Devsîler, Hayber’in fethinden sonra, Peygamberimiz aleyhisselamla birlikte Medine'ye geldiler.
Devsîlerin başkanı Tufeyl b. Amr:
" Yâ Rasûlallah! Benimle kavmimin arasını ayır: Onları, Deccac Harresine kondur! " dedi.
Devsîlerden Abdullah b. Üzeyhir de:
" Yâ Rasûlallah! Benim kavmim içinde soy sop ve mevkice bir üstünlüğüm vardır. Bunun için, beni onlara başkan yap! " dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam, Abdullah b. Üzeyhir'e:
" Ey Devsli kardeş! İslâmiyet garib, yapayalnız ve yadırganır olarak başlamıştır. O, bir gün gelecek, yine başladığı gibi garib, yapayalnız ve yadırganır hale dönecektir! Cennet, o gariblere mahsustur.
Allah'ı tasdik eden kurtulmuş, bundan başkası ise helak olmuştur!
Şüphe yok ki, senin kavminin sevab cihetinden büyüğü, iman ve sadakati büyük olandır!
Çok sürmeyecek, hakkın bâtıla galebesi gerçekleşecektir! " buyurdu. 119
Gerçekten İslâmiyetin başlangıcında olduğu gibi, Müslümanlar, zamanın sonunda da az olacaklar, garib, yapayalnız kalacaklardır.
Cennete, mutluluğa ise, zamanın sonundaki Müslümanlar da müstahak olacaklardır.
Bu da, onların, evvel ve âhir, imansızlara karşı koyup, karşılaştıkları işkence ve güçlüklere göğüs germelerinin ve İslâm dinine sarılmalarının mükâfatı dır. 120
Devsîler içinde bulunan Ebu Hureyre, Medine'ye gelince, Peygamberimiz aleyhisselamın Mescidinin Suffasındaki Muhacirler arasına katılmıştır. 121
-------------------------------------
119. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 353.
120. İbn Esîr, Nihâye, c. 3, s. 348.
121. İbn Hacer, el-İsâbe, c. 4, s. 206.