İslâm mücahidleri arasında bulunan münafıklar, " Muhammed, öldürüldü! " diyerek yaygaraya başladılar. 371

Onlardan, " Keşke Abdullah b. Übeyy'e gidecek bir adamımız olsa da, o bize Ebu Süfyan'dan bir eman alıverse! " diyenler olduğu gibi;

" Ey Müslümanlar! Muhammed öldürüldü artık! Ebu Süfyan gelip sizi öldürmeden önce, kavminizin yanına (Medine'ye) dönün! " diyenler, 372

Hatta, müşriklerle savaşan mücahidleri birer birer dolaşarak onları savaşmaktan vazgeçirmeye çalışanlar da vardı.

Nitekim, Malik b. Duhşum böyle yapmış; çalı çırpı üzerine oturup dinlendiği ve onüç yerinden yaralanmış bulunduğu bir sırada Hârice b. Zeyd'in yanına varıp:

" Muhammed'in öldürüldüğünü bilmiyor musun?" demişti.

Hârice b. Zeyd:

" Muhammed öldürülmüşse, hiç şüphesiz, Allah, Hayy ve Lâyemût'tur, ölümsüzdür! Muhammed, Rabbinin elçilik vazifesini yerine getirmiştir. Yapılması gereken tebliğleri yapmıştır. Senin dininin uğrunda da çarpışmıştır! " dedi.

Malik b. Duhşum kalkıp Sa'd b. Rebi'in yanına vardı. O da, oniki yerinden yaralanmış bulunuyordu. Ona da:

" Muhammed'in öldürüldüğünü biliyor musun?" dedi.

Sa'd b. Rebi':

" Ben Muhammed'in Rabbi tarafından verilen elçilik ve tebliğ vazifesini yerine getirdiğine ve senin dinin uğrunda da çarpıştığına şehadet ederim.

Şayet Muhammed öldürülmüşse, hiç şüphesiz, Allah Hayy ve Lâyemût'tur, ölümsüzdür" dedi.

Mâlik b. Duhşum:

" Resûlullahın öldürüldüğü muhakkaktır. Artık sizler de, daha önce dönenler gibi, kavminizin yanına dönün! Şimdi onlar evlerine sağ salim girmiş bulunuyorlar" dedi. 373

-------------------------------------

371. Yâkubî, Târih, c. 2, s. 27.

372. Taberî, c. 3, s. 20, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 156.

373. Vâkıdî, Megâzı, c. 1, s. 280, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1 , s. 326-327.