Kur'ân-ı Kerîm'in isimlerinden olan " Kur'ân" sözü, aslında masdar olup kıraat etmek, okumak demektir. 350
Kur'ân-ı Kerîm, âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah tarafından, 351 insanları karanlıklardan aydınlığa, Allah'ın doğru yoluna çıkarmak için 352 son peygamber 353 Hazret-i Muhammed aleyhisselâmın kalbine, Cebrail aleyhisselâmın aracılığıyla, 354 hiç unutmamak, hafızasından silinmemek üzere 355 vahyedilmek. 356 okunmak suretiyle357 azar azar indirilen; 358 hiç kimsenin bir benzerini daha vücuda getiremeyeceği; 359 Allah katında çok şerefli, kadri yüce; tertemiz sahifelerde kıymetli, sevgili, takva sahibi katiplerin elleriyle yazılı;360 nesilden nesile tevatürle nakil olunagelen; doğruluğunda hiç şek ve şüphe bulunmayan Allah Kelamıdır. 361
Kur'ân-ı Kerîm Peygamberimiz aleyhisselâma, Ramazan ayında, 362 Kadir gecesinde inmeye başlamış, 363 yirmi üç yılda tamamlanmıştır. 364
İbn Abbas'ın bildirdiğine göre; Peygamberimiz aleyhisselâm, kendisine Cebrail aleyhisselâm tarafından indirilen âyetleri ezberlemek, unutmamak için acele eder, dudaklarını Cebrail'in okuyuşuna uydurarak kımıldatır dururdu. 365
Bunun üzerine, Yüce Allah, indirdiği âyetlerde şöyle buyurdu:
" (Ey Resûlüm! ) Onu (Kur'ân'ı Cebrail sana okuyup bitirmeden) ezberlemek için, dilini onunla (Kurbânla) depretme!
Onu, (göğsünde) toplamak (ezberletmek), okutmak Bize düşer.
O halde, Biz, onu sana (Cebrail'in dili ile) okuduğumuzda, sen onun okunuşuna sadece uy! (susup kulak ver, dinle! )
Sonra onu okuman, Bize aittir (okumanı Biz tekeffül ederiz)." 366
" Bundan böyle, Biz sana Kur'ân'ı okutacağız da, sen onu unutmayacaksın." 367
İşte bundan sonra, ne zaman Cebrail aleyhisselâm gelir, vahiy getirirse, Peygamberimiz aleyhisselâm susar, onu dinler; Cebrail aleyhisselâm dönüp gidince, onun okumuş olduğu âyetleri, o nasıl okumuş idiyse öylece, ezberinden okurdu. 368
Kur'ân-ı Kerîm'in Arapça olarak indirildiği de, Kur'ân-ı Kerîm'de açıklanmıştır. 369
Kur'ân-ı Kerîm'in ilk hafızı, Peygamberimiz aleyhisselâmclı. 370
Cebrail aleyhisselâm her yıl Ramazan ayında, her gece gelir, Ramazan'ın sonuna kadar Kur'ân-ı Kerîm'i Peygamberimiz aleyhisselâmla mukabele eder; yani o okur, Peygamberimiz aleyhisselâm dinler, Peygamberimiz aleyhisselâm okur, Cebrail aleyhisselâm dinlerdi.
Peygamberimiz aleyhisselâmın Vefât ettiği yılda ise, bu mukabele iki kere yapılmıştı. 371
Yüce Allah Müslümanlara namazda Kur'ân'dan kolaylarına geleni okumalarını emir buyurduğu 372 ve Peygamberimiz aleyhisselâm da, Kur'ân'sız (kıraatsız) namaz olamayacağını haber verdiği için;373 erkek kadın her Müslümanın, en az, namazlarında okuyacakları kadar sûre veya âyetler ezberlemeleri gerekiyor, bununla yetinmeyip Kur'ân-ı Kerîm'in tümünü ezberlemeye koyulanlar da oluyordu.
