İSLÂM TARİHİ / MEDİNE DEVRİ |
| |
Kisrâ'nın Peygamberimiz aleyhisselam Hakkında Yemen Valisine Emir ve Direktif Verişi |
Kisrâ, Yemen valisi Bâzân'a Peygamberimiz aleyhisselam hakkında bir yazı gönderdi ve yazısında şöyle dedi:
" Mekke'de, Kureyşten biri ortaya çıkmış! Kendisinin peygamber olduğunu söylüyormuş 1171
Ona söyle: Kendisi ya bu peygamberlik dâvasından vazgeçer, ya da onu ve kavmini öldürecek adamları üzerlerine salarım! 172
Sen, yanındaki güçlü kuvvetli adamlarından ikisini ona sal 1173 Kavminin dinine muhalefet etmiş olan kişiye, kavminin dinine dönmesini emret! 174
Dönmekten kaçınırsa, kendisinin başını kesip bana gönder! " 175
Kisrâ'nın Yemen valisi Bâzân, Kisrâ'nın mektubunu alır almaz, yazıcı, muhasip ve Farsça okur yazar vekilharcı olan Bâbeveyh'i, yanına Farslılardan Hurre Hüsre adındaki bir adamı da katarak, Peygamberimiz aleyhisselama gönderdi.
Kisrâ'ya gitmesi için, Peygamberimiz aleyhisselama yazdığı bir yazıyı da, ellerine verdi. Vekilharcı olan Bâbeveyh'e, Peygamberimiz aleyhisselam için:
" Şu zâtın memleketine git! 176 Haline, gidişatına bir bak! 177 Kendisiyle konuş! 178 Kendisini imtihan et! 179 Onun haberini bana getir! 180 İşin içyüzünü anla, bana anlat! " dedi. 181
Bâbeveyhle Hurre Hüsre, Mekke'ye doğru yollandılar.
İlk önce, Taife vardılar.
Taif'in Nahb deresinde Kureyş müşriklerinden bazı adamlara rastladılar. 182
Kureyş eşrafından Ebu Süfyan'la Salvan b. Ümeyye ve daha başkaları, rastladıkları kişiler arasında idi. 183
Elçiler onlara Peygamberimiz aleyhisselamın nerede bulunduğunu sordular.
Kureyşîler de;
" O, Medine'dedir! " dediler.
Kureyş müşrikleri, vali Bâzân'ın mektubunda yazılı olanı elçilerden sorup öğrenince, çok sevindiler ve birbirlerine:
" Sevininiz! Hükümdarlar Hükümdarı olan Kisrâ onun karşısına dikilince, artık siz onun hakkından kolayca gelebilirsiniz! " dediler.
Bâzân'ın elçileri, Taif'ten Medine'ye, Peygamberimiz aleyhisselamın yanına geldiler. 184
Peygamberimiz aleyhisselam, onların münasip bir yere kondurulup ağırlanmalarını ashaba emir buyurdu.
Onlar birkaç gün oturup dinlendikten sonra, haber salıp onlan yanına çağırdı. 185
Bâbeveyhle Hurre Hüsre, gelip Peygamberimiz aleyhisselamın yanına girdiler.
Peygamberimiz aleyhisselam, onlara:
" Oturunuz! " buyurdu.
Onlar, dizlerinin üzerine çöktüler. 186
Yemen valisi Bâzân'ın bu elçileri, sakallarını dibinden kazıtmışlar, bıyıklarını ise alabildiğine uzatmışlar, büyütmüşlerdi.
Peygamberimiz aleyhisselam onları böyle görünce, hoşlanmadı ve onlara:
" Yazıklar olsun size, bu kılığa girmenizi size kim emretti?" diye sordu.
Elçiler
" Böyle yapmamızı Rabbimiz Kisrâ emretti bize! " dediler.
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Fakat, benim Rabbim bana sakalımı salmamı, bıyığımı ise kesmemi emretti" buyurdu.
