Lügatte sür'atli işaret, kitabet, risalet, ilham ve gizli kelam gibi çeşitli mânâlara gelen140 vahy; Yüce Allah'ın, dilediğini, peygamberlerine, dilediği tarzlarla bildirmesidir. 141
Yüce Allah; daha önceki peygamberlere vahyettiği gibi, Peygamberimiz Hazret-i Muhammed aleyhisselâma da vahy etmiştir.
Bu gerçek, Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle açıklanır:
" Biz, Nuh'a, ondan sonraki peygamberlere variyetliğimiz ve İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, Yakub'un torunlarına, İsa'ya, Eyyub'a, Yûnus'a, Harun'a ve Süleyman'a vahyeylediğimiz ve Davud'a Zebur'u verdiğimiz gibi, şüphesiz, sana da vahyettik.
Öyle peygamberler (gönderdik ki), onların kıssalarını, önceden, sana bildirdik.
Yine, öyle peygamberler (gönderdik ki), sana onların kıssalarını bildirmedik.
Allah, Musa'ya da, hitab ile konuştu." 142
Vahiy, Peygamberimiz aleyhisselâma müteaddit tarzlarda gelmiştir.
1) Vahiy tarzlarından birisi, uykuda görülen ve görüldüğü gibi apaçık çıkan rüya tarzıdır. 143
Peygamberimiz Hazret-i Muhammed aleyhisselâmın peygamberliği, vahyin bu tarzı ile başlamıştır. 144 Zaten, vahiy peygamberlere uyanık iken geldiği gibi, uyurken rüyada da gelirdi. 145 Peygamberlerin rüyaları, vahiydir. 146
Nitekim, İbrahim aleyhisselâma, İsmail aleyhisselâm hakkındaki ilahî emr, rüyasında verilmişti. 147
Çünkü, peygamberlerin gözleri uyuşa da, kalbleri uyumaz. 148
Peygamberimiz aleyhisselâm:
" Bana: 'Yâ Muhammed! Gözlerin, uyusun! Kulağın, işitsin! Kalbin, ezberlesin! ' denildi.
Benim gözlerim uyudu. Kalbim ezberledi! Kulağım işitti. 149
Ey Âişe! Benim gözlerim uyur, kalbim uyumaz! " buyurmuştur. 150
Uyuyanın uykusunda bazı şeyler görmesine rüya ve hulm (düş) denir. 151
Fakat, rüyada görülen şeyler, daha çok hayır ve güzel şeyler üzerine olur.
Hulmda ise, görülen şeyler, daha çok çirkin şeyler üzerine olur. 152
Peygamberimiz aleyhisselâm, rüya ve hulm hakkında şöyle buyurmuşlardır
" Salih rüya Allah'tan, hulm ise şeytandandır." 153
" Zamanın sonu yaklaşınca, Müslümanların rüyası hemen hemen yanlış çıkmayacaktır.
Sizin en doğru rüya göreniniz, en doğru söyleyeninizdir!
Rüya, üç çeşittir:
Yüce Allah tarafından, (kuluna) müjde olan salih rüya,
Şeytan tarafından, korku, üzüntü veren rüya,
Kişinin kendi nefsinden, kendisine telkin mahiyetinde vâki olan* rüya! " 154
Şeytan; Âdem oğullarına karşı beslediği şiddetli düşmanlık sebebiyle, herzaman onlara sataşır, her yönden tuzaklar kurar, her yolla onların işlerini bozmak ister.
Gördükleri rüyalarını da, ya içlerine yanlışlar karıştırmak, ya da onlardan gaflete düşürmek suretiyle, onları belirsiz ve yararsız hale getirir. 155
Peygamberimiz aleyhisselâm:
" Risalet de, nübüvvet de sona ermiştir!
Benden sonra (gelecek) ne resûl vardır, ne de nebi! " buyurunca, bu ashaba çok ağır geldi. 156
Bunun üzerine, Peygamberimiz aleyhisselâm:
" Peygamberlikten, birşey kalmamıştır; 157 ama, mübeşşirat** vardır! " buyurdu.
" Yâ Rasûlallah! Mübeşşirat, nedir?" diye sordular. 153
Peygamberimiz aleyhisselâm:
" Müslüman kimsenin rüyasıdır, 159 salih rüyadır! 160
Salih rüya, peygamberlik işinin parçalarından bir parçadır. 161
Salih kişinin gördüğü rüya, 162 peygamberlik işinin kırkaltı parçasından bir parçadır! " buyurdu. 163
Salih rüyanın peygamberlik işinin kırkaltı parçasından bir parça oluşu; Peygamberimiz aleyhisselâmın peygamberlik süresinin, onüç yıl Mekke'de, on yıl da Medine'de olmak üzere, yirmiüç yıl olup, bunun ilk altı aylık kısmının sadık ve salih rüyalar görmekle geçmiş bulunduğuna ve bunun da yirmiüç yılın kırkaltıda birini teşkil ettiğine göredir. 164
2) Vahiy tarzlarından ikincisi, vahyedilecek kelamın, 165 melek görünmeksizin, 166 Peygamberimiz aleyhisselâmın kalbine ilka olunmasıdır. 167
Yüce Allah; Cebrail aleyhisselâmda, ilahî hitaba mutahap ve ilahî emri tebliğe memur olduğu hakkında zarurî bir ilim yarattığı gibi, Peygamberimiz aleyhisselâmın kalbinde de zarurî bir ilim yaratırdı da, Peygamberimiz aleyhisselâm kalbine ilka olunan şeyin mücerred bir ilhamdan ibaret olmayıp Cebrail aleyhisselâmın Allahtan getirdiği bir vahiy olduğunu kesin olarak bilirdi. 168
Peygamberimiz aleyhisselâmın:
" Hiç şüphesiz, Ruhu'l-Kudüs (Cebrail aleyhisselâm) kalbime şunu ilka ve vahy etti ki, hiçbir nefisi 69 eceli dolmadıkça, 170 rızkını tamam olarak almadıkça ölmez!
Öyle ise, Allahtan sakınınız da, onu güzel ve meşru yollardan arayınız. 171 Helal olanı alınız, haram olanı bırakınız! 172
Rızık gecikirse, onu Allah'a mâsiyetle elde etmeye kalkışmayınız! Çünkü, Allah katındaki şeye, Allah'a itaattan başkası ile nail olunamaz! " 173 hadis-i şeriflerinde olduğu gibi. 174
3) Vahiy tarzlarından birisi de, vahiy meleğinin insan suretine girerek, vahyedilecek şeyi, 175 bir insanın bir insana tevdi edişi gibi vahyedişidir. 176
Haris b. Hişam:
" Yâ Rasûlallah! 177 Sana vahiy nasıl gelir?" diye sormuştu.
