Hâris b. Hişam, Ebu Cehil'in kardeşi ve Halici b. Velid'in de amcasının oğlu idi. 1130

Kureyşîlerin eşrafındandı. 1131

Peygamberimiz aleyhisselam onun Cahiliye çağında konukları ağırladığını, halka yemekler yedirdiğini anar ve:

" Allah'ın onu İslâmiyete hidayet etmesini ne kadar arzu ederdim! " buyururdu. 1132

Peygamberimiz aleyhisselamın amcası Ebu Talib'in kızı ve Hazret-i Ali'nin kızkardeşi (ablası) Ümmü Hani, Hübeyre b. Ebi Vehb el-Mahzumî'nin nikâhlısı idi.

Akrabasından dolayı kendisine akraba olan Haris b. Hişam ile Züheyr b. Ebi Ümeyye, Mekke'nin fethi günü, Ümmü Hani'nin evine geldiler 1133 ve:

" Biz senin himayene giriyoruz! " dediler.

Ümmü Hani, onlara:

" Olur! " dedi.

O sırada, Hazret-i Ali atlı ve tepeden tımağa kadar silahlanmış olarak Ümmü Hani'nin evine geldi.

Ümmü Hani, Hazret-i Ali'yi tanıyamadı.

Ona:

" Ben Resûlullah aleyhisselamın amcasının kızıyım! " dedi.

Hazret-i Ali miğferini yukarı kaldırıp yüzünü açınca, Ümmü Hani " Kardeşim! " diyerek onu kucakladı, selamladı. 1134

Hazret-i Ali, Ümmü Hani'nin yanındaki müşrikleri görünce, öldürmek için kılıcını sıyırıp onların üzerlerine yürüdü1135 ve:

" Öldüreceğim onları! " dedi. 1136

Ümmü Hani:

" Ey kardeşimin 37 Sen bana bu işi yapar mısın?! " dedil 133 ve hemen onların üzerlerine bir örtü örttü. 1139

Hazret-i Ali:

" Sen iki müşriği mi koruyorsun?! 1140 Çekil onların yanından! " dedi. 1141

Ümmü Hani:

" Vallahi, sen onları öldüremezsin! 1142 Öldürmeye benden başlamadıkça! " dedi. 1143

Bunun üzerine, Hazret-i Ali birşey yapmadan çıkıp gitti.

Ümmü Hani de, onların üzerlerine kapısını kilitledi ve:

" Hiç korkmayınız! " dedi. 1144

Durumu arzetmek üzere, Mekke'nin yukarısındaki Bathâya, Hacun'a kadar gitti. 1145

Peygamberimiz aleyhisselamı orada bulamadı. Hazret-i Fâtıma'yı buldu. 1146

Ona:

" Anamın oğlu Ali'nin elinden ne çektiğimi bir bilsen!

Bana kocamdan akraba olan müşriklerden iki kişiyi himayeme almıştım. Ali öldürmek için kılıcını sıyırıp onların üzerlerine yürüdü! " dedi. 1147

Hazret-i Fâtıma:

" Demek, sen iki müşriği himayene aldın hâ?" dedi. 1143

Hazret-i Fâtıma'nın bu sözü, Ümmü Hani'ye, Hazret-i Ali'nin davranışından daha ağır geldi.

O sırada Peygamberimiz aleyhisselam oraya çıkageldi.

Peygamberimiz aleyhisselamın üstü başı tozlarım işti. 1149

Peygamberimiz aleyhisselam, çadırında, bir leğenin içinde yıkandı.

Yıkanıncaya kadar, Hazret-i Fâtıma da elbisesini Peygamberimiz aleyhisselamın çevresinde tutarak Peygamberimiz aleyhisselamı siperledi.

Peygamberimiz aleyhisselam elbisesini giydi ve sekiz rekat kuşluk namazı kıldı. 1150

Peygamberimiz aleyhisselam, Ümmü Hani'yi görünce:

" Kim bu?" diye sordu.

Ümmü Hani:

" Yâ Rasûlallah! Ben Ümmü Haniyim! " dedi. 1151

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Ey Ümmü Hani Fâhite! Hoşgeldin! " dedil 152 ve:

" Sen ne için geldin?" diye sordu. 1153

Ümmü Hani:

" Yâ Rasûlallah! Anamın oğlu Ali'nin elinden ne çektiğimi bir bilsen! Az kalsın elinden kurtulamayacaktım!

Kocamdan akrabam ve müşrik olan iki kişiye eman vermiş, kendilerini himayeme almıştım.

Anamın oğlu Ali, üzerlerine yürüyüp onlan öldürmek istedi! " dedi. 1154

Peygamberimiz aleyhisselam:

" Onun böyle davranması, uygun olmamış! 1155

Senin himayene aldığın, bizim de himayemizdedir! 1156 Senin eman verdiğine, biz de eman vermişizdir! 1157

Onlar öldürülmeyeceklerdir! " buyurdu. 1158

Bunun üzerine, Ümmü Hani hemen evine dönüp durumu onlara bildirdi ve:

" İsterseniz burada oturun, isterseniz evlerinize dönün! " dedi.

