Abdullah b. Zem'a der ki:

" Resûlullah aleyhisselamın ağrıları şiddetlendiği zaman, ben de Müslümanlardan bazılarıyla birlikte yanlarında bulunuyordum.

Bilal, Resûlullah aleyhisselamı namaza çağırınca, Resûlullah aleyhisselam:

'İnsanlara namaz kıldırması için birisine söyleyiniz! ' buyurdu.

Ben gidip baktığımda halkın içinde Ömer'i gördüm. Ebu Bekir oralarda yoktu.

'Ey Ömer! Kalk! İnsanlara namazı kıldır! ' dedim.

O da kalktı, tekbir getirip namazı kıldırdı.

Ömer gür sesli bir kimse idi. 261

Resûlullah aleyhisselam, onun sesini işitince:

'Bu, Ömer'in sesi değil mi?' diye sordu.

'Evet yâ Rasûlallah! Onun sesidir! ' dediler. 262

'Ebu Bekir nerededir?

Buna ne Allah razı olur, ne de Müslümanlar!

Buna ne Allah razı olur, ne de Müslümanlar! ' buyurdu.

Haber salındı, Ebu Bekir gelip Ömer'in kıldırdığı namazdan sonra halka namaz kıldırdı.

Ömer bana:

" Yazıklar olsun sana ey Zem'a'nın oğlu! Ne yaptın bana!

Vallahi bana namaz kıldırmayı emrettiğin zaman, bunu ancak Resûlullah aleyhisselamın emrettiğini sanmıştım!

Böyle olmasaydı, insanlara namazı ben kıldırmazdım! ' dedi.

Ona:

'Vallahi Resûlullah aleyhisselam bana bunu senin kıldırmanı emretmedi.

Fakat, Ebu Bekir'i göremeyince, hazır bulunanların içinde halka namaz kıldırmaya en lâyık seni görmüştüm! ' dedim. 263

Hazret-i Ömer:

Keşke insanlara bu namazı ben kıldırmamış olsaydım! ' dedi." 264

-------------------------------------

261. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 303.

262. Zührî, Megâzî, s. 131-132.

263. İbn İshak, c. 4, s. 303, Ahmed, Müsned, c. 4, s. 322.

264. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 220-221.