Peygamberimiz aleyhisselâm; ona verdiği cevapta, vahyin bu tarzını şöyle cevaplamıştır:
" Bazı kere, melek, benim için insan suretine girer, benimle konuşur, ben de onun söylediklerini iyice bellerim. 178
Bu, bana vahyin en kolay gelenidir. 179
Cebrail aleyhisselâmı gördüm.
Gördüklerimden, ona en çok benzeyeni, Dıhye'dır! " buyurmuştur. 180
Cebrail aleyhisselâm, Peygamberimiz aleyhisselâma, çok kere Dıhye'nin suretinde gelirdi. 181
Vahyin bu tarzında, Ashab-ı Kiramın Cebrail aleyhisselâmı gördükleri de olurdu. 182
Hazret-i Âişe der ki:
" Dıhyetü'l-Kelbî'nin sakalı, başı ve yüzü, Cebrail'e benzerdi. 183
Ben şu odamda oturduğum sırada, 184 Resûlullah aleyhisselâm, birden sıçrayıp dışarı çıktı.
Bakınca, yanında bir adam bulunduğunu gördüm ki, kadana atının üzerinde duruyor, başına beyaz sarık sarmış, sarığının bir ucunu iki omuzunun arasına şarkıtmişti.
Resûlullah aleyhisselâm ise, elini onun kadanasının yelesinin bittiği yere koymuştu. 185
Resûlullah aleyhisselâm içeri girince: 186
'Yâ Rasûlallah! Birdenbire sıçradın, beni korkuttun! 187
Sana gizli birşey fısıldadığını gördüğüm kişi, kimdi?' dedim.
Resûlullah aleyhisselâm:
'Sen onu gördün mü?' diye sordu.
'Evet! Gördüm' dedim. 188
'Sen onu kime benzettin?' diye sordu.
'Dıhyetü'l-Kelbîye benzettim ! 189
Sen iki elini onun atının yelesinin bittiği yere koymuş olduğun halde, kendisiyle konuştuğumu gördüm! ' dedim. 190
'Sen, çok hayr görmüşsün! 191 O, Cebrail'dir! ' buyurdu. 192
Çok geçmeden, 'Ey Âişe! 193 Cebrail sana selam veriyor' buyurdu.
Ben de:
'Ve aleyhisselamü ve rahmetullahi ve berekâtüh! Allah, o konuğu da, sahibini de hayırla mükâfatlandırsın!
Ne güzel sahip! Ne güzel konuk! ' dedim." 194
Abdullah b. Abbas da der ki:
" Babam Abbas'la birlikte, Resûlullah aleyhisselâmın yanında idim.
Resûlullah aleyhisselâmın yanında da, bir adam bulunuyor ve onunla fisıldaşıyordu.
Resûlullah aleyhisselâm babamdan yüz çevirmiş gibi idi (Onunla pek ilgilenmiyordu).
Resûlullah aleyhisselâmın yanından, dışarı çıktık. Babam, bana:
'Oğulcuğum! Amcanın oğlunun, benden yüz çevirir gibi olduğuna dikkat etmedin mi?' dedi.
Ben:
'Babacığım! O, yanında bulunan bir adamla fisıldaşıyordu' dedim.
Bunun üzerine, hemen Resûlullah aleyhisselâmın yanına döndük. Babam:
'Yâ Rasûlallah! Abdullah'a şöyle şöyle söylemiştim. O da, senin yanında bulunan bir adamla fısıldaşüğını bana haberverdi. Senin yanında bir kimse var mıydı?' dedi.
Resûlullah aleyhisselâm, bana:
'Ey Abdullah! Sen onu gördün mü?' diye sordu. Ben:
'Evet! Gördüm' dedim.
Resûlullah aleyhisselâm:
'İşte o, Cebrail idi. Seninle ilgilenmekten, beni o meşgul etti! ' buyurdu." 195
Cebrail aleyhisselâmın, ashaba dinlerini öğretmek üzere, tanımadıkları bir beşer suretine girerek Peygamberimiz aleyhisselâmın yanına gelişini de, Hazret-i Ömer şöyle anlatır:
" Resûlullah aleyhisselâmla ashabından yanındaki bir cemaatla birlikte 196 Mescid'de oturduğumuz sırada, 197 güzel yüzlü, 198 başının saçı kulak yumuşaklarına kadar uzamış, 199 güzel saçlı, 200 saçına güzel koku sürünmüş, 201 üzerindeki202 elbisesi bembeyaz, 203 saçı simsiyah, 204 genç ve güzel, 205 üzerinde yolculuk eseri görülmeyen, bununla birlikte içimizden hiçbirinin tanımadığı bir adam206 çıkageldi. 207
Orada bulunan cemaat, birbirlerine bakıştılar. 208
Adam:
'Esselâmü aleyke yâ Rasûlallah! ' diyerek Resûlullah aleyhisselâma ve 'Esselâmü aleyküm! ' diyerek bizlere selam verdi.
Resûlullah aleyhisselâm onun selâmına karşılık verdi.
Biz de, onunla birlikte, karşılık verdik. 209
Adam:
'Yâ Rasûlallah! Ben, sana geldim' dedi.
Resûlullah aleyhisselâm:
'Evet! ' buyurdu. 210
Adam, Resûlullah aleyhisselâmın yanına kadar vanp oturdu. 211
'Bana biraz yaklaş yâ Rasûlallah! ' dedi.
Resûlullah aleyhisselâm biraz yaklaştı.
Adam, tekrar:
'Yâ Rasûlallah! Biraz daha yaklaş! ' dedi.
Resûlullah aleyhisselâm biraz daha yaklaştı. 212
Adam:
'Yâ Rasûlallah! Biraz daha yaklaş! ' dedi.
Resûlullah aleyhisselâm; dizkapaklan onun dizkapaklarına değecek kadar yaklaştı. 213
Sonra, adam, ona (Resûlullah aleyhisselâma) saygı olmak üzere, ayağa kalkıp oturdu. 214
Adam; iki dizini Resûlullah aleyhisselâmın iki dizine bitiştirip dayadı, 215 ellerini kendi dizlerinin üzerine koydu. 216
'Yâ Rasûlallah! 217 Yâ Muhammed! 218 Bana imandan haber ver. İman, nedir?' diye sordu.
Resûlullah aleyhisselâm:
'İman; Allah'a, Allah'ın meleklerine, Allah'ın Kitablarına, Allah'ın resûllerine, âhiret gününe, bir de, hayr ve şer, kadere inanmandır! ' buyurdu. 219
Adam:
'Ben böyle yaparsam iman etmiş olur muyum?' diye sordu.
Resûlullah aleyhisselâm:
'Evet! ' buyurdu. 220
Adam:
'Doğru söyledin! ' dedi. 221
Adamın 'Doğru söyledin' diyerek biliyormuşcasına Resûlullah aleyhisselâmı tasdik edişine;222 'Hem soruyor, hem de onu tasdik ediyor?! ' diye şaştık.