Elçi Bâbeveyh, şöyle konuşmaya başladı:
" Şahlar Şahı, Hükümdarlar Hükümdarı Kisrâ, vali Bâzân'a yazı yazıp, seni kendisine getirmek üzere sana adam göndermesini emretti.
Bâzân da, yanıma düşüp gitmen için, beni sana yolladı!
Eğer benimle birlikte gidersen, Yemen valisi, Hükümdarlar Hükümdarına senin lehinde mektup yazar, seni bağışlatır!
Eğer benimle gelmekten kaçınırsan, sen de bilirsin ki, Kisrâ seni de senin kavmini de yok eder, memleketini de yıkar! " dedi187 ve Bâzân'ın mektubunu Peygamberimiz aleyhisselama sundu. 188
Peygamberimiz aleyhisselam, Bâbeveyh'i dinledi, mektupta yazılanları da öğrendi. 189 Gülümsedi ve elçileri İslâmiyete davet etti.
Bâbeveyh'le Hurre Hüsre, Peygamberimiz aleyhisselamın huzurunda duydukları manevî heybetten hem titriyorlar, 190 hem de cesaretli cesaretli konuşmaktan geri durmuyorlardı.
Peygamberimiz aleyhisselama:
" Eğer bizimle gelmeyeceksen, vali Bâzân'ın mektubuna cevap yaz! " dediler. 191
Peygamberimiz aleyhisselam:
" Eğer ben bu işi kendiliğimden yapmış olsaydım, vazgeçerdim!
Fakat, beni sânı yüce olan Allah gönderdi. 192
Siz bugün yanımdan ayrılıp konutunuza dönünüz! Yarın sabahleyin yanıma geliniz!
Ne yapmak istediğimi, o zaman size haber vereyim! " buyurdu. 193
-------------------------------------
171. Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 8, s. 287, Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 35.
172. Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 8, s. 287, 288.
173. İbn Sa'd, Tabakâtü’l -kübrâ, c. 1, s. 260, Taberî, Târîh, c. 3, s. 80, Ebu Nuaym, Delâilü’n-nübüvve, c. 349, Ebu’l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 732, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 214.
174. İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 263.
175. İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 263, Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 35, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 291.
176. Taberî, Târîh, c. 3, s. 90, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 4, s. 269.
177. Ebu Nuaym, Delâil, c. 2, s. 349, Ebu’l-Ferec, el-Vefâ, c. 2, s. 732, Diyarbekrî, c. 2, s. 35.
178. Taberî, c. 3, s. 90, Ebu Nuaym, c. 2, s. 349, Ebu’l-Ferec, c. 2, s. 732, Diyarbekrî, c. 2 s. 35.
179. İbn Haldun, Târîh, c. 2, ks. 2, s. 37.
180. Taberî, c. 3, s. 90, Ebu Nuaym, c. 2, s. 349, Ebu’l-Ferec, c. 2, s. 732, Ebu'l-Fidâ, c. 4, s. 269.
181. İbn Haldun, Târîh, c. 2, ks. 2, s. 37.
182. Taberî, Târîh, c. 3, s. 90.
183. Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 35.
184. Taberî, c. 3, s. 90, Ebu Nuaym, c. 2, s. 349, Ebu’l-Ferec, c. 2, s. 733, Ebu’l-Fidâ, c. 4, s. 269, Diyarbekrî, c. 2, s. 35, Halebî, c. 3, s. 291, 292.
185. İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2, s. 263.
186. Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 35.
187. Taberî, Târîh, c. 3, s. 90, 91, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 349, 450, Ebu’l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 733, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 213, 214, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 269, 270, İbn Haldun, Târîh, c. 2, ks. 2, s. 37, 38, Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 35, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 292.
188. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 260, Diyarbekrî, Târîhu’l-Hamîs, c. 2, s. 35.
189. Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 35.
190. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 260.
191. Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 35.
192. Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 8, s. 288.
193. İbn Sa'd. Tabakâtü'l-kübrâ. c. 1. s. 260.