Ashabdan Feletan b. Âsım'ın bildirdiğine göre; Peygamberimiz aleyhisselâm, bir gün Mescidinde ashabıyla birlikte otururken, birisinin gezindiğini gördü. Ona:

" Ey filan! " diyerek seslendi.

O da:

" Buyur yâ Rasûlallah! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Sen benim Resûlullah olduğuma şehadet ediyor musun?" diye sordu.

Adam:

" Hayır! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm, ona:

" Sen Tevrat okur musun?" diye sordu.

Adam:

" Evet! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm, ona:

" Sen İncil de okur musun?" diye sordu.

Adam:

" Evet! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm, ona:

" Sana and veriyorum: Sen beni Tevrat ve İncil'de yazılı bulmadın mı?" diye sordu.

Adam:

" Senin sıfatında, senin gibi birinin, senin çıktığın yerden ortaya çıkacağını yazılı bulduk.

Amma, biz onun içimizden çıkmasını umuyorduk.

Sen ortaya çıkınca, baktık ki, sen bizim umduğumuz değilsin! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm, ona:

" Sen nerelisin?" diye sordu.

Adam:

" Necidliyim! O çıkacak peygamberin-korkusuz olarak Cennete girecek-yetmiş bin kişilik ümmetindenim.

Sizler ise azıcıklarsınız! " dedi.

Bunun üzerine, Peygamberimiz aleyhisselâm, kelime-i tevhid ve tekbir getirerek:

" Varlığım Kudret Elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki; ben, o peygamberim!

Benim ümmetim de yetmiş binden, yetmiş binden, yetmiş binden çoktur! " buyurdu. 241

-------------------------------------

241. İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 4, s. 368, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 3, s. 209.