Adam, bundan sonra:
'Yâ Muhammed! Bana İslâm'dan haber ver! 223 Nedir o?' diye sordu.
Resûlullah aleyhisselâm:
'İslâm; Allahtan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Resûlullah olduğuna şehadet etmen, namazı kılman, zekâtı vemnen, Ramazan orucunu tutman, yoluna gücün yeterse Beytullah'a haccetmen, 224 cünüplükten gusledip yıkanmandır! ' buyurdu. 225
Adam:
'Ben böyle yaparsam Müslüman olur muyum?' diye sordu.
Resûlullah aleyhisselâm:
'Evet! ' buyurdu. 226
Adam, yine: 'Doğru söyledin! ' dedi. 227
Biz, yine, adamın 'Doğru söyledin! ' deyişine;228 hem soruyor, hem de onu tasdik ediyor diye, haline şaştık. 229
Adam böyle her defasında 'Doğru söyledin! ' 'Doğru söyledin! ' dedikçe, cemaat:
'Biz Resûlullah aleyhisselâma bu adamdan daha fazla saygı gösterenini görmedik! Sanki Resûlullah aleyhisselâmı tanıyor! ' demekte idiler. 230
Bundan sonra, adam:
'Yâ Rasûlallah! 231 Sen bana ihsandan haberver! 232 Yâ Muhammed! 233 Yâ Rasûlallah! 234 İhsan nedir?' diye sordu. 235
Resûlullah aleyhisselâm:
'İhsan;236 Allah'a, O'nu görüyor gibi, ibadet etmendir. Sen O'nu görmesen de, iyi bil ki, O seni görür! ' buyurdu. 237
Adam:
'Ben böyle yaptığım zaman muhsin (ibadeti ihsan derecesinde yapan) olur muyum?' diye sordu.
Resûlullah aleyhisselâm:
'Evet! ' buyurdu. 238
Adam, yine:
'Doğru söyledin! ' dedi. 239
Adam böyle her defasında 'Doğru söyledin! ' 'Doğru söyledin! ' dedikçe, biz de, 'Doğrusu, Resûlullaha bundan daha çok saygı gösterenini görmedik! ' diyorduk.
Adam:
'Yâ Rasûlallah! 240 Bana Saat'ten (Kıyametten) haber ver! 241 O ne zaman kopacak?' diye sordu. 242
Resûlullah aleyhisselâm:
'Kıyamet hakkında, kendisine soru sorulan, sorandan daha bilgili değildir! ' buyurdu. 243
Adam:
'Doğru söyledin! ' dedi.
Resûlullah aleyhisselâm:
'Kıyametin vakti, Allahtan başka kimsenin bilmediği beş şeyden biridir! ' buyurdu. 244
Adam:
'Öyle ise, bana onun emare ve alâmetlerinden haber ver! 245 Kıyametin alâmetleri nedir?246 Bana onlardan haber ver?' dedi. 247
Resûlullah aleyhisselâm:
'Cariyenin kendi efendisini doğurduğunu; yalınayak, çıplak, yoksul davar çobanlarının (zenginleşip) yüksek bina kurmakta birbirleriyle yarıştıklarını ve övünmeye kalkıştıklarını görmendir' buyurdu. 248
Adam:
'Doğru söyledin! ' dedi.
Sonra da, dönüp gitti. 249
Resûlullah aleyhisselâm:
'Adamı bana geri çeviriniz! ' buyurdu. 250
Hemen kalkıp adamın ardına düştük. Ne kendisinin nereye yönelip gittiğini anlayabildik, ne de izini tozunu görebildik!
Bunu Peygamber aleyhisselâma anlattık. 251
Resûlullah aleyhisselâm:
'Ey İbn Hattab! 252 Ey Ömer! 253 Sen bana o sorulan soranın kim olduğunu biliyor musun?' diye sordu. 254
'Allah ve Resûlü bilir! ' dedim. 255
Bunun üzerine, Resûlullah aleyhisselâm:
'O, Cebrail idi. Size dininizi öğretmek için gelmişti! ' buyurdu." 256
4) Vahiy tarzlarından birisi de, vahyin dehşet saçan bir çan, çıngırak uğultusu gibi uğuldayarak gelişidir. 257
Haris b. Hişam'ın:
" Yâ Rasûlallah! 258 Sana vahiy nasıl gelir?" sorusuna Peygamberimiz aleyhisselâmın verdikleri cevapta, vahyin bu tarzı şöyle açıklanmıştır:
" Vahiy bazan bana çıngırak sesi gibi (müthiş bir madenî ses uğultusu ve alarm ile) gelir ki, vahyin bana en ağır geleni de budur!
Vahiy hali benden kalkınca, meleğin bana söylemiş olduğunu iyice bellemiş bulunurum" buyurmuştur. 259
Sanıldığına göre; işitilen bu şiddetli ses ya vahiy meleğinin kendi sesi, ya da, kanatlarının uğultusu idi. 260
Bunun hikmeti de, vahyi telakki ve hıfz için, Peygamberimiz aleyhisselâmın kalbini toparlamak ve hazırlamak, 261 kulaklarının ve kalbinin vahiy meleğinin sesinden başkasıyla meşgul olmasına meydan bırakmamak içindi. 262
Abdullah b. Amr b. Âs:
" Yâ Rasûlallah! Vahyin gelişini sezer misin?" diye sorduğu zaman, Peygamberimiz aleyhisselâm:
" Evet! Sesi işitir ve susarım.
Bana hiçbir sefer bu tarzda vahyolunmamıştır ki, ruhumun alınıyor olduğunu sanmış olmayayım! " buyurmuştur. 263
Yüce Allah bir emri vahyetmek, vahiy suretiyle dile getirmek istediği zaman, Allah'ın emrinin korkusundan, gökleri, son derece şiddetli bir titreme alır. 264
Göklerin halkı olan meleklerde, İlahî Kelamı, düz ve sert bir kayaya çarpan demir zincir(in çıkardığı korkunç ses) gibi işitince, 265 Allah'ın Kelamı karşısında duydukları derin haşyetten dolayı kanatlarını çırparlar, 266 baygın düşüp secdeye kapanırlar!
Ayılıp secdeden başını ilk kaldıran, Cebrail aleyhisselâm olur.
Yüce Allah ona, vahiylerinden, dilediğini söyler. 267
Cebrail aleyhisselâm yanlarına gelinceye kadar, öteki melekler öylece baygın halde kalırlar.
Cebrail aleyhisselâm, bütün göklerdeki meleklere uğrar. 268
Her göğe uğradıkça, 269 kalblerinden korku kaldırılan270 o gök halkı olan271 melekler ona:
" Ey Cebrail! 272 Rabbimiz273 ne buyurdu?" diye sorarlar.
Cebrail de:
" Hakkı buyurdu. 274 En Yüce, en büyük olan O'dur! " der.
