Yuhannâ'nın İncil menkıbesine göre, Yahudiler üç peygamberin gelmesini beklemekte idiler:
- İlki: tekrar geleceğini sandıkları İlya,
- İkincisi: Mesîh İsa aleyhisselâm,
- Üçüncüsü: Herkesin bildiği, kendisi sadece " O Peygamber" diye anılan peygamberdi. Yahudiler, Yahya aleyhisselâma:
" Sen kimsin?" diye sordukları zaman, o:
" Ben, Mesîh değilim! " dedi.
Yahudiler
" Öyle ise, sen nesin? İlya mısın?" dediler.
Yahya aleyhisselâm:
" Değilim! " dedi.
Bunun üzerine, Yahudiler
" Sen, O Peygamber misin?" diye sordular.
Yahya aleyhisselâm:
" Hayır! " dedi.
Yahudiler
" Öyle ise, sen kimsin? Kendin hakkında, ne diyorsun?" dediler.
Yahya aleyhisselâm:
" Ben, İşaya Peygamberin dediği gibi:
'Rabbın yolunu düzeltiniz! ' diye çölde bağıranın sesiyim!
Aranızda biri duruyor da, siz onu bilmiyorsunuz.
Benden sonra gelen odur! Ben, onun çarığının bağını çözmeye lâyık değilim! " dedi. 483
İsa aleyhisselâm ise, Yahya aleyhisselâm hakkında:
" Eğer kabul etmek isterseniz, gelecek olan İlya, budur! " demiş;484 gelecek olan Mesîh'in de İsa aleyhisselâm olduğu, 485 gösterdiği mucizelerle anlaşılmıştır. 486
Geleceği müjdelenenlerden üçüncüsü olan ve kendisi sadece " O Peygamber" diye anılan487 son peygamberin gelmesi ise, İsa aleyhisselâmdan sonra, beklenip duruyordu.
Nitekim, Medineli putperest Evs ve Hazrec kabilelerinin ne zaman Medineli Yahudilerle aralan açılsa, Yahudiler onlara:
" Bir peygamber, hemen gönderilmek, gelmek üzeredir!
Onun geleceği zamanın gölgesi düştü.
O peygamber gelince, biz ona tâbi olacak; İrem ve Âd kavimleri gibi, sizi öldürüp kökünüzü kazıyacağız! " derlerdi. 488
Rahip Bahîra'nın da dediği gibi, Yahudiler gelmesini bekledikleri son peygamberin İsrail oğullarından olmasını arzu etmekte idiler.
Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm ise, İsmail aleyhisselâmın soyundan gelen Araplardan olduğu için; Medineli Yahudiler de Peygamberimiz aleyhisselâma kıskançlıklarından dolayı, iman etmemekte ve karşı koymakta direnmiş durmuşlardır. 489
İbn İshak'ın Abdullah b. Ebi Bekr, b. Muhammed, b. Amr, b. Hazm'dan, onun da Peygamberimizin zevcesi Hazret-i Safiyye'den rivayetine göre:
Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın Medine'ye hicreti sırasında, Küba köyüne geldiği işitilince, babası Huyey b. Ahtab ile amcası Ebu Yâsir b. Ahtab hemen Küba'ya gitmişler, güneş batarken de, çok bitkin ve üzgün bir halde eve dönmüşlerdi.
Ebu Yâsir b. Ahtab, Huyey b. Ahtab'a:
" Bu, geleceği beklenilen O Peygamber midir?" diye sormuş, Huyey b. Ahtab:
" Evet! Vallahi, odur! " demişti.
Ebu Yâsir
" Bunun o olduğunu iyice anladın ve tesbit ettin mi?" diye sormuş, Huyey b. Ahtab:
" Evet! " demiştir.
Ebu Yâsir
" O halde, ona karşı kalbinde ne var?" diye sormuş, Huyey b. Ahtab:
" Vallahi, sağ oldukça, ona hep düşmanlık besleyip duracağım! " demiştir. 490
Medineli Yahudilerin; Peygamberimiz aleyhisselâm ve Allahtan getirdiği Kitabı hakkındaki tutum ve davranışları Kur’ân-ı Kerîm'de şöyle açıklanır:
" Vaktâ ki, onlara, Allah katından, yanlarındakini tasdik edici, doğrulayıcı bir Kitab geldi ki, onlar daha önce, kâfirlere karşı, Allah'tan böyle bir fetih ve yardım istiyorlardı. İstedikleri kendilerine gelince, (kıskançlıklarından) onu inkâr ettiler. Arbk, Allah'ın laneti o kâfirlerin üzeri nedir." 491
Yüce Allah, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmı da, Firavun'a gönderdiği resûl gibi bir resûl olarak göndermiştir. 492 Eski Ahid'de de, Musa aleyhisselâma Yüce Allah tarafından şöyle denildiği görülür:
" Onlar (İsrail oğulları) için, kardeşleri arasından, senin gibi bir peygamber çıkaracağım, ve sözlerimi onun ağzına koyacağım, ve ona emredeceğim herşeyi onlara söyleyecek ve vâki olacak ki, Benim ismimle söyleyeceği sözlerimi dinlemeyecek olan adamdan, Ben arayacağım! " 493
İsrail oğullarının kardeşlerinden maksadın, İsmail aleyhisselâmın oğulları olduğu malumdur. Onların içinden de, Muhammed aleyhisselâmdan başka hiçbir kimsenin ilahî vahye mazhar olduğu ve ağzına Yüce Allah'ın Kelamının konulduğu görülmemiştir. 494
İbrahim aleyhisselâm ile oğlu İsmail aleyhisselâmın, Kabe'nin duvarlarını örüp yükseltirlerken Yüce Allah'a:
" Ey Rabbimiz! Bizden sâdır olan şu hizmeti kabul buyur!
Şüphe yok ki, herşeyi işiten, herşeyi bilen Sensin Sen!
Ey Rabbimiz! Bizi, Sana teslimiyette sabit kıl!
Soyumuzdan da, yalnız Sana boyun eğen Müslüman bir ümmet yetiştir!
Ey Rabbimiz! Onların içinden de, kendilerine Senin âyetlerini okuyacak, onlara Kitabı ve Hikmeti öğretecek, onları iyice temizleyecek bir peygamber de gönder..." diyerek dua ettikleri495 ve:
" İçinizde, kendinizden bir peygamber gönderdik ki, size âyetlerimizi okuyor, sizi tertemiz yapıyor, size Kitabı ve Hikmeti öğretiyor, bilmediğiniz şeyleri size bildiriyor" 496 buyurularak Peygamberimiz aleyhisselâm hakkındaki dualarının kabul edilmiş olduğu açıklanmış bulunmaktadır.
-------------------------------------------------
483. Yuhanna İncili, bab: 1, fıkra: 19-27.
484. Matta İncili, bab: 11 , fıkra: 14-15.
485. Matta İncili, bab: 2, fıkra: 1-5,
486. Matta İncili, bab: 11, fıkra: 1-6.
487. Yuhanna İncili, bab: 1, fıkra: 21-25.
488. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 70, Taberî, Târîh, c. 2, s. 234, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 75-76, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 95-96, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 156, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s. 290, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 2, s. 149.
489. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 155.
490. İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 2, s. 165-166, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 77-78, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 533, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 57.
491. Bakara: 89.
492. Müzzemmil: 15.
493. Eski Ahid, Tesniye, bab: 18, fıkra: 18-19.
494. Mâverdî, A'lâmi'n-nübüvve, s. 198.
495. Bakara: 127-129.
496. Bakara: 151.