Peygamberimiz aleyhisselam, yine Fethin ikinci günü, 922 öğle namazından sonra, 923 Kabe'nin merdiveninde, 924 arkası Kabe'ye dayalı olarak925 Allah'a hamd-ü senada bulunduktan sonra, 926 halka şöyle hitab etti:
" Ey insanlar! Şüphe yok ki, Allah, göklerle yeri, güneş ile ayı yarattığı gün, Mekke'yi de haram ve dokunulmaz kılmıştır! 927
Burası, Allah'ın haram ve dokunulmaz kıldığı bir bölgedir. 928
Kıyamet gününe kadar da, haram ve dokunulmaz olarak kalacaktır! 929
Mekke'yi haram ve dokunulmaz kılan, Allah'tır.
Onu insanlar Harem kılmamışlardır. 930
Mekke'nin ganimetlerinden hiçbir şey bize helâl olmamıştır. 931
Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kimse için, Mekke Hareminde kan dökmek, ağaç kesmek helâl olmaz! 932
Mekke'de kan dökmek benden önce hiçbir kimse için helâl olmadığı gibi, benden sonra da, hiçbir kimse için helâl olmayacaktır.
Bana da, ancak, gündüzün belli bir saatinde helâl kılınmıştır. 933 Ki, bu da, Mekkelilerin ilahî gazabı haketmiş olmalarından ileri gelmiştir. 934
Şüphe yok ki, Fil'i Mekke'ye girmekten alıkoyan, tutan, Allahtır.
Mekkeliler üzerine, Resûlullah ile mü'minler de, ancak bir kez salınmışlardır. İyi bilin ki; şu saatte Mekke benim için bile haramdır! 935
Mekke'nin bugünkü haramlığı, dünkü haramlığı haline dönmüştür! 936
Bu söylediklerimi, burada bulunanlar, burada bulunmayanlara ulaştırsın!
Şayet size biri çıkıp:
'Resûlullah burada çarpışma yapmıştı! ' diyerek ruhsat yoluna kaçacak olursa, ona:
'Yüce Allah yalnız Resûlüne helâl kılmış, izin vermişti. Size helâl kılmamış, izin vermemiştir! ' deyiniz! 937
Mekke'nin av hayvanları ürkütülmez, kaçırılmaz!
Mekke'nin dikeni bile kesilmez!
Mekke'nin ağacına balta vurulmaz!
Yerdeki yitiği, uzanılıp alınmaz! Meğerki, sahibini aramak için ola.
Mekke'nin yeşil otları biçilmez! " 938 buyurdu.
Hazret-i Abbas:
" Yâ Rasûlallah! İzhırdan başka! ' buyur! Onu yasak dışında tut! Çünkü, o, evlerimiz ve kabirlerimiz için gereklidir" dedi. 939
Peygamberimiz aleyhisselam, kısa bir müddet sustuktan sonra: 940
" İzhırdan başka! 941 Çünkü, onu biçmek helâldir. 942
Ey Huzâa cemaati! Siz de artık adam öldürmekten ellerinizi çekiniz! Ne yararı varsa, pek çok adam öldürülmüştür!
Üstelik, Hüzeyllerin adamını da siz öldürdünüz!
Vallahi, onun diyetini (siz ödemezseniz), ben ödeyeceğim! 943
Şu bulunduğum yerdeki andan sonra, kim öldürülürse, öldürülenin ailesi için, iki şeyden birini seçmek vardır
Ya öldürenin kısas olarak öldürülmesini,
Ya da öldürülenin diyetini (kan bedelini) ister! 944
Hiç şüphesiz, insanların Allah'a karşı en saygısızı, en taşkını, Allah'ın Hareminde adam öldüren, yahut kendi katilinden başkasını öldüren, ya da Cahiliye çağındaki öcünü almak için adam öldürendir! " buyurdu.
O sırada, adamın birisi ayağa kalktı ve:
" Filan, benim oğlumdur. Onun anası ile yatıp kalkmıştım! " dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam, hitabesine şöyle devam etti:
" İslâmiyette insanın babasından veya baba tarafından akrabasından başkasına intisap etmesi diye birşey yoktur!
