Hazret-i Ömer'in bildirdiğine göre; Bedir günü Müslümanlar müşriklerle karşılaşınca, Yüce Allah müşrikleri hezimete, bozguna uğrattı.
Onlardan 70 kişi öldürüldü, 70 kişi de esir edildi.
Peygamberimiz aleyhisselam esirlerin işini Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ali ve Hazret-i Ömer'le istişare etti. 459
Hazret-i Ebu Bekir:
" Ey Allah'ın Peygamberi! Bunlar amca oğulları, akraba 460 ve kardeşlerdir. 461 Ben onlardan fidye (kurtuluş akçesi) almanı uygun görürüm. 462 Onlardan aldıklarımız, 463 kâfirlere karşı bizim için bir güç, kuvvet olur. Belki de, Allah onlan doğru yola, 464 İslâmiyete 465 erdirir 466 de, onlar bizim için destek olurlar" dedi. 467
Peygamberimiz aleyhisselam, Hazret-i Ömer'e:
" Ey İbn Hattab! Senin görüşün nedir?" diye sordu.
Hazret-i Ömer:
" Hayır! 468 Vallahi 469 yâ Rasûlallah! 470 Ben, Ebu Bekir'in görüşünde değilim 1471
Benim bu husustaki görüşüm, 472 onların boyunlarını vurmamıza izin vermendir! 473
Bana müsaade buyur! (Akrabamdan) filanın boynunu ben vurayım!
Ali'ye müsaade buyur! (Kardeşi) Akîl'in boynunu o vursun! 474
Hamzaya müsaade buyur! Kardeşi filanın [Hazret-i Abbas'ın] boynunu o vursun! 475
Tâ ki, Allah, kalblerimizde müşriklere karşı bir yumuşaklık ve zaaf bulunmadığını belli etsin! 476
Bu esirler müşriklerin eşrafı, önderleri, 477 küfür elebaşılarıdırlar! " dedi. 478
Peygamberimiz aleyhisselam, Hazret-i Ebu Bekir'in görüşüne meyletti, Hazret-i Ömer'in görüşüne meyl etmedi. 479
Müşriklerden Bedir" de alınan esirler, Medine'ye getirildikleri ve Peygamberimiz aleyhisselam tarafından sahabilerine " Bu esirler hakkında ne dersiniz?" diye görüşleri sorulduğu zaman, Ensardan Abdullah b. Revâha da:
" Yâ Rasûlallah! Bak; ağacı çok bir vadi bulup onları oraya soktuktan, ağaçları tutuşturduktan sonra, ateşin içine at, yak onları! " demişti.
Hazret-i Abbas:
" Allah senin akrabalık bağını kesmiş! " dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam, hiç cevap vermeyip sustuktan sonra, kalkıp kapalı bir yere girdi.
Müslümanlardan kimisi:
" Resûlullah aleyhisselam Hazret-i Ebu Bekir'in sözünü kabul buyuracak! "
Kimisi:
" Ömer'in sözünü kabul buyuracak! "
Kimisi de:
" Abdullah b. Revâha'nın sözünü kabul buyuracak! " demekte idiler.
Nihayet, Peygamberimiz aleyhisselam onların yanlarına çıktı ve:
"Muhakkak ki, Yüce Allah bazı kimselerin kalblerini sütten daha yumuşak oluncaya kadar yumuşatmış, bazılarının kalblerini ise taştan daha sert oluncaya kadar sertleştirmiştir.
Ey Ebu Bekir! Senin halin İbrahim aleyhisselamın haline benzer ki, o, Allah'a:
'Kim bana uyarsa, o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, şüphe yok ki, Sen çok yarlıgayıcı ve esirgeyicisin! ' [İbrahim: 36] demişti.
Ey Ebu Bekir! Senin halin İsa aleyhisselamın haline de benzer ki, o, Allah'a:
'Eğer onları azaba uğratırsan, Senin kullarındır. Eğer onlan yarlıgarsan, şüphe yok ki, kudretiyle herşeye üstün gelen, hikmetiyle her yaptığını yerli yerince yapan Sensin Sen! ' [Mâide: 118] demişti.
Ey Ömer! Senin halin de, Nuh aleyhisselamın haline benzer. O, Allah'a:
'Ey Rabbim! Yeryüzünde kâfirlerden yurt tutan hiç kimse bırakma! ' demişti. [Nuh: 26]
Senin halin Musa aleyhisselamın haline de benzer. O, Allah'a:
'Sen onların mallarını mahvet! Rabbimiz! Yüreklerini şiddetle sık ki, onlar, inletici azabı görünceye kadar iman etmeyeceklerdir! ' [Yunus: 88] demişti" buyurdu. 480
Cebrail aleyhisselam, Peygamberimiz aleyhisselama gelip şöyle buyurdu:
" Ey Muhammed! Yüce Allah, senin ashabının esir almalarını hoş görmedi. Allah, onları şu ikiden birini yapmakta muhayyer bırakmanı sana emrediyor: Ya ellerindeki esirleri getirirler, sen onların boyunlarını vurursun; ya da, ileride kendilerinden esirlerin sayısınca adam şehit olmak üzere, fidye alırlar! "
Bunun üzerine, Peygamberimiz aleyhisselam, Müslümanları çağırıp, bunu onlara anlattı: 481
" Bu Cebrail, esirler hakkında, onların boyunlarını vurmanız, ya da fidye (kurtuluş akçesi) alıp gelecek yıl içinizden onların sayısı kadar kişinin şehit olması hususunda sizi muhayyer kıldı. 482
İsterseniz onları öldürünüz, isterseniz fidyelerini (kurtuluş akçelerini) alıp onunla yararlanınız.
