Selman-ı Fârisî; İran İsbahan (İsfahan) halkından olup, Ammuriye'den Kelb kabilesi tacirleri tarafından Vadi’l-kura'ya getirilince, bir Yahudiye köle olarak satılmış, satın alan Yahudi de onu Medineli Kurayza oğulları Yahudilerinden bir Yahudiye satmış; böylece o Medine'ye gelmiş bulunuyordu. 148

Hicretin 5. yılına kadar, yakasını kölelikten kurtaramadı. 149

Selman-ı Fârisî der ki:

" Bir gün, Resûlullah aleyhisselam, bana:

'Ey Selman! Kendini kölelikten kurtarmak için, ağan (efendin) ile kesişme yapsan al' buyurdu.

Bunun üzerine, çukurlarını da kazmak şartıyla 300 hurma ağacı dikmek ve ayrıca 40 ukiyye (600 dirhem) altın vermek üzere, ağam (efendim) ile antlaştım.

Resûlullah aleyhisselam, ashabına:

'Kardeşinize yardım ediniz! ' buyurdu.

Bunun üzerine, ashabın kimi on fidan, kimi yirmi fidan, kimi onbeş fidan, kimi on fidan; hülasa, herkes yanlarındaki hurma fidanları nisbetinde bana yardımda bulundular.

Nihayet, benim için gerekli 300 hurma fidanı toplandı.

Resûlullah aleyhisselam, bana:

'Ey Selman! Git de, şu fidanlar için çukurlar kaz! Çukurları kazıp bitirdiğin zaman bana gel de, onları ben kendi elimle dikeyim" buyurdu.

Hurma fidanları için çukurlar kazmaya başladım. Arkadaşlarım da bana yardım ettiler.

Çukurları kazıp bitirince, Resûlullah aleyhisselama gidip haber verdim.

Resûlullah aleyhisselam, hurma fidanı dikilecek yere benimle birlikte gitti.

Biz, dikilecek hurma fidanlarını onun yanına yanaştırıyorduk.

Varlığım Kudret Elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki; [Resûlullah tarafından] dikilen hurma fidanlarından bir tane bile tutmayan, kuruyan olmadı, hepsi tuttu.

Böylece, hurma ağacından olan borcumu ödemiş oldum. 150

Ancak, dikilen fidanlardan birisi tutmamıştı.

Resûlullah aleyhisselam:

'Kim dikti bunu?' diye sordu.

'Ömer! ' dediler. 151

Resûlullah aleyhisselam onu söküp kendisi tekrar dikti, o da tuttu. Bu suretle dikilen hurma fidanları yılında meyve vermeye başladı ve meyvesi yendi. 152

Üzerimde yalnızca mal, altın borcu kalmıştı."

-------------------------------------

148. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 228-234, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 4, s. 75-79, Ahmed b. Hanbel, Müsned. c. 5, s. 541 -543, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 258 -262, Beyhakî, Delailü’n-nübüvve, c. 2, s. 92-97, İbn Esir, Usdu’l-gâbe, c. 2, s. 417-419, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 60-64, Zehebî, Târîhu'l-İslâm , s. 95, 101, Heysemî, Mecmau’z-zevâid, c. 9, s. 332-335.

149. Semhûdî, Vefâu’l-vefâ, c. 1, s. 300, Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 1, s. 468.

150. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 1, s. 234-235, İbn Sa'd, Tabakât, c. 4, s. 79, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 443, Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 263-264, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 10, s. 321 -322, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 64, Zehebî, Târîhu'l-İslâm, s. 101-102.

151. İbn Abdilberr, İstiâb, c. 2, s. 635, İbn Asâkîr, Târîh, c. 6, s. 198-199, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 65.

152. İbn Abdilberr, İstiâb, c. 2, s. 635, Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 277-278, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 65.