Cahiliye çağının kötü işleri silinip gitmiştir! 945
Doğan çocuk, döşeğin sahibine aittir!
Zânîye, esleb vardır! " buyurdu. 946
" Esleb nedir?" diye sorulunca, Peygamberimiz aleyhisselam:
" Mahrumluk demektir" buyurdu947 ve hitabesine şöyle devam etti:
" İddiasını isbatlamak için delil getirmek davacıya, yemin de inkâr edene düşer. 948
Ey insanlar! Cahiliye çağında birtakım antlaşmalar yapılırdı. Cahiliye çağında yapılmış olan antlaşmalara riayet ediniz! 949
İslâmiyet ona kuvvetten başka birşey eklemez. 950
İslâmiyette ne Cahiliye antlaşması vardır, ne de fetihten sonra hicret! 951
Fakat, cihad ve cihada niyet vardır.
Seferber edilmek istendiğiniz vakit, hemen seferber olunuz! 952
İslâmiyette Cahiliye çağı antlaşması ihdas etmeyiniz! 953
Müslüman Müslümanın kardeşidir. Bütün Müslümanlar kardeştirler. 954
Müslümanlar, kendilerinden olmayanlara (düşmanlara) karşı bir eldirler; elbirliğiyle, topluca hareket ederler.
Müslümanların kanları birbirine eşittir.
Zimmetlerini, onların en hafifleri, en uzaktakileri bile yerine getirmeye gayret ederler. 955
İyi biliniz ki; ne bir kâfir için bir mü'min ve Müslüman öldürülür, ne de onlardan taahhüt sahibi olanların taahhütlerinden dolayı, harbî olan kâfirler için öldürülürler. 956
Kâfirin diyeti, Müslüman diyetinin yarısıdır.
İyi biliniz ki; İslâmiyette değiş-tokuş yolu ile evlenme yoktur! 957
Kadın ne halasının, ne de teyzesinin üzerine nikahlanıp biraraya getirilebilir. 958
Kocasının izni olmadıkça onun malından birşey vermesi, kadın için helâl, caiz değildir. 959
Kadın, yanında bir mahremi bulunmadıkça, üç günlük yola gidemez. 960
İyi bilesiniz ki; vâris için, vasiyyete gerek yoktur! 961
Ayrı din sahipleri, birbirlerine vâris olamazlar. 962
Parmakların her birisinde diyet, onar onar devedir.
Kemiği görünen derin yaralardan her birisinde diyet, beşer beşer devedir.
Sabah namazından sonra, güneş doğuncaya kadar, namaz yoktur. 963
Zekat ve sadakaları teslim almak için, hayvanları bir yerden başka bir yere sürdürüp götürtmek yoktur.
Zekat ve sadakalar, ancak, mal sahiplerinin yurtlarında teslim alınacaktır. 964
Sizi iki günün orucundan nehyederim: Biri Kurban Bayramı günü, diğeri de Ramazan Bayramı günü orucudur.
Sizi iki biçim giyimden de men ederim: Hiçbiriniz, ne ud, edeb yerleri açıkta kalacak biçimde sırt ve baldırlarını sarık ve benzeri bir bez parçasıyla sarsın, sarınsın! Ne de, iki yanı kaldırılıp omuzlara atılınca ud, edeb yerleri açılacak biçimde bir atkıya hürünsün!
Ben size ancak anlayacağınız, tutacağınız yolu gösterdim! " buyurdu. 965
Yemen halkından Ebu Şah adında bir zât kalkıp:
" Yâ Rasûlallah! Bunları, benim için, yazınız! " dedi.
