Ashab-ı Kiram'dan Übeyy b. Ka'b derki:

" Resûlullah aleyhisselâm ile ashabı Medine'ye geldikleri ve Ensar tarafından barındırıldıkları zaman, bütün Araplar onları tek yaydan oka tuttular (bütün Arapların düşmanlıklarına hedef oldular).

Silahsız, ne geceleyebilirler, ne de sabahlayabilirlerdi.

Hatta 'Acaba, üzerimize emniyet gelip de silahsız yatıp kalktığımız, Allah korkusundan başka bir korku duymayacağımız günleri görecek miyiz?' dedikleri olurdu.

İşte bunun üzerine, Yüce Allah Nur sûresinin, indirdiği 55. âyetinde şöyle buyurdu:

" Allah, içinizden iman edip de güzel güzel amel ve hareketlerde bulunanlara yeminle vaad etti ki: Kendilerinden önce gelenleri nasıl kâfirlerin yerine getirdi, hakim kıldı ise, onlan da yeryüzünde muhakkak müşriklerin yerine geçirip hükümran edecek, onlara kendileri için beğendiği dini (İslâmiyeti) payidar kılacak, onların korkularını üzerlerinden kaldırdıktan sonra, hallerini kesin bir emniyete çevirecektir-tâ ki onlar bu güvenlik içinde bana ibadet edeler, bana hiçbir şeyi eş, ortak tutmayalar. Kim bundan sonra nankörlük ederse, artık onlar fâsıkların ta kendisidirler." 243

Hazret-i Âişe der ki:

" Resûlullah aleyhisselâm244 Medine'ye geldiği sıralarda, 245 bir gece uyuyamadı da:

'Keşke ashabımdan yararlı bir zât olsa da, geceleyin (nöbet tutup beni) korusa (beklese)' buyur-m ustu.

Bu halde iken bir silah hışırtısı işitince, Resûlullah aleyhisselâm:

'Kim o?' diye sordu. 246

Gelen zât:

'Ben Sa'd b. Malik! 247 Sa'd b. Ebi Vakkas! '248 dedi.

Resûlullah aleyhisselâm, ona:

'Seni getiren nedir?' diye sordu. 249

Sa'd b. Ebi Vakkas:

'İçime Resûlullah aleyhisselâm hakkında bir korku düştü de, onu. 250 seni korumaya geldim! ' dedi. 251

Bunun üzerine, Resûlullah aleyhisselâm ona dua etti, sonra uyudu;252 uykuya daldı." 253

Enes b. Malik der ki:

" Resûlullah aleyhisselâm, halkın en cesaretlisi idi.

Medine'de bir feryad, korkulu bir hal oldu mu, Peygamber aleyhisselâm hemen Ebu Talha'nın Mendub diye anılan atını emaneten alıp üzerine atlar, feryadın geldiği yere yetişirdi.

Hiçbir feryad ve imdad sesi duyulmazdı ki, Mendub'un oraya bir deniz gibi, su gibi akıp revan olduğunu görmeyelim!

Halbuki o çok yavaş ve ağır yürüyen bir attı. Hiç de yürügen değildi.

Bir gece, Medineliler bir feryad işitip çok korkmuşlar ve hemen sesin geldiği tarafa doğru gitmişlerdi.

Resûlullah aleyhisselâm ise, onları geride bırakarak ilerlemiş, sesin geldiği yere yetişmiş, durumu inceleyip dönerken halkla karşılaşmıştı.

Kendisi Ebu Talha'nın atının üzerinde, kılıcı da boynunda asılı bulunuyor ve:

'Korkmayınız! Korkmayınız! ' buyuruyor ve Mendub için de:

'Onu deniz gibi, su gibi akıcı bulduk' diyordu." 254

-------------------------------------

243. Hâkim, Müstedrek, c. 2, s. 401, Vahidî, Esbâbu’n-nüzül, s. 222, Suyutî, Lübâbu'n-nükûl, s. 163.

244. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 140-141, Buhârî, Sahih, c. 3, s. 222, 223, Müslim, Sahih, c. 4, s. 1875, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 650-651.

245. Buhârî, Sahih, c. 3, s. 222, Müslim, Sahih, c. 4, s. 1875, Tirmizi, Sünen, c. 5, s. 650-651.

246. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 141, Buhârî, Sahih, c. 3, s. 222, Müslim, Sahih, c. 4, s. 1875, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 650-651.

247. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 141.

248. Buhârî , Sahih, c. 3, s. 222, Müslim, Sahih, c. 4, s. 1875, Tirmizi, Sünen, c. 5, s. 651.

249. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 141, Müslim, Sahih, c. 4, s. 1875, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 651.

250. Müslim, Sahih, c. 4, s. 1875, Tirmizi, Sünen, c. 5, s. 651.

251 Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 141, Buhârî, Sahih, c. 3, s. 222, Müslim, Sahih, c. 4, s. 1875, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 650-651.

252. Müslim, Sahih, c. 4, s. 1875, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 651.

253. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 141, Müslim, Sahih, c. 4, s. 1875.

254. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 373, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 185, Buhârî, Sahih, c. 3, s. 228, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1802-1803, Tirmizî, Sünen, c. 4, s. 198-199.