 -252, Belâzurî, c. 1, s. 548.
165. Kastalânî, Mevâhib, c. 2, s. 484-485, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 464.
166. İbn Sa'd, c. 2, s. 231 , Dârimî, c. 1, s. 37.
167. İbn Sa'd, c. 2, s. 231 , Ahmed, c. 3, s. 91.
168. Dârimî, c. 1, s. 37.
169. Buhârî, c. 1, s. 119.
170. İbn İshak, c. 4, s. 299, Abdurrezzak, c. 5, s. 491 , İbn Sa'd, c. 2, s. 227, Buhârî, c. 1, s. 119.
171. Ahmed, c. 3, s. 91, Dârimî, c. 1, s. 37.
172. Tirmizî, c. 5, s. 608.
173. Müslim, c. 4, s. 1854, Tirmizî, c. 5, s. 608.
174. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 2099, İbn Sa'd, Tabakât, c. 2, s. 277, Buhârî, Sahih, c. 1, s. 119, Müslim, Sahih, c. 4, s. 1854, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 678, Belâzurî, c. 1, s. 547.
175. Ahmed, Müsned, c. 3, s. 91 , Dârimî, Sünen, c. 1, s. 37.
176. İbn İshak, c. 4, s. 299, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 443, İbn Sa'd, c. 2, s. 227 Ahmed, c. 3, s. 97, Buhârî, c. 1 , s. 119, Müslim, c. 4, s. 1854, Dârimî, c. 1, s. 37, Belâzurî, c. 1, s. 547.
177. Abdurrezzak, c. 5, s. 431, Belâzurî, c. 1, s. 547.
178. İbn Sa'd, c. 2, s. 231 , Ahmed, c. 3, s. 92, Dârimî, c. 1, s. 37.
179. Abdurrezzak, c. 5, s. 431, İbn Sa'd, c. 2, s. 227, Buhârî, c. 1, s. 119, Müslim, c. 4, s. 1854, Dârimî, c. 1, s. 37, Belâzurî, c. 1, s. 547.
180. Dârimî, c. 1, s. 37.
181. Müslim, c. 4, s. 1854.
182. Ahmed, c. 3, s. 91.
183. İbn İshak, c. 4, s. 299, İbn Sa'd, c. 2, s. 231, Ahmed, c. 3, s. 91 , Müslim, c. 4, s. 1854, Tirmizî, c. 5, s. 608, Dârimî, c. 1 , s. 38.
184. İbn Sa'd, c. 2, s. 231 , Ahmed, c. 3, s. 91, Dârimî, c. 1, s. 38, Belâzurî, c. 1, s. 547.
185. İbn Sa'd, c. 2, s. 231 , Ahmed, c. 3, s. 91, Belâzurî, c. 1, s. 547.
186. İbn İshak, c. 4, s. 299, Ahmed, c. 3, s. 91, Müslim , c. 4, s. 1854, Tirmizî, c. 5, s. 608, Dârimî, c. 1, s. 38, Belâzurî, c. 1, s. 547.
187. Ahmed, c. 3, s. 478, Tirmizî, c. 5, s. 607-608.
188. İbn Sa'd, c. 2, s. 227, Buhârî, c. 1, s. 119-120.
189. Belâzurî, Ensâb, c. 1 , s. 547.
190. İbn Sa'd, c. 2, s. 227, Buhârî, c. 1, s. 120, Müslim, c. 4, s. 1854, Tirmizî, c. 5, s. 608.
191. Belâzurî, c. 1, s. 547.
192. İbn Sa'd, c. 2, s. 227, Buhârî, c. 1, s. 120.
193. İbn Sa'd, c. 2, s. 227.
194. İbn Sa'd, c. 2, s. 227, Buhârî, c. 1, s. 120, Müslim, c. 4, s. 1854, Tirmizî, c. 5, s. 608.
195. Ahmed, c. 1, s. 270, Buhârî, c. 1, s. 120.
196. İbn Sa'd, c. 2, s. 227, Ahmed, c. 1, s. 270, Buhârî, c. 1, s. 120, Müslim, c. 4, s. 1854, Tirmizî, c. 5, s. 608.
197. İbn Sa'd, c. 2, s. 227, Ahmed, c. 3, s. 18, Müslim, c. 4, s. 1854, Tirmizî, c. 5, s. 608.
198. İbn Sa'd, c. 2, s. 227, Ahmed, c. 1, s. 270, Buhârî, c. 1, s. 120, Tirmizî, c. 5, s. 608.
199. Ahmed, c. 3, s. 18.
200. İbn Sa'd, c. 2, s. 227, Ahmed, c. 1, s. 270, Buhârî, c. 1, s. 120, Tirmizî, c. 5, s. 608.
201. Tirmizî, c. 5, s. 609.
202. Tirmizî, c. 5, s. 609.
203. Ahmed, c. 1, s. 377, Tirmizî, c. 5, s. 608.
204. Zührî, Megâzî, s. 131 , Abdurrezzak, c. 5, s. 431, İbn Sa'd, c. 2, s. 227-228, Ahmed, c. 1, s. 270, Buhârî, c. 1 , s. 120, Müslim, c. 4, s. 1854-1855, Tirmizî, c. 5, s. 608.
205. İbn Sa'd, c. 2, s. 227.
206. İbn Sa'd, c. 2, s. 255.
207. İbn Sa'd, c. 2, s. 255, Taberî, c. 3, s. 193, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 319.
208. İbn Sa'd, c. 2, s. 255.
209. Taberî, c. 3, s. 191.
210. İbn Sa'd, c. 2, s. 255, Taberî, c. 3, s. 191.
211. İbn Sa'd, c. 2, s. 255.
212. Taberî, c. 3, s. 191.
213. İbn Sa'd, c. 2, s. 255, Taberî, c. 3, s. 191, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 319.
214. İbn Sa'd, c. 2, s. 255, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye, c. 5, s. 331.
215. Taberî, c. 3, s. 191, Ebu’l-Fidâ, c. 5, s. 331.
216. İbn Sa'da, c. 2, s. 255, Taberî, c. 3, s. 191, Ebu’l-Fidâ, c. 5, s. 331.
217. Taberî, c. 3, s. 191.
218. İbn Sa'd, c. 2, s. 255, Taberî, c. 3, s. 191.
219. Ebu'l-Fidâ, c. 5, s. 331.
220. İbn Sa'd, c. 2, s. 255, Taberî, c. 3, s. 191, Ebu'l-Fidâ, c. 5, s. 331.
221. Ahmed, c. 3, s. 400.
222. Buhârî, c. 7, s. 157.
223. Taberî, Târih, c. 3, s. 191, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 319.
224. Taberî, c. 3, s. 191, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye, c. 5, s. 331.
225. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 255.
226. İbn Sa'd, c. 2, s. 255, Taberî, c. 3, s. 191, Ebu'l-Fidâ, c. 5, s. 331.
227. İbn Sa'd, c. 2, s. 255.
228. Taberî, Târih, c. 3, s. 191-192, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye, c. 5, s. 331.
229. İbn Sa'd, Tabakât, c. 2, s. 255.
230. İbn Sa'd, c. 2, s. 231 , Dârimî, Sünen, c. 1, s. 38.
231. İbn Sa'd. c. 2. s. 255.