Haya; genellikle utanmak demektir. 34
Haya, isyan ehli için de, itaat ehli için de yararlı olan fıtrî bir haslettir. 85
Kadınlar, aşırı şehvetlerini üstün derecedeki haya ile kırıp, bu hususta erkeklere kat kat üstünlük sağlarlar. 86
Haya; hoşa gitmemesi me'mul olan veya geri bırakılması işlenmesinden daha uygun bulunan birşeyin işlenmesi sırasında insanın yüzünde beliren ince kızarma halidir. 87
Haya; nefsin kıskanılacak birşeyden dürülüp tor top olması, sıkılması, ayıplanmak, kınanmak korkusundan onu bırakmasıdır.
Bu da iki kısım olup; birincisi, nefsânî, yani Yüce Allah'ın herkeste yaratmış olduğu fıtrî hayâdır-insanlar arasında edeb ve avret mahallini açmaktan ve cinsel ilişkilerden utanmak, sıkılmak gibi.
Diğeri de imanî hayadır ki, mâsiyet ve günah olan kötü işlerden mü'mini alıkoyar. 88
Hayanın, yerine göre, değişik biçimleri vardır. Meselâ, işlenen kabahatten dolayı hayâ-Âdem aleyhisselamınkı gibi.
Yüce Allah ona " Bizden kaçıyor musun?" diye sorduğu zaman, Âdem aleyhisselam " Hayır, kaçmıyorum! Fakat Senden haya ediyorum" demiştir. 89
-------------------------------------
84. Firuzâbâdi, Kâm ûs, c. 4, s. 323.
85. Haris el-Muhâsibî, er-Riâye, s. 324-326.
86. Hakim-i Tirmizî, Nevâdiru'l-usûl, c. 1, s. 360.
87. Kadı Iyaz, Şifâ, c. 1. S. 87.
88. Seyyid Şerif, Ta'rifât, s. 65.
89. Kuşeyrî, Risale, c. 2, s. 457.