Onlar, Ümmü Hani'nin evinde iki gün oturduktan sonra, kendi evlerine döndüler. 1159

Haris b. Hişam derki:

" Müşriklerin kendisine karşı koydukları her yerde Resûlullah aleyhisselamın beni de görmüş bulunmasına rağmen bana gösterdiği iyiliği ve merhameti hatırladıkça, beni görmesinden utanır olmuştum.

Mescid-i Haram'a girdiği sırada, kendisine rastladım.

Beni güleryüzle karşıladı. Yanına varıncaya kadar, ayakta durdu.

Selam verdim ve hemen Cenab-ı Hakk'ın birliğine şehadet getirip Müslüman oldum.

Bunun üzerine, Resûlullah aleyhisselam;

'Hamd olsun O Allah'a ki, sana doğru yolu gösterdi. İslâmiyeti nasip etti. Senin gibi bir adam İslâmiyeti tanımaz ve takdir etmez olamaz! Vallahi, zannetmem ki, İslâmiyet gibi bir din, tanınmaz ve takdir edilmez olsun! ' buyurdu." 1160

Haris b. Hişam; kalbleri İslâmiyete ısındırılmak için kollanılan kişiler arasında iken, Müslümanlığını güzelleştirmiş, ashabın üstünlerinden ve hayırlılarından olmuştur. 1161

Yüce Allah ondan razı olsun!

Haris b. Hişam'ın oğlu Abdurrahman der ki:

" Haris b. Hişam:

'Yâ Rasûlallah! Bana birşey haber ver ki, ona sımsıkı sanlayım?' demişti.

Resûlullah aleyhisselam, diline eliyle işaret ederek:

'Buna sahip ol! ' buyurdu.

Aradan çok geçmeden, onun en az konuşan bir adam olduğunu gördüm.

Halbuki, ondan daha zeki ve anlayışlısı, atıp tutmaya başladığı zaman da ondan şiddetlisi, hiddetlisi yoktun 162

-------------------------------------

1130. İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 1, s. 420.

1131. Mus'abu'z-Zübeyrî, Nesebi Kureyş, s. 301.

1132. İbn Abdilberr, İstiâb, c. 1, s. 302, 303.

1133. İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 4, s. 53, 54, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 829.

1134. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 829, 830.

1135. Şerahsî, Siyeru'l-kebir Şerhi, c. 1, s. 254, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 829.

1136. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 144.

1137. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 830.

1138. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 830, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 277.

1139. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 830.

1140. Serahsî, Siyeru'l-kebir Şerhi, c. 1, s. 254, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 830, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 277.

1141. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 830.

1142. Serahsî, Siyeru’l-kebir Şerhi, c. 1, s. 254.

1143. Serahsî, Siyeru’l-kebir Şerhi, c. 1, s. 254, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 830.

1144. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 830.

1145. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 423, 424, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 830.

1146. Serahsî, Siyeru’l-kebir Şerhi, c. 1, s. 254, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 830, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 423, 424, 343.

1147. Serahsî, Siyeru’l-kebir Şerhi, c. 1, s. 254, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 830.

1148. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 830.

1149. Serahsî, Siyeru’l-kebir Şerhi, c. 1, s. 254, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 830, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 343, 424.

1150. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 4, s. 53, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 2, s. 145, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 343, 423, 424, 425, Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 2, s. 84.

1151. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 343, 423.

1152. İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 4, s. 53, Serahsî, Siyer Şerhi, c. 1 , s. 454, Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 830.

1153. İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 4, s. 54, İbn Sa'd, Tabakât, c. 2, s. 144.

1154. Serahsî, Siyer Şerhi, c. 1, s. 254, Vâkıdî, c. 2, s. 830, İbn Sa'd, c. 2, s. 144, 45, Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 424.

1155. Serahsî, Siyer Şerhi, c. 1, s. 255, Vâkıdî, c. 2, s. 830, Hâkim, c. 3, s. 278.

1156. İbn İshak, İbn Hişam, c. 4, s. 54, Serahsî, c. 1, s. 255, Vâkıdî, c. 2, s. 330, İbn Sa'd, c. 2, s. 145, Ahmed, c. 6, s. 341 , 342, 343.

1157. İbn İshak, İbn Hişam , c. 4, s. 54, Vâkıdî, c. 2, s. 830, Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 341, 342, Hâkim, c. 3, s. 278.

1158. İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 4, s. 54.

1159. Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 830.

1160. Hâkim , Müstedrek, c. 3, s. 278.

1161. İbn Abdilberr, İstiâb, c. 1, s. 302.

1162. İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 1, s. 421.