Huvaytıb b. Abduluzzâ, Hudeybiye muahede ve musalahası yazısına şahit olduğu ve imzasını koyduğu halde, bu muahede hükmünü çiğneyerek yüzünü kapatıp Benî Sekilerle birlikte Huzâalan uyurken kılıçtan geçiren Kureyşliler arasında idi. 1060

Huvaytıb b. Abduluzzâ der ki:

" ... Fetih yılı, Resûlullah aleyhisselam Mekke'ye girince, son derecede korktum. Hemen evimden dışarı çıktım.

Ev halkımı, içinde emniyette olabilecekleri yerlere dağıttım.

Kendim de, Avf'ın bahçesine kadar gittim.

Bahçeye girdiğim zaman, orada Ebu Zerri'l-Gıfârî ile karşılaştım.

Kendisiyle aramızda dostluk vardı. Dostluk ise, tabiî ki, temelli olarak birbirlerini korumayı gerektirir.

Onu görür görmez, kaçtım.

Bana:

'Ebu Muhammed!' diyerek seslendi.

'Buyur! ' dedim.

Bana:

'Senin neyin var? Sen ne için kaçıyorsun?' diye sordu.

Ona:

'Korkum var! ' dedim.

Bana:

'Senin için korku yok! Yüce Allah'ın emanıyla, sana eman verilmiştir! 1061 Gel! ' dedi. 1062

Hemen, dönüp yanına vardım, selam verdim. 1063

'Sana eman verilmiştir. İstersen seni Resûlullah aleyhisselamın huzuruna çıkarayım, istersen1064 evine kadar git! ' dedi.

Kendisine:

'Benim için, evime kadar gitmeye imkân var mı ki? Vallahi, evime sağ olarak kavuşacağımı sanmıyorum! Ya yolda yakalanır, öldürülürüm, ya da evimde iken yanıma girilir, öldürülürüm 11065 Ev halkım da, dağınık yerlerdedir' dedim.

Bana:

'Haydi, sen ev halkını bir yerde tnpla! 1066

Seni evine ulaştırıncaya kadar, seninle birlikte geleceğim! ' dedi ve benimle birlikte geldi.

Gelirken de:

'Huvaytıb'a eman verilmiştir! Ona saldırılmayacak, dokunulmayacaktır! ' diyerek sesleniyordu.

Ebu Zer, beni evime ulaştırdıktan sonra, dönüp Resûlullah aleyhisselama gitti. Durumu kendisine arzetti.

Resûlullah aleyhisselam:

'Mekkelilerden, öldürülmelerini emrettiğim kimseler dışındaki herkese eman vermiş değil miydik?! ' buyurdu. 1067

Bunun üzerine, öldürülmeyeceğime iyice kanaat getirdim.

Ev halkımı da evlerine geri çevirdim.

Ebu Zer yanıma tekrar geldi ve bana:

'Ebu Muhammed! Sen her yerde geçip gittin! Daha ne zamana kadar ve nereye kadar geçip gideceksin?!

Sen hayırlardan birçoğunu kaçırdın! Geride kalan daha birçok hayır var!

Hemen Resûlullah aleyhisselama git, Müslüman ol, selamete er!

Resûlullah aleyhisselam insanların en iyisi, insanların akrabalık haklarını en çok gözeteni, insanların en hayırlısı, en ağırbaşlısı, en uslusu, en yumuşak huylusudur.

Onun şerefi, senin de şerefindir. Onun güçlülüğü, üstünlüğü, senin de güçlülüğün, üstünlüğündür! ' dedi.

Ebu Zer'e:

'Öyleyse, ben seninle birlikte çıkar, ona giderim' dedim.

Hemen, onunla birlikte yola çıkıp Ebtah'ta bulunan Resûlullahın yanına vardım.

Ebu Bekir ve Ömer de, onun yanında bulunuyordu.

Resûlullah aleyhisselamın başucunda durdum.

Ebu Zer'e:

'Ona selam verileceği zaman ne söylenir?' diye sordum.

Ebu Zer:

'Esselâmu aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullâhi ve berekâtüh=Allah'ın selamı, rahmet ve bereketleri üzerine olsun ey peygamber, de! ' dedi.

Resûlullaha böyle söyleyerek selam verdim.

Resûlullah da:

'Ve aleykesselâm Huvaytıb! =Senin üzerine de olsun Huvaytıb! ' buyurdu.

Hemen:

'Eşhedü en lâ ilahe illallah ve enneke Resûlullah=Şehadet ederim ki; Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur! Hiç şüphesiz, sen de Allah'ın Resûlüsün! ' dedim.

Bunun üzerine, Resûlullah aleyhisselam:

'Hamd olsun o Allah'a ki, seni hidayete, doğru yola erdirdi! ' buyurdu ve Müslüman olmama sevindi." 1068

Allah ondan razı olsun!

-------------------------------------

1060. İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 2, s. 480.

1061. Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 492, 493.

1062. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 849.

1063. Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 493.

1064. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 849.

1065. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 849, Hâkim , Müstedrek, c. 3, s. 493.

1066. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 849, 850, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 493.

1067. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 849, 850, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 493.

1068. Hâkim. Müstedrek. c. 3. s. 493.