Peygamberimiz aleyhisselâm, kendisine Kur'ân-ı Kerîm âyetleri nazil oldukça, vahiy katiplerinden birini çağırır, ona " Yaz! " buyurup yazdırır, onun hangi sûreye ve sûrenin neresine konulacağını da bildirir, 374 bu da kendisine Cebrail aleyhisselâm tarafından bildirilmiş bulunurdu.
Nitekim, Peygamberimiz aleyhisselâm:
" Bana Cebrail (aleyhisselâm) geldi. Şu 'İnnallâhe ye'muru bi'l-adli ve'l-ihsâni ve îtâi zi'l-kurbâ ve yenhâ ani'l-fahşâi ve'l-münkeri ve'l-bağyi yaizuküm lealleküm tezekkerûn' âyetini [Nahl: 90], şu sûrenin [Nahl sûresinin] şurasına [89. âyetin altına] koymamı bana emretti" buyurmuştur. 375
Zeyd b. Sabit der ki:
" Vahyi Resûlullah aleyhisselâmın huzurunda yazardım. Bitirdiğim zaman, bana:
'Yazdığını, oku! ' buyururdu.
Eğer onda yazılmayan birşey kalmışsa ekletir, fazla birşey olursa çıkarttınrdı." 376
Nisa sûresinin 95. âyeti nazil olunca da:
" Bana Zeyd'i çağırınız. Levhayı, diviti ve kürek kemiğini, veya kürek kemiğini ve diviti getirsin! " buyurmuş, 377 Zeyd gelince de, ona:
" Ey Zeyd! " 378 buyurarak379 yazdıracağı âyeti yazdırmış, 380 bu âyete ait olup o anda nazil olan " zarar görenler dışında" istisnasını da ona ekletmiştir.
Zeyd b. Sabit der ki:
" Bir ve tek olan Yüce Allah'ın indirip de kemiğin üzerine eklemiş olduğum o istisnaya, 381 varlığım Kudret Elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki , 382 hâlâ bakıyor, onu görüyor gibiyimdir! " 383
Kur'ân-ı Kerîm, böylece, başından sonuna kadar, Peygamberimiz aleyhisselâmın huzurunda, hurma dallan, düz, yassı taşlar, kürek kemikleri ve yazı yazmaya elverişli daha başka şeyler üzerine yazılmış bulunuyordu. 384
Kur'ân-ı Kerîm'in vahyi Peygamberimiz aleyhisselâmın Vefâtına yakın bir zamana kadar devam ettiği için, 385 Kur’ân-ı Kerîm'in yazılı sahifeleri mushaf haline getirilmemişti.
Kur'ân-ı Kerîm sûrelerden, sûreler de âyetlerden teşekkül etmiştir.
Kur'ân-ı Kerîm'in iki kapağı arasında yüz on dört sûre olup, 386 Berâe (Tevbe) sûresinden başka, bütün sûrelerin başında Besmele vardır.
Yani, her sûre diğerinden Besmele ile ayrılmıştır. 387
Sûre; lügatta, yüksek derece ve mertebeye, büyük bir şehri kuşatan sûra benzetilerek, Kur'ân-ı Kerîm'in de en az üç âyetten müteşekkil, hususi bir isim taşıyan müstakil bölümlerinden her birine de sûre denilmiştir. 388
Sûre sözü, Kur'ân-ı Kerîm'in müteaddit âyet ve sûrelerinde geçer. 389
Kur'ân-ı Kerîm'in en uzun sûresi Bakara, en kısa sûresi de Kevser sûresidir. 390
Âyet; lügatta açık alâmet, nişane, bellik demektir.
