Kabe'nin örtüsü altında bile bulunsa öldürülmesi emredilen775 ve kanının dökülmesi helâl sayılan776 Abdullah b. Sa'd b. Ebi Şerh, Müslümandı. 777

Mekke'nin fethinden önce, Medine'ye hicret etmişti. 778

Peygamberimiz aleyhisselama inen vahiyleri yazanlar arasında idi. 779

Abdullah b. Sa'd; Peygamberimiz aleyhisselama inen vahyi yazdığı sırada:

'El-Kâfirîn' yerine 'ez-zâlimîn, ' 'Azîzün Hakîmün' yerine 'Alîmün Hakîmün' diye yazmış780 ve:

" Ben de Muhammed'in söylediği gibi söyleyebilirim 1781

Muhammed'e gelen şeyin benzeri bana da geliyor! 782

Muhammed peygamberse ve kendisine vahyolunuyorsa, ben de peygamberim! Bana da vahyolunuyor! 783

Allah ona Kur’ân indiriyorsa, ben de, Allah'ın indirdiğinin benzerini indirebilirim!

Muhammed 'Semîan Alîmen' dedi. Ben de 'Alîmen Hakîmen' dedim! " demeye başladı. 784

Yaptığı bu ve benzeri sinsice yaygara ve hainliklerin yayılacağını, Medine'de daha fazla kalamayacağını anlayan Abdullah b. Sa'd, 785 Müslümanlıktan müşrikliğe, küfre dönerek Mekke'ye kaçtı. 786

Kureyş müşriklerine:

" Kendisi bana Kur'ân'ı yazdırırken 'Azîzün Hakîmün' derdi. Ben:

'Yoksa 'Alîmün Hakîmün' mü?' diye sorardım.

'Evet! Hepsi de doğrudur' derdi.

Sizin dininiz, onun dininden daha iyidir! " dedi. 787

Abdullah b. Sa'd, bu iddialarında samimî olsaydı; Peygamberimiz aleyhisselamın Kurrâ ashabından Übeyy b. Ka'b'a Kur’ân-ı Kerîm'in yedi lehçeye kadar okunmasına melek tarafından müsaade edildiğini bildirdikten sonra, " 'Gafûren Rahîmen' desen de olur, 'Semîan Alîmen' desen de olur! " buyurduğunu;788 Kur’ân-ı Kerîm'in Kendisine bütün kâinatın hamd ettiği yegâne hüküm ve hikmet sahibi olan Allah tarafından indirildiği gerçeğini; ve ona hiçbir bâtılın, ne önünden, ne ardından yaklaşamayacağı, 789 hatta Peygamberimiz aleyhisselamın bile ona kendiliğinden birşey karıştıramayacağı, böyle birşeye teşebbüs edecek olsa biranda kalb damarının koparılarak helak edileceği hakkındaki ilahî teminatı790 gözönünde tutsaydı, şeytana uyup bu vartaya düşmezdi!

-------------------------------------

775. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 51, 52, Taberî, Târih, c. 3, s. 118, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 918, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 3, s. 259.

776. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 855.

777. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 52, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 358.

778. İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 918, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 3, s. 259.

779. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 52, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 358.

780. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 358, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 918, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 259.

781. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 358, Taberî, Tefsîr, c. 7, s. 274.

782. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 358.

783. Taberî, Tefsîr, c. 7, s. 273, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 36.

784. Taberî, Tefsîr, c. 7, s. 273.

785. Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 90, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 3, s. 36.

786. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 855, Belâzurî, Ensâb, c. 1, s. 358, Halebî, c. 3, s. 36.

787. İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 249.

788. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 124.

789. Fussilet: 42.

790. EI-Hâkka: 44. 46.