Meleklerin hepsi de, Cebrail aleyhisselâmın söylediği gibi söylerler. 275
Birbirlerine de:
" Rabbimiz ne buyurdu?" diye sorarlar ve:
" Hakkı buyurdu. En yüce ve en büyük olan O'dur! " derler. 276
Yüce Allah, vahyi nereye ulaştırmasını emir buyurunuşsa, 277 Cebrail aleyhisselâm, gökten yere kadar, gökten göğe geçe geçe, 278 götürüp oraya ulaştırır. 279
Zerkeşî'ye göre; vahyin bu tarzında, vahyin Peygamberimiz aleyhisselâmca telakkisi, iki yolla idi.
Onlardan birisi, Peygamberimiz aleyhisselâmın beşeriyet sıfat ve suretinden soyunup sıyrılıp, melekiyet sıfat ve suretine bürünerek vahyi Cebrail aleyhisselâmdan alması;
Diğeri de, Peygamberimiz aleyhisselâm vahyi alıncaya kadar, meleğin melekiyet sıfat ve suretinden soyunup beşeriyet sıfat ve suretine girmesi idi ki, birincisi, iki halden en güç ve en zor olanı idi. 280
Ashab-ı Kiramdan bazılarının görüp anlattıklarına göre; vahyin inişi sırasında Peygamberimiz aleyhisselâma ağır bir sıkıntı basar;
Yüzü, gül gibi olur;281
Gözlerini kapar;282
Başını önüne eğerdi.
Yanındakiler de, başlarını önlerine eğerlerdi. 283
Peygamberimiz aleyhisselâm, o hallerinde, çabuk çabuk nefies alırdı. 284
En soğuk günde bile, alnından inci taneleri gibi terler dökülürdü. 285
Vahiy hali sona erinceye kadar, yanındakilerden hiçbiri, başlarını kaldırıp Peygamberimiz aleyhisselâmın yüzüne bakmaya kadir olamazlardı. 286
Vahiy kâtiplerinden Zeyd b. Sabit'in bildirdiğine göre; Peygamberimiz aleyhisselâma gelen vahyin ağırlığı veya hafifliği, inen vahyin ağırlığı veya hafifiiğiyle mütenasip bulunurdu. 287
Yani, inen vahiy va'd ve tebşir mahiyetinde ise, Cebrail aleyhisselâm beşer suretinde gelir, hitap ve telakki Peygamberimiz aleyhisselâma bir güçlük vermezdi.
İnen vahiy azap ve korkutmaya taalluk ettiği zaman, dehşet saçan bir çan, çıngırak uğultusu ile gelirdi. 288
Peygamberimiz aleyhisselâm deve üzerinde bulunduğu sırada da vahiy geldiği olur; devenin inen vahyin ağırlığına dayanamadığı, 289 bacaklarının iki yana ayrıldığı, büküldüğü, kırılacak gibi olduğu, bazan da çöktüğü görülürdü. 290
Nitekim, Peygamberimiz aleyhisselâm Adba adlı devesinin üzerinde bulunduğu sırada Mâide sûresi inmeye başlayınca, vahyin ağırlığından, Adba'nın bacakları az kalsın kınlıverecekti! 291
Zeyd b. Sabit der ki:
" Resûlullah aleyhisselâmın yanında oturuyordum. Derken, vahiy durgunluğu gelip, Resûlullah aleyhisselâm baygınlaştı.
Kendisinin dizi, benim dizimin üzerine düştü.
Vallahi, Resûlullah aleyhisselâmın dizinden daha ağır basan birşey bulmamışımdır.
Sonra, üzerinden vahiy hali sıyrılınca:
'Yaz ey Zeyd! ' buyurdu.
Hemen, bir kürek kemiğinin üzerine, yazdım.
Resûlullah aleyhisselâmı, vahiy durgunluğu ve baygınlığı tekrar bürüdü.
Resûlullah aleyhisselâmın dizi, benim dizimin üzerine düştü.
Dizinin ağırlığını, öncekinden daha ağır buldum. 292
Neredeyse, dizim ezilecek sandım. 293 'Ayağımın üzerinde artıkyürüyemem! ' dedim. 294
Bir ve tek olan Yüce Allah'ın indirip de kemiğin üzerine eklemiş olduğum o istisna fıkrası na; -varlığım Kudret Elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki-296 hâlâ bakıyor, onu görüyor gibiyimdir! " 297
Hazret-i Ömer de, " Resûlullah aleyhisselâma vahiy indirilirken, başucundan, arı uğultusuna benzeyen bir ses işitildiğini" söylemiştir. 298
5) Vahiy tarzlarından birisi de, vahiy meleği Cebrail aleyhisselâmın, Yüce Allah tarafından yaratıldığı aslî şekil ve suretinde, 299 inci ve yakut saçılan300 altıyüz kanadıyla görünerek. 301 Yüce Allah'ın dilediğini, Peygamberimiz aleyhisselâma vahyedişidir. 302
Bu da, iki kere vuku bulmuş;303 Peygamberimiz aleyhisselâm, Cebrail aleyhisselâmı, yaratılmış olduğu aslî heyet ve suretinde, altiyüz kanadı ile, 304 iki kere, 305 ufku kaplayan, 306 her bir kanadından renk renk inciler, yakutlar saçılır307 ve vücudunun büyüklüğü308 yerle gök arasını doldurur bir halde gömnüştür. 309
6) Vahiy tarzlarından birisi de; Yüce Allah'ın, İsrâ ve Miraç gecesinde olduğu gibi. 310 göklerin üstünde, 311 perde arkasından, Peygamberimiz aleyhisselâma-uyanık iken-hitapta bulunması, ya da hadis-i şerifte açıklandığı üzere-uyurken, arada vahiy meleği bulunmaksızın Peygamberimiz aleyhisselâmla konuşmasıdır. 312
Peygamberimiz aleyhisselâm bu hususu şöyle açıklamışlardır:
" Rabbim, bana uykuda en güzel surette geldi." 313
" Rabbimi, en güzel surette gördüm! 314 Bana:
'Yâ Muhammed! Mele-i Âlâ (Mukarreb Melekler), birbirleriyle ne hakkında konuşur, soruşurlar; bilir misin?' diye sordu. 315
'Hayır! Bilmiyorum yâ Rab! ' dedim.
Elini, iki küreğimin arasına koydu.
Rabbimin Elinin serinliğini, memelerimin arasında duydum 1316
Herşeyin ilmi benim için tecelli etti. 317 Gökte ve yerde olan şeyleri öğrendim. 318 Rabbim:
'Yâ Muhammed! Mele-i Âlâ (Mukarreb Melekler), birbirleriyle ne hakkında konuşur, soruşurlar; bilir misin?' diye tekrar sordu. 319
'Evet! Bilirim320 yâ Rab! 321 Keffanetler hakkında konuşurlar! ' dedim.
