Mevâhib-i Ledünniyye / CİLT 1 |
| |
7 . Fasıl Peygamber Efendimizin Müezzinleri, Hatipleri, Şairleri ve Hâdileri |
Şöyle malûm olsun ki, Resûlüllah Efendimiz hazretlerinin dört müezzini vardı. Birisi Hazret-i Bilâl-i Habeşî’dir ki, Ebû Bekir Sıddık’ın azadlısıdır. İlk ezan okuyan Hazret-i Bilâl’dir.
Rivâyet olunmuştur ki, Resûlüllah Efendimiz hazretlerinden cihadın sevap ve faziletini işitmişti. Peygamber Efendimizden sonra ezandan vazgeçip cihadla meşgul olmak istedi. Hazret-i Ebû Bekir Sıddık (radıyallahü anh) minnet edip kendi zamanında da ezan okuttu. Bazı rivâyette Resûlüllah Efendimiz hazretlerinden sonra dört halifeye ezan okumadı. Sadece bir kere Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) Şam’ı fethettiği zaman çıktı, ezan okudu. Sahâbe-i kirâm Bilâl’in ezanını işitince Resûlüllah Efendimiz hazretlerini andılar ve o kadar ağladılar, inlediler, feryat ettiler ki, dağları ve taşları harekete getirdiler. Allah onların hepsinden razı olsun. Hicretin on yedinci yılında Şam diyarında vefat etmiştir. Yaşı altmıştan fazla idi. Bazıları Şam’da, bazıları Haleb’de medfundur, demişlerdir.
Birisi de Amr bin Ümmü Mektum hazretleridir ki, âmâ idi. Resûlüllah Efendimiz hazretlerinden önce Medine-i münevvere’ye hicret edenlerdendir.
Biri de Sa’d bin Âiz’dir ki, Kuba nahiyesinde Peygamber Efendimiz hazretlerine ezan okumuştur. Bazılarının kavline göre orada ezan okuyan Sa’d bin Abdurrahman’dır.
Mekke’de iken Peygamber Efendimizin müezzini Ebû Mahzure’dir ki, ismi Evs bin Maîr idi. Elli dokuz tarihinde Mekke’de vefat etmiştir. Allah ondan razı olsun.
Peygamber Efendimizin Şairleri üç kişidir. Birisi Kâ’b bin Mâlik’dir. Birisi Abdullah bin Revâha, birisi de Hassân bin Sâbit’tir. Kâfir şairleri Resûlüllah Efendimiz hazretlerini hâşâ hicvettikçe bunlar cevap verip onların hezeyan ve isnatlarını def ederlerdi. Alemlerin Hocası Efendimiz hazretleri Hassân’a dua edip:
— Allahümme eydihi bi ruhü’l-kuddüs — Allahım, onu Ruhül-Kudüs ile teyid et,” diye buyurmuştur.
Rivâyet olunur ki, Cebrâil aleyhisselâm Hassân’a yetmiş beyitte yardım eylemiştir. Peygamber Efendimizin hadîs-i şerifinde de:
“İnne cebrâile maa Hassan ma nâfihe annî — Hiç şüphesiz Cebrâil, benden def ettiği şeylerde Hassan ile beraberdir,” diye buyurulmuştur.
Yâni Resûlüllah Efendimiz hazretlerinden kâfirlerin sözlerini def eder demektir. Murad, kâfirleri hicvedip şiirlerinin cevabını vermektir. Hassân yüz yirmi yıl ömür sürmüştür. Kendi babası Sâbit, dedesi Münzir ve babasının dedesi Harâm, hepsi yüz yirmişer yıl ömür sürmüşlerdir. Elli dört senesinde vefat etmiştir.
Peygamber Efendimizin Hatibi Sâbit bin Kays bin Şemmâs idi. Resûlüllah Efendimiz hazretleri bunun için “Cennet ehlidir” diye şehadet etmiştir. Peygamber Efendimizin ve ensar topluluğunun hatibi idi. Yemâme gazâsında şehit olmuştur.
Peygamber Efendimizin Hâdileri dört kişi idi. Birisi yukarıda şairleri sırasında zikri geçen Abdullah bin Revâha idi ki, seferlerde o Hazret’in önünce haddâ eylerdi. Yâni yüksek sesle güzel beyitler okur, develeri şevk ve harekete getirirdi.
Biri de Amir bin el-Ekva’ idi. Hayber gazâsında şehit olmuştur.
Biri de Enceşe idi ki, siyah bir köle idi. Gayet güzel haddâ eylerdi. Hazret-i Enes’den rivâyet edilmiştir ki, Berâ’ bin Mâlik erkeklere haddâ eyler, Enceşe ise kadınlara haddâ eyler, şiirler okurdu. Bir gün bir yolculukta Enceşe böyle şiirler okuyarak kadınların develerini sürerken Peygamber Efendimiz lâtife ederek:
— Ya Enceşe! Yavaş sür, sonra fincanları kırarsın, diye ona takıldı.
Yâni kadınların yanınca böyle şevke getirici şiirler okumaktan onu men etti. Bazıları dediler ki: “Bundan Resûlüllah Efendimiz hazretlerinin şerefli muradı, güzel ses ve şiirler dinlemekten kadın tâifesinin gönüllerine heva gelmesin demekti.” Bazıları da dediler ki: “Develer güzel ve ahenkli sesi işitince hızlı hızlı yürümeye başlarlar. Kadınlar tâifesi de hareketin sür’atine tahammül edemezler. Onun için Resûlüllah Efendimiz hazretleri onlar hakkında fincan tabirini kullandı. Murad, kadınlar fincan gibidir, çabuk kırılırlar. Hızlı sürme ki, kırılmasınlar demekti.”