Fidye alırsanız, sizden, onların sayısı kadar kişi şehit olacaktır! " buyurunca, 483 Müslümanlar
" Yâ Rasûlallah! Onlar bizim akrabalarımız ve kardeşlerimizdir. 484
Hayır! Biz onlardan fidye alalım. 485
Bununla, düşmanımıza karşı güçlenelim, bizden de, esirlerin sayısı kadar şehit olacaksa, olsun!
Bu, hiç de, hoşlanmayacağımız birşey değildir! " dediler. 486
-------------------------------------
459. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 30, Taberî, Târih, c. 2, s. 294, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 475, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 3, s. 137, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 297.
460. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 30, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1385, Taberî, Târih, c. 2, s. 294, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 475, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 9, s. 68, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 297.
461. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 30, Taberî, c. 2, s. 294, Beyhakî, Sünen, c. 9, s. 68, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 297.
462. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 30, Müslim, c. 3, s. 1385, Taberî, c. 2, s. 294, Ebu Nuaym, c. 2, s. 475, Beyhakî, c. 3, s. 137, Zehebî, s. 87, Ebu’l-Fidâ, c. 3, s. 297.
463. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 30, Taberî, Târih, c. 2, s. 294, Zehebî, Megâzî, s. 87, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 287.
464. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 30, 31, Taberî, Târih, c. 2, s. 294, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 475, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 297.
465. Müslim, Sahih, c. 3, s. 1385, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 475, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 9, s. 68, Zehebî, Megâzî, s. 87.
466. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 31. Müslim, Sahih, c. 3, s. 1385, Taberî, Târih, c. 2, s. 294, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 475, Beyhakî, Sünen, c. 9, s. 68, Zehebî, Megâzî, s. 87, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 297.
467. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 31 , Taberî, Târîh, c. 2, s. 294, Beyhakî, Sünen, c. 9, s. 68, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 297.
468. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 31 , Müslim, Sahih, c. 3, s. 1385, Taberî, Târîh, c. 2, s. 294, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 475, Beyhakî, Sünen, c. 9, s. 68, Zehebî, Megâzî, s. 68, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 297.
469. Müslim, Sahih, c. 3, s. 1385, Taberî, Târih, c. 2, s. 294, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 475, Zehebî, Megâzî, s. 87.
470. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 31, Müslim , Sahih, c. 3, s. 1385, Taberî, c. 2, s. 294, Ebu Nuaym, c. 2, s. 475, Zehebî, s. 87, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 297.
471. Müslim, Sahih, c. 3, s. 1385, Zehebî, Megâzî, s. 87.
472. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 31, Müslim, c. 3, s. 1385, Taberî, c. 2, s. 294, Ebu Nuaym, c. 2, s. 475, Beyhakî, c. 9, s. 68, Zehebî, s. 87, Ebu’l-Fidâ, c. 3, s. 297.
473. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 31 , Müslim, c. 3, s. 1385, Taberî, c. 2, s. 294, Beyhakî, c. 9, s. 68, Zehebî, s. 87, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 297.
474. Müslim, c. 3, s. 1385, Ebu Nuaym, c. 2, s. 475, Zehebî, s. 87.
475. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 31, Müslim, c. 3, s. 1385, Taberî, c. 2, s. 294-295, Ebu Nuaym , c. 2, s. 475.
476. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 31, Müslim, c. 3, s. 1385, Taberî, c. 2, s. 295, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 297.
477. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 31, Taberî, c. 2, s. 295, Ebu’l-Fidâ, c. 3, s. 297.
478. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 31, Müslim, c. 3, s. 1385, Taberî, c. 2, s. 295, Ebu Nuaym, c. 2, s. 475, Beyhakî, c. 9, s. 68, Zehebî, Megâzî, s. 87, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 287.
479. Müslim, Sahih, c. 3, s. 1385, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 475, Beyhakî, Sünen, c. 9, s. 68, Zehebî, Megâzî, s. 87.
480. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 383, Taberî, Târih, c. 2, s. 295, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 21-22, Zehebî, Megâzî, s. 87-88, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 297, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 86-87.
481. Taberî, Tefsîr, c. 4, s. 166, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 1, s. 425.
482. Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 107.
483. İb. Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 22, Taberî, Tefsîr, c. 4, s. 166, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 9, s. 68, Kurtubî, Tefsîr, c. 4, s. 265, İbn Seyyid, Uyünu'l-eser, c. 1 , s. 287.
484. Taberî, Tefsîr, c. 4, s. 166, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 1, s. 425.
485. Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 107, Taberî, Tefsîr, c. 4, s. 166, Ebu’l-Fidâ, Tefsîr, c. 1, s. 425.
486. Taberî, Tefsîr, c. 4, s. 166, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 1, s. 425.