'Nedir onlar?' diye sordu. 322
'Dereceler, kefaretler, camiye ve cemaatlara yürüyerek gidiş, 323 namazlardan sonra namazları bekleyiş, 324 iyiliklere doğru adım atış... ' dedim. 325
'Doğru söyledin yâ Muhammed! 326
Kim böyle yaparsa, temiz olarak yaşar, temiz olarak ölür, günahtan temizlenir, anasından doğduğu gibi olur! 327
Yâ Muhammed! Namaz kıldığın zaman:
'Ey Allah'ım! Bana hayırlı işler işletmeni,
Kötülükleri bıraktırmanı,
Yoksulları sevdirmeni,
Beni yarlıgamanı,
Bana acımanı,
Benim tevbemi kabul etmeni,
Kullarını ibtilâya uğratmak istediğin zaman da, beni fitne ve ibtilaya uğramamış olarak huzuruna almanı,
Selamı yaymak,
Yemek yedirmek,
Herkes uyurken geceleyin kalkıp namaz kılmak derecelerini bana nasip etmeni Senden dilerim! ' de! ' buyurdu." 328
7) Vahiy tarzlarından birisi de, Yüce Allah'ın, Peygamberimiz aleyhisselâmı hiçbir kulun hiçbir zaman erişemediği Yakınlık Makamına, ilahî kabul ve ikrama nail kılması; 329 arada vahiy meleği bulunmaksızın, kendisine doğrudan doğruya hitap buyurmuş olmasıdır. 330 Ki, bu da, Miraç gecesinde olduğu gibi, uyanık iken vahiy buyurulacak şeyler ya perde arkasından ya da doğrudan doğruya, yüzyüze olarak vahiy buyurmak sûretiyle331 vuku bulmuştur.
Abdullah b. Abbastan sahih bir senedle332 rivayet edildiğine göre; bu mülakatta, Peygamberimiz aleyhisselâm, Rabbini görmüştür! 333
Yine ondan sahih bir senedle rivayet edilen hadiste de;
İbrahim aleyhisselâmın hainliğine,
Musa aleyhisselâmın kelîmliğine,
Muhammed aleyhisselâmın Rabbini gördüğüne, şaşırmayacağını söylemiştir. 334
Peygamberimiz aleyhisselâm da, bir hadis-i şeriflerinde, bu hususta açıklamalarda bulunmuşlardır:
" Göklerin ve yerin işlerinden bana emrolunan şeylerden boşaldığım zaman:
'Yâ Rab! Benden önce, kendisine ikramda bulunmadığın hiçbir peygamber yoktur. 335
Yâ Rab! İbrahim'i halil, Musa'yı da kelîm edindin. 336
Davud için dağları, Süleyman için rüzgâr ve şeytanları musahhar kıldın! İsa için de ölüleri dirilttin! 'dedim.
'Benim için, ne yaptın?' diye sordum.
Yüce Allah:
'Sana, bunların hepsinden daha üstününü vermedim mi?
Senin ismini Kendi ismimle birlikte anmadıkça, Kendi ismimi anmadım! ' buyurdu." 337
" Ve refa'nâ leke zikrek=Senin namını yükselttik" 338 âyetindeki nam yüksekliği; kelime-i tevhid ve kelime-i şehâdette. 339 ezanda, Kur'ân-ı Kerîm'de340 Peygamberimiz aleyhisselâmın isminin de Yüce Allah'ın ismiyle birlikte anılmasıdır diye tefsir edilmiştir. 341
Mekke'nin fethinde, Bilal-ı Habeşî Kabe'nin üzerine çıkıp Mekke'de ilk ezanı okurken " Eşhedü enne Muhammeden resûlullah! " şehadetini işiten Ebu Cehil'in kızı Cüveyriye de:
" Hayatıma yemin ederim ki;342 Allah Muhammed'in namını yükseltti. 343 Allah seni şereflendirdi ve senin namını yükseltti! 344 Senin adın, şanın yükseldi! " demekten kendini alamamıştır. 345
-------------------------------------------------------
140. Râgıb, Müfredâtü'l-Kur'ân, s. 515-516, İbn Esîr, Nihâye, c. 5, s. 163, Firuzâbâdi, Kâmûsu’l-muhît, c. 4, s. 401, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 1, s. 14.
141. Şûra: 51.
142. Nisa: 163-164.
143. Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 2, s. 393, İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 1, s. 32, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 82, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 1, s. 40, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1, s. 55, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c. 1, s. 225.
144. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 249-250, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 321, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 232-233, İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 194, Buhârî, Sahîh, c. 1 , s. 3, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 139-140, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 105, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 596, Taberî, Târîh, c. 2, s. 205, Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 213, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 9, s. 6, Vâhidî, Esbâbu'n-rıüzûl, s. 5, Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 2, s. 392, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 2, s. 174, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 162, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 48, İbn Kayyım, Zad, c. 1, s. 33, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 82, Zehebî, Târîhu'l-İslâm , s. 117, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 2, İbn Haldun, Târîh, c. 2, ks. 2, s. 6, Kastalânî, Mevâhib, c. 1, s. 51, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 280.
145. Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 2, s. 392, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 14, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 377.
146. Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 209, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 256, Hâkim, Müstedrek, c. 2, s. 431.
147. Sâffât: 102.
148. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 171, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 274, Buhârî, Sahîh, c. 4, s. 168.
149. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 197, Dârimî, Sünen, c. 1, s. 15.
150. Mâlik, Muvatta, c. 1, s. 120, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 36, Buhârî, Sahîh, c. 2, s. 48, Müslim, Sahîh, c. 1 , s. 509, Ebu Dâvud, Sünen, c. 2, s. 40, Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 439, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 371 -372.
151. İbn Esîr, Nihâye, c. 1, s. 434, Firuzâbâdi, Kâmûsu’l-muhît, c. 4, s. 100.
152. İbn Esîr, Nihâye, c. 1, s. 434.
153. Mâlik, Muvatta, c. 2, s. 957, Abdurrezzak, Musannef, c. 11, s. 212, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 296, Buhârî, Sahîh, c. 8, s. 74, Müslim , Sahîh, c. 4, s. 1771, Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 305, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1286, Dârimî, Sünen, c. 2, s. 498, Heysemî, Mecmau’z-zevâid, c. 7, s. 181.
* Uyanık iken içinden geçirmiş oldukları şeyleri uyurken düşünde görmesi gibi (İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1285).
154. Abdurrezzak, c. 11, s. 211, Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 269, Buhârî, c. 8, s. 77, Müslim , c. 4, s. 1173, Ebu Dâvud, c. 4, s. 304-305, Tirmizî, c. 4, s. 532, Dârimî, c. 1, s. 50.
155. İbn Hacer, Fethu’l-bârî, c. 12, s. 311.
156. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 267, Tirmizî, Sünen, c. 4, s. 533.