Din teriminde ise; Kur'ân-ı Kerîm'in bir hükme delâlet eden ve birbirlerinden birer fasıla ile ayrılmış bulunan uzun veya kısa cümlelerinden her birine âyet denir. 391
Kur'ân-ı Kerîm'in âyetlerinin sayısında, sûre başlarındaki Besmeleyi o sûrenin âyetlerinden sayıp saymamak, âyetlerdeki durak yerlerinde görüş birliğine varamamak gibi sebeplerle, altı binden sonrasında ihtilaf edilmiştir.
İbn Abbas'a göre, Kur'ân-ı Kerîm âyetlerinin toplamı altı bin altı yüz altmışaltıdır. 392
Şeyhülislam İbn Kemal de bunu benimsemiş ve:
" Bilmek istersen eğer sen aded-i âyâtı:
Cümlesi altı bin'ü altı yüz altmış altı" demiştir.
-------------------------------------------
350. Râgıb, Müfredâtü'l-Kur'ân, s. 402.
351. Vakıa: 80.
352. İbrahim: 1
353. Ahzâb: 40.
354. Bakara: 37.
355. A'lâ: 6.
356. Şûra: 7.
357. Kıyâme: 18.
358. İnsan: 23.
359. İsrâ: 88.
360. Abese: 13-16.
361. Seyyid Şerif, Ta'rifât, s. 116.
362. Bakara: 185.
363. Kadr. 1.
364. Bedrüddin Zerkeşi, el-Bürhân, c. 1, s. 232.
365. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 343, Buhârî, Sahih, c. 1, s. 4, Müslim , Sahih, c. 1, s. 330.
366. Kıyâme: 16-19.
367. A'lâ, 6.
368. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 198-199, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1 , s. 343, Buhârî, Sahih, c. 1, s. 4, Nesâî, Sünen, c. 2, s. 149-150.
369. Yûsuf 2, Tâhâ: 113, Şûra: 7.
370. A'lâ: 26, Kıyâme: 17.
371. İbn Sa'd, Tabakât, c. 2, s. 248, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 231, 276, 326, 363, Buhârî, Sahih, c. 2, s. 228, c. 4, s. 183, Müslim , Sahih, c. 4, s. 1803, 1905.
372. Müzzemmil, 20.
373. Müslim, Sahih, c. 1 , s. 297, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 2, s. 193.
374. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 57, Ebu Dâvud, Sünen, c. 1, s. 209, İbn Ebi Davud, Kitâbu'l-mesâhif, s. 30, Hâkim , Müstedrek, c. 2, s. 330, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 2, s. 48.
375. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 218, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 583, Heysemî, Mecmau’z-zevâid, c. 7, s. 4849, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c. 4, s. 128.
376. Sehavî, Irakî Elfiye, Şerhu Fethu'l-mugîs, c. 2, s. 165.
377. Buhârî, Sahih, c. 6, s. 99-100.
378. Buhârî, Sahih, c. 6, s. 100.
379. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 191.
380. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 191, Buhârî, Sahih, c. 6, s. 100.
381. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 4, s. 211 , Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 191, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 11.
382. Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 11.
383. İbn Sa'd, Tabakât, c. 4, s. 211, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 191, Ebu Dâvud, Sünen, c. 3, s. 11.
384. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 185, Buhârî, Sahih, c. 5, s. 210, c. 8, s. 119.
385. Buhârî, Sahih, c. 6, s. 98.
386. Bedrüddin Zerkeşî, el-Bürhân, c. 1, s. 249.
387. Suyûtî, el-İtkân, c. 1, s. 65.
388. Râgıb, Müfredâtü'l-Kur'ân, s. 247-248, Zemahserî, Keşsâf, c. 1, s. 239-240, Suyûtî, el-İtkân, c. 1 , s. 52.
389. Bakara: 53, Tevbe: 64, 86, 124, 127, Yûnus: 38, Hud: 13, Nur: 1, Müizemmil: 20.
390. Bedrüddin Zerkeşî, el-Bürhân, c. 1, s. 252.
391. Râgıb, Müfredâtü'l-Kur'ân, s. 33.
392. Suyûtî, el-İtkân, c. 1, s. 67.