Peygamberimiz aleyhisselam, ashabına:
" Onun için, yazınız! " buyurdu. 966
" Ebu Şah için yazdıkları nelerdi?" diye sorulunca, Evzâî:
" Onun için, dinlemiş olduğu hutbe yazıldı" demiştir. 967
-------------------------------------
922. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 58, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 844, İbn Sa'd, Tabakât, c. 2, s. 137, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 31, 32, Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 2, s. 123, Buhârî, Sahih, c. 1, s. 35, Nesâî, Sünen, c. 5, s. 205.
923. Vâkıdî, c. 2, s. 844, İbn Sa'd, c. 2, s. 137, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 32.
924. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 11.
925. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 179.
926. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 385.
927. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 58, Vâkıdî, c. 2, s. 844, İbn Sa'd, c. 2, s. 137, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 32, Buhârî, c. 5, s. 98, Nesâî, c. 5, s. 203.
928. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 259, 315, 316, Nesâî, c. 5, s. 203.
929. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 58, Vâkıdî, c. 2, s. 844, İbn Sa'd, c. 2, s. 137, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 32, Buhârî, c. 5, s. 98, Nesâî, c. 5, s. 203.
930. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 31, 32, c. 6, s. 385, Buhârî, c. 1 , s. 35.
931. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 137.
932. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 58, Vâkıdî, c. 2, s. 844, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 31, c. 6, s. 385, Buhârî, c. 1 , s. 35.
933. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 58, Vâkıdî, c. 2, s. 836-844, Ezrakî, c. 2, s. 122, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 31, Buhârî, c. 1 , s. 36, c. 5, s. 98, Belâzurî, Fütûhu'l-büldân, c. 1, s. 48, Nesâî, c. 5, s. 204.
934. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 58, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 32.
935. Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 238, Buhârî, c. 1, s. 36, c. 8, s. 38.
936. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 58, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 844, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 137, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 31, 31, Buhârî, Sahîh, c. 1 , s. 35, Nesâî, Sünen, c. 5, s. 206.
937. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 58, Vâkıdî, c. 2, s. 844, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 31, Buhârî, c. 1, s. 35, Nesâî, c. 5, s. 206.
938. Vâkıdî, c. 2, s. 836, Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 2, s. 121, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 259, 316, Buhârî, c. 1, s. 36, c. 5, s. 98, Nesâî, c. 5, s. 203, 204.
939. Vâkıdî, c. 2, s. 836, Ezrakî, c. 2, s. 121, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 259, Buhârî, c. 1, s. 36, c. 5, s. 98, Belâzurî, Fütûhu'l-büldân, c. 1, s. 48.
940. Vâkıdî, c. 2, s. 836, Ezrakî, c. 2, s. 121, Buhârî, c. 5, s. 98.
941. Vâkıdî, c. 2, s. 836, Ezrakî, c. 2, s. 121, Buhârî, c. 5, s. 98.
942. Vâkıdî, c. 2, s. 836, Ezrakî, c. 2, s. 121, Buhârî, c. 5, s. 98.
943. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 58, Vâkıdî, c. 2, s. 846, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 32.
944. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 58, Vâkıdî, c. 2, s. 844, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 32, Buhârî, c. 1, s. 36, c. 8, s. 38.
945. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 207.
946. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 836, Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 2, s. 122, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 179.
947. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 207.
948. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 837.
949. Ahmed b. Hanbel Müsned, c. 2, s. 215.
950. Ahmed b. Hanbel Müsned, c. 2, s. 207, 215.
951. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 215.
952. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 66, Tirmizî, Sünen, c. 4, s. 148, 149, Dârimî, Sünen, c. 2, s. 156.
953. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 207.
954. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 836.
955. Serahsî, Siyeru'l-kebîr Şerhi, c. 1, s. 252, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 836, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 207, 211.
956. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 836, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 215.
957. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 215.
958. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 836, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 207.
959. Vâkıdî, c. 2, s. 836, Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 207, Ezrakî, c. 2, s. 122.
960. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 837.
961. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 836, Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 2, s. 122.
962. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 836, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 195.
963. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 207.
964. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 836, 837, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 215.
965. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 836, 837.
966. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 238, Buhârî, Sahîh, c. 8, s. 38.
967. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 238.