Peygamberimiz aleyhisselâm, bir gün, Hazret-i Ebu Bekir'le Hazret-i Ömer'in arasında yürüyüp gittiği sırada, kardeşinin veya kendisinin hasta olan oğluna şifa için Tevrat okuyan bir Yahudiye rastladı.

Peygamberimiz aleyhisselâm, ona:

" Ey Yahudi! Musa'ya Tevrat'ı indirmiş ve İsrail oğullarına denizi yarmış olan Allah aşkına doğru söyle! Sen Tevrat'ında benim na'tımı, sıfatımı ve zuhur edeceğim yeri yazılı bulmadın mı?" diye sordu.

Yahudi, başıyla işaret ederek:

'Hayır! ' demek istedi.

Yahudinin yeğeni veya oğlu, bu inkâra dayanamadı:

" Musa'ya Tevrat'ı indiren, İsrail oğullarına denizi yaran Allah için şehadet ederim ki; o, senin natını, sıfatını, zamanını ve zuhur edeceğin yeri kitabında yazılı bulmuştur.

Ben şehadet ederim ki; Allah'tan başka ilah yoktur.

Sen de Allah'ın resûlüsün! " dedi.

Bunun üzerine, Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Yahudiyi arkadaşınızın başucundan kaldırınız! " buyurdu.

O sırada, hasta gencin de ruhu kabzolundu.

Allah ondan razı olsun!

Peygamberimiz onun cenaze namazını kıldı. 240

-------------------------------------

240. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1. S. 185, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 6, s. 171.