157. Buhârî, Sahîh, c. 8, s. 69.
** Kulun Levh-i Mahfuzdaki hallerine göre Müekkel Melek tarafından yapılan temsiller, işlerinde basiretli davranması için, bir müjde veya inzar ya da bir azar olmak üzere, rüyasında o kula gösterilir. (Hakim-i Tirmizî, Nevâdiru'l-usûl, c. 1 , s. 116-117).
158. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 267, Buhârî, Sahîh, c. 8, s. 69, Tirmizî, Sünen, c. 4, s. 533.
159. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 267, Tirmizî, Sünen, c. 4, s. 533.
160. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 267, Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 52, Tirmizî, Sünen, c. 4, s. 533.
161. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 267, Tirmizî, Sünen, c. 4, s. 533.
162. Mâlik, Muvatta, c. 2, s. 956, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 314, c. 3, s. 126, Buhârî, Sahîh, c. 8, s. 68, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1284.
163. Mâlik, Muvatta, c. 2, s. 956, Abdurrezzak, Musannef, c. 11, s. 212, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 369, Buhârî, Sahîh, c. 8, s. 68-69.
164. İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 1, s. 33, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 24, s. 131-132.
165. Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 2, s. 393, İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 1, s. 32, Kurtubî, Tefsîr, c. 16, s. 53, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 89-90, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 4, s. 121, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1, s. 55, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 413, Zürkanı, Mevahibu'l-ledünniye Şerhi, c. 1, s. 225.
166. İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 1, s. 32, Kastalânî, c. 1, s. 55, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 225.
167. Süheylî, Ravd, c, 2, s. 393, İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 1, s. 32, İbn Seyyid, Uyun, c. 1, s. 90, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 1, s. 40, Kastalânî, c. 1, s. 55, Halebî, c. 1, s. 413, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 225.
168. Fahru'r-Râzî, Tefsîr, c. 28, s. 288, Kastalânî, c. 1 , s. 53, Halebî, s. 407-408, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 225.
169. Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 2, s. 393, İbn Kayyım , Zâdu'l-mead, c. 1, s. 32, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 90, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1 , s. 55. Alâuddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 4, s. 19-20, 22, 23, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1 , s. 413, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c. 1, s. 225-226.
170. Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 2, s. 393, Kurtubî, Tefsîr, c. 16, s. 53, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 90, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 4, s. 121, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 413, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 226.
171. İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 725, Süheylî, Ravd. c, 2, s. 393-394, İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 1 , s. 32, Kurtubî, Tefsîr, c. 16, s. 53, İbn Seyyid, Uyun, c. 1 , s. 90, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 4, s. 121 , Kastalânî, Mevâhib, c. 1, s. 55, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 413, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1 , s. 226.
172. İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 725, Kurtubî, Tefsîr, c. 16, s. 53, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 413, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 226.
173. İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 1, s. 32, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 413, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 226.
174. Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 2, s. 393-394, İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 1, s. 32, Kurtubî, Tefsîr, c. 16, s. 53, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 90, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c. 4, s. 121, Kastalânî, Mevâhib, c. 1, s. 55, Halebî, İnsân, c. 1, s. 413, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 225-226.
175. Süheylî, Ravd, c. 2, s. 394, İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c, 1, s. 32, Kastalânî, Mevâhib, c. 1, s. 55, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 227.
176. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c, 1, s. 197, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c, 1 , s. 414.
177. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 198, Buhârî, Sahîh, c. 1 , s. 2, Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 223, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 2, s. 175, Ebu’l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 168, Ebu’l -Fidâ, el -Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 21.
178. Mâlik, Muvatta, c. 1, s. 202-203, İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 198, Ahmed b. Hanbel, Müsned. c. 6, s. 158, Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 2-3, Müslim, Sahîh, c. 4, s. 1816-1817, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 597, Nesâî, Sünen, c. 2, s. 148, Taberî, Tefsir, c. 22, s. 91 , Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 223, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 2, s. 175, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, 41.
179. Taberî, Tefsîr, c. 22, s. 91.
180. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 250, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 334. Müslim, Sahîh, c. 1, s. 153.
181. İbn Sa'd, Tabakât, c. 3, s. 250, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 107, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1, s. 55, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 227.
182. İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 1, s. 32.
183. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 142.
184. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 8, s. 67.
185. İbn Sa'd, Tabakât, c. 4, s. 250.
186. İbn Sa'd, Tabakât, c. 8, s. 67.
187. İbn Sa'd, Tabakât, c. 4, s. 250.
188. İbn Sa'd, Tabakât, c. 4, s. 250, c. 8, 67, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 146.
189. İbn Sa'd, Tabakât, c. 8, 67-68.
190. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 146.
191. İbn Sa'd, Tabakât, c. 8, s. 68.
192. İbn Sa'd, c. 8, s. 8, Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 146, Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c. 2, s. 105.
193. İbn Sa'd, Tabakât, c. 8, s. 68.
194. İbn Sa'd, Tabakât, c. 8, s. 68, Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 146, Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c. 2, s. 105.
195. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 293-294, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 45, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 9, s. 276.
196. İmam-ı Âzam Ebu Hanîfe, Müsned, s. 2.
197. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 27, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 24.
198. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 27, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 1, s. 40.
199. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 2.
200. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 2, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 27.
201. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 2, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 1, s. 40.
202. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 2, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 27.
203. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 2, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 27, 51, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 37, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 7, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 24.
204. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 51, Müslim, c. 1, s. 37, Tirmizî, c. 5, s. 7, İbn Mâce, c. 1, s. 27.
205. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 2.
206. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 51, Müslim, c. 1, s. 37, Tirmizî, c. 5, s. 7, İbn Mâce, c. 1, s. 24.
207. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 2, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 27, 51, Müslim, c. 1, s. 37, Tirmizî, c. 5, s. 7, İbn Mâce, c. 1, s. 24.
208. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 27.
209. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 2.
210. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 27.
211. Müslim, Sahîh, c. 1, s. 37, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 7, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 24, Nesâî, Sünen, c. 8, s. 97, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 1, s. 3.
212. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 2, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 53.
213. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 53.
214. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 2.
215. Ebu Hanîfe, s. 2, Ahmed, c. 1, s. 27, Müslim, c. 1 , s. 37, Tirmizî, c. 5, s. 7, İbn Mâce, c. 1, s. 24, Begavî, Mesâbih, c. 1 , s. 3.
216. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 27 Müslim, c. 1, s. 37, Tirmizî, c. 5, s. 7, İbn Mâce, c. 1, s. 24.
217. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 52.
218. Tirmizî, c. 5, s. 7, İbn Mâce, c. 1, s. 3.
219. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 2, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1 , s. 52, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 37, Nesâî, Sünen, c. 8, s. 98, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 1, s. 3.
220. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 129, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 1, s. 43.
221. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 2, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1 , s. 52, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 37, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 7, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 24, Nesâî, Sünen, c. 8, s. 98, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 1, s. 3.
222. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 22.
223. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 51, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 37, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 7, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 24, Nesâî, Sünen, c. 8, s. 98, Begavî, Mesâbih, c. 1, s. 3.
224. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 51, Müslim , Sahîh, c. 1, s. 37, Nesâî, Sünen, c. 8, s. 98.
225. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 2, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 52.
226. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 129, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 1, s. 43.
227. Ebu Hanîfe, s. 2, Ahmed, c. 1, s. 52, Müslim, c. 1, s. 37, İbn Mâce, c. 1, s. 24.
228. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 2.
229. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 51 Müslim, c. 1, s. 37, İbn Mâce, c. 1, s. 24.
230. Ebu Hanîfe, s. 2, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 52, Müslim, c. 1, s. 37, İbn Mâce, c. 1, s. 24.
231. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 53.
232. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 3, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1 , s. 53, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 37. Nesâî, Sünen, c. 8, s. 99, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 1, s. 3.
233. İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 24.
234. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 129.
235. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 27, 51, c. 4, s. 129, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 7, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 24.
236. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 3.
237. Ebu Hanîfe, s. 3, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 27, 51, Müslim, c. 1, s. 37, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 7, İbn Mâce, c. 1, s. 24, Nesâî, c. 8, s. 99, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 1, s. 3.
238. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 3.
239. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 3, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 129.
240. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 129.
241. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 3, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 51, 53, Müslim, c. 1, s. 37, Nesâî, c. 8, s. 100, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 1, s. 3.
242. Ebu Hanîfe, s. 3, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 27, Tirmizî, c. 5, s. 7, İbn Mâce, c. 1, s. 24.
243. Ebu Hanîfe, s. 3, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 27, 51, 53, Müslim, c. 1, s. 37, Tirmizî, c. 5, s. 7, Nesâî, c. 8, s. 100, İbn Mâce, c. 1, s. 24, Begavî, c. 1, s. 3.
244. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 129.
245. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 52, 53, Nesâî, Sünen, c. 8, s. 100, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 1 , s. 3.
246. Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 7, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 24.
247. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 52, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 38, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 7, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 24-25, Nesâî, Sünen, c. 8, s. 100, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 1, s. 3.
248. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 52, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 38, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 7, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 24-25, Nesâî, Sünen, c. 8, s. 100, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 1, s. 3.
249. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 3.
250. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 3, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 27, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 1, s. 40.
251. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 3.
252. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 27.
253. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 52, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 38, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 7, Nesâî, Sünen, c. 8, s. 101 , Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 1, s. 3.
254. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 27, 52, Müslim, Sahîh, c. 1 , s. 38, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 7, İbn Mâce, Sünen, c. 1 , s. 25, Nesâî, Sünen, c. 8, s. 101.
255. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 27, 52, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 38, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 25, Nesâî, Sünen, c. 8, s. 101, Begavî, Mesâbihu's-sünne, c. 1, s. 3.
256. Ebu Hanîfe, Müsned, s. 3, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 27, 52, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 38, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 7, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 25, Nesâî, Sünen, c. 8, 101, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 1, s. 3.
257. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 198, Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 2, s. 294, İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 1, s. 32, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 1, s. 40 Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1, s. 55, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c. 1 , s. 228.
258. İb Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 198, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 257, Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 2, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 2, s. 175.
259. Mâlik, Muvatta, c. 1, s. 203, İbn Sa'd, Tabakât, c. 1 , s. 198, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 158, Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 2-3, Müslim, Sahîh, c. 4, s. 1816-1817, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 597, Nesâî, Sünen, c. 2, s. 148, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 2, s. 175, İbn Esîr, Câmiu'l-usû I, c. 12, s. 41, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 1, s. 40-41, İbn Hacer, Fethu’l-bârî, c. 1, s. 49.
260. Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c. 1, s. 228.
261. Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 2, s. 394, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1 , s. 90, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 228.
262. Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 1, s. 40-41, İbn Hacer, Fethu’l-bârî, c. 1, s. 49.
263. Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 222, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 170, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 22, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 415.
264. Taberî, Tefsîr, c. 22, s. 91, Kurtubî, Tefsîr, c. 14, s. 296, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 537, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 7, s. 94.
265. Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 221, Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 235, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 362, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 70, Taberî, Tefsîr, c. 22, s. 90, Kurtubî, Tefsîr, c. 14, s. 296, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 537, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 7, s. 94.
266. Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 221, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 362, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 70, Kurtubî, Tefsîr, c. 14, s. 296, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 537.
267. Taberî, Tefsîr, c. 22, s. 91, Kurtubî, Tefsîr, c. 14, s. 296, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. , s. 537, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 7, s. 294-295, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 1, s. 45, c. 25, s. 152.
268. Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 235, Hâzin, Tefsîr, c. 3, s. 488.
269. Taberî, Tefsîr, c. 22, s. 91, Kurtubî, Tefsîr, c. 14, s. 296, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 537, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 7, s. 94-95.
270. Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 221, Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 235, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 362, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 70, Kurtubî, Tefsîr, c. 14, s. 296, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 537.
271. Taberî, Tefsîr, c. 22, s. 91, Kurtubî, Tefsîr, c. 14, s. 296, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 537, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 7, s. 95.
272. Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 235, Taberî, Tefsîr, c. 22, s. 91 , Kurtubî, Tefsîr, c. 14, s. 296, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, 0. 1, 3. 45, 0. 25, s. 152.
273. Taberî, Tefsîr, c. 22, s. 91, Kurtubî, Tefsîr, c. 14, s. 296, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 537, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 7, s. 95, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 25, s. 152.
274. Ebu Dâvud, Sünen, c. 4, s. 235, Taberî, Tefsîr, c. 22, s. 91, Kurtubî, Tefsîr, c. 14, s. 296, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 537, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 7, 95, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 25, s. 152.
275. Taberî, Tefsîr, c. 22, s. 91, Kurtubî, Tefsîr, c. 14, s. 296, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 537, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 7, s. 95.
276. Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 221, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 362, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 70.
277. Taberî, Tefsîr, c. 22, s. 91, Kurtubî, Tefsîr, c. 14, s. 296, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 537, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 7, s. 95.
278. Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 7, s. 95.
279. Taberî, Tefsîr, c. 22, s. 91, Kurtubî, Tefsîr, c. 14, s. 296, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 537, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 7, s. 95.
280. Bedrüddin Zerkeşî, el-Bürhân, c. 1, s. 229.
281. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 197, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 327, Müslim, Sahîh, c. 3, s. 1316-1317.
282. İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 42, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 416.
283. Müslim, Sahîh, c. 4, s. 1817, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 41.
284. Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 1, s. 43.
285. Mâlik, Muvatta, c. 1, s. 203, İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 198, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 58, 202, Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 3, Müslim, Sahîh, c. 4, s. 1816, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 597, Nesâî, Sünen, c. 2, s. 149.
286. İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 42, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 416.
287. Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 169, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 416.
288. Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1, s. 57, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c. 1, s. 234.
289. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c, 2, s. 176, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 22.
290. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 197, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 171 , Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 22.
291. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 445, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 171, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 22.
292. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 4, s. 211, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 190-191, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 10.
293. İbn Sa'd, Tabakât, c. 4, s. 212, Ahmed b. Hanbel, Müsned. c. 5, s. 190-191, Buhârî, Sahîh, c. 3, s. 212, Nesâî, Sünen, c. 6, s. 10, Taberî, Tefsîr, c. 5, s. 29.
294. Taberânî’den naklen Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1, s. 56.
295. İbn Sa'd, Tabakât, c. 4, s. 211, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 191, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 11.
296. Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 11.
297. İbn Sa'd, Tabakât, c. 4, s. 211, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 191, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 11.
298. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 34, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 236, Hâkim, Müstedrek, c. 2, s. 392, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 41, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 237, Hâzin, Tefsîr, c. 3, s. 300.
299. Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 2, s. 395, İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 1, s. 32, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 90, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 1, s. 40, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1, s. 56, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 416, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 230.
300. Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 2, s. 395, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 1, s. 40.
301. Süheylî, Ravd, c. 2. s. 395, İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 1, s. 32, Bedrüddin Aynî, Umde, c. 1, s. 40, Kastalânî, Mevâhib, c. 1, s. 56. Halebî, c. 1, s. 416, Zürkânî, c. 1, s. 24.
302. İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 1, s. 32, Kastalânî, c. 1, s. 56, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 230.
303. İbn Kayyım, c. 1, s. 32, Suyûtî, c. 6, s. 124, Kastalânî, c. 1, s. 56, Halebî, c. 1, s. 416-417, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1 , s. 230.
304. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 395, Buhârî, Sahîh, c. 6, s. 51, Müslim , Sahîh, c. 1, s. 158-159, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 395, Taberî, Tefsîr, c. 27, s. 46, 49, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve , c. 2, s. 366, Zehebî, Târihu’l -İslâm , s. 253, Ebu’l-Fidâ, Tefsîr, c. 4, s. 248.
305. Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 50, Müslim, Sahîh, c. 1 , s. 159, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 395.
306. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 395, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 4, s. 251.
307. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 395, Taberî, Tefsîr, c. 27, s. 49, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 372, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 4, s. 251, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 1, s. 40, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1, s. 56, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 417.
308. Müslim, Sahîh, c. 1 , s. 159, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 4, s. 248.
309. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 418, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 159.
310. Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 2, s. 395, İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 1, s. 32, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 90, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 1, s. 40, Kastalânî, Mevâhib, c. 1, s. 56, Halebî, İnsânu’l -uyûn, c. 1, s. 407.
311. İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c. 1 , s. 32, Kastalânî, Mevâhib, c. 1, s. 56, Halebî, c. 1, s. 418, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c. 1, s. 230.
312. Süheylî, Ravd, c. 2, s. 395, İbn Seyyid, Uyun, c. 1, s. 90, B. Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 1 , s. 40, Kastalânî, c. 1, s. 56, Halebî, İnşân, c. 1, s. 419, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 232.
313. Süheylî, Ravd, c. 2, s. 395, İbn Seyyid, Uyun, c. 1, s. 90, Bedrüddin Aynî, Um de, c. 1, s. 40, Kastalânî, c. 1, s. 56, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 232.
314. Taberî, Tefsîr, c. 27, s. 48, Suyûtî, Dürru'l-mensur, c. 6, s. 124, Halebî, c. 1, s. 419.
315. Taberî, Tefsîr, c. 27, s. 48, Süheylî, Ravd, c. 2, s. 395, İbn Seyyid, c. 1, s. 90, Bedrüddin Aynî, Umde, c. 1, s. 40, Suyûtî, Dürr, c. 6, s. 124, Kastalânî, c. 1, s. 56, Halebî, İnşân, c. 1, s. 419, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 232.
316. Taberî, Tefsîr, c. 27, s. 48, Süheylî, Ravd, c. 2, s. 395, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c. 6, s. 124, Halebî, İnşân, c. 1, s. 419, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 232.
317. Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 2, s. 395.
318. Taberî, Tefsîr, c. 27, s. 48, Suyûtî, Dürr, c. 6, s. 124, Halebî, c. 1, s. 419, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 232.
319. Taberî, Tefsîr, c. 27, s. 48, Suyûtî, Dürr, c. 6, s. 124.
320. Abdurrezzak ve Ahmed b. Hanbel'den naklen, Fethu'l-kebîr, c. 1, s. 21.
321. Taberî, Tefsîr, c. 27, s. 48, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c. 6, s. 124.
322. Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 2, s. 395.
323. Taberî, Tefsîr, c. 27, s. 48, Suyûtî, Dürr, c. 6, s. 124, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 232.
324. Taberî, Tefsîr, c. 27, s. 48, Süheylî, Ravd, c. 2, s. 395, Suyûtî, Dürr, c. 6, s. 124, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 232.
325. Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 2, s. 395.
326. Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 232.
327. Süheylî, Ravd, c. 2, s. 395, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 232.
328. Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 232.
329. Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 163.
330. İbn Kayyım, Zâdu'l-mead, c. 1, s. 32, Kastalânî, Mevâhib, c. 1 , s. 56, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 417-418, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 232.
331. Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1, s. 417.
332. Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 1, s. 78.
333. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 285, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 1, s. 78, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 19, s. 198, İbn Hacer, Fethu’l-bârî, c. 8, s. 468.
334. Taberî, Tefsîr, c. 27, s. 48, Hâkim, Müstedrek, c. 2, s. 469, Kurtubî, Tefsîr, c. 17, s. 92, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 1 , s. 79, İbn Hacer, Fethu’l-bârî, c. 8, s. 468.
335. Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 4, s. 525, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c. 6, s. 364.
336. Taberî, Tefsîr, c. 27, s. 48, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 4, s. 525, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c. 6, s. 364.
337. Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 4, s. 525, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c. 6, s. 364.
338. İnşirah: 4
339. Taberî, Tefsîr, c. 30, s. 235, Zemahşerî, Keşşaf, c. 4, s. 266, Nesefî, Medârik, c. 4, s. 365.
340. Zemahşerî, Keşşaf, c. 4, s. 266, Fahru'r-Râzî, Tefsîr, c. 32, s. 5, Nesefî, Medârik, c. 4, s. 365, Kurtubî, Tefsîr, c. 20, s. 106, Hâzin, Tefsîr, c. 4, s. 389, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 4, s. 524-525.
341. Taberî, Tefsîr, c. 30, s. 235, Zemahşerî, Keşşaf, c. 4, s. 266, Fahru'r-Râzî, Tefsîr, c. 32, s. 5.
342. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 846, Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 1, s. 274-275, Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 2, s. 138.
343. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 356.
344. Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 7, s. 138.
345. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 846, Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